「05|❝her şeyin arka planı ve olacaklar❞」

1.4K 144 198
                                    

•düzenlendi, öncekini okuyanların tekrar okuması önerilir.

beş ● ❝her şeyin arka planı ve olacaklar❞


İki çapulcu, oturdukları yerden birbirlerine bakarlerken yüzlerinde hem heyecanın izleri ve endişenin öncüsü olan ışıltılı bakışlar vardı. Bu iki kişinin arasında ise diğerinden daha tombul olan yüzü korkuyla gerilmiş adam, kıpkırmızı bir yüzle konuşuyordu.

"Eğer Regulus'un karşısına geçeceğimi söylüyorsanız, saçmalıyorsunuz demektir."

"Hadi ama, Kılkuyruk." Sirius gözlerini ekrandan ayırmazken, Peter'a yalvarıyordu. "Yerini bulduk ve biz karşısına çıkarsak ne tepki verebileceğini biliyorsun."

Asa saptamaları sayesinde yerlerini buldukları Regulus, şu anda bir restoran'daydı ve tek başınaydı. Sirius her ne kadar Regulus'un asaların saptanabileceğini bildiğini düşünse de, şu anki görünüm hiç de öyle olduğunu göstermiyordu.

"Ben karşısına çıktığımda öyle bir tepki vermeyecek mi yani!" diye bağırdı, alnından terler akmaya başlamıştı şimdi. Sirius, bakışlarını ilk kez bulduğu konumdan Peter'a çevirirken, derin bir nefes aldı. Uzun ve ciddi konuşmalar ona göre değildi, şimdi ise onlardan birisini yapacaktı.

"Bak, Kılkuyruk. Regulus, Çatalak ve Aylak'ın nasıl birisi olduğunu tahminen biliyor. Sen ise onlara kıyasla daha... daha sessiz olduğun için senin karakterini tam olarak bilmiyor. Eğer ona, yerini bize söylemeyeceğine inandırırsan ve normal bir şekilde konuşursan o zaman neden böyle şeyler yaptığını da öğrenmiş oluruz. Bir fare ile iki peynir, çaktın mı?"

"O fare ben oluyorum sanırım," diye homurdandı, Peter. Sirius onu anlayabiliyordu; Regulus her ne kadar Peter'dan küçük olsa bile düello kabiliyetleri ondan bin kat daha iyiydi. Peter da bu yüzden telaşlanıyordu, aslına bakarsanız oradaki herkes telaşlanıyordu. Kim bir Ölüm Yiyen'in karşısına açıkça yoldaşlık üyesinden birisini gönderirdi ki?

"Eğer Regulus'u zekanla alt edersen, sana borçlu olmuş olurum Kılkuyruk." diyerek son kozunu denedi, bundan önce bir sürü şey söylemiş ancak Peter hepsini kesin bir dille reddetmişti.

"Regulus'un karşısına geçeceksem bile birisinin bana borçlu olduğunu bilerek ölmem istemem." diyerek yüzünü buruşturdu. Sirius göz devirdi. "Ama, tamam. Yapacağım."

"Emin misin?" diye sordu alayla. "Belki Regulus seni bir lanetiyle falan devirir, tırnağın kırılır."

"Hey!" diyerek kızdı tiz bir sesle, Peter. Sirius onun bu hâline gülerken, kağıda Peter'ın kabul etmesiyle ilgili şeyler yazıp uçak hâline getirdi ve asasını dokundurarak gitmesi gereken yeri fısıldadı. Büyülü kağıt uçak yanlarından hızla ayrılırken, Sirius Peter'a döndü.

"Regulus'un karşısına geçtiğinde ne diyeceksin peki?" Peter'ın ifadesi yavaş yavaş değişirken, dik bir şekilde durmaya başladı. "Bırak, onu da ben halledeyim, Patiayak."

"Eh, sadece hazır mısın diye sordum." Baştan aşağıya Peter'ı süzdü ve gülümsedi. "Bence kesinlikle hazırsın."

"Kılkuyruk, gitme!"

"Kılkuyruk, sen kesinlikle bir Gryffindor'sun dostum!"

İki kişi de aynı anda kapıdan içeri geçmeye çalışırken, James ve Remus'un birbirlerine yapışık hâlde orada kalmalarıyla kendilerini hareket ettirmeye çalıştılar. Ancak bu daha da sıkışmalarını sağlıyormuş gibi nefes nefese kalmışlardı.

"Peter, kesinlikle Regulus'la karşılaşmıyorsun, ölebilirsin!" Remus olabildiğince bağırırken, James onu ittirerek başını ileriye doğru uzattı. "Onu dinleme, dostum. Regulus'un üstesinden bir dakikada gelebileceğine eminim!"

partis temporus ℘ regulus arcturus black.Where stories live. Discover now