BÖ/31

474 96 42
                                    

Mert gülerek, "Artık abinin ehliyeti var seni isteğin yere götürebilirim." deyip dizime vurdu.

"Ay kalsın, senin gibi birine nasıl ehliyet verdiler acaba?"

"Nedenmiş o, niye vermesinler?"

"Trafik magandasısın çünkü!"

"Tabi canım tabi kıskanma."

Çağatay, "Alooooo! Kime çağırıyorum ben!" diye bağırarak terasa geldi.

Mert, "Ne istiyorsun sen yine?" dediğinde Çağatay çoktan yanıma oturmuştu.

Çağatay, "Şey diyecektim tatil yerini ayarladım da." dedi yumuşak bir sesle, Çağatay'ı bu aralar anlamak çok zordu dakikalar içinde ruh hali değişiyordu.

"Nereye gidiyoruz?"

"Ukrayna'ya."

Mert, "Bundan da bu beklenirdi, hani sessiz sakin bir yere gidecektik?"

Çağatay, "Yani düşündüm de sessiz sakin bir yerde gece kulübü falan olmaz o yüzden öyle dedim, aslında Moldovya'ya da gidebiliriz ya da Rusya hatta İtalya."

"Mert Çağatay diyor ki kızların çok ve güzel olduğu bir yere gidelim neresi olursa olsun."

Çağatay, "Ne alakası var be!" deyip enseme vurdu.

Mert, "Ben başı bağlı biri olarak gelmeme kararı aldım."

Çağatay, "Öyle bir şey yok, yarın akşam yedi uçağına biletleri ayırttım hazırlanın."

"Ukrayna ne alaka cidden başka bir yere gitseydik."

Çağatay, "Nereye gidelim oğlum, Ege kıyılarına mı, Karadeniz turuna mı, Mardin, Diyarbakır o taraflara mı?"

Mert, "Bence İtalya'ya gidelim hem Barika seni özlemiştir." deyip güldü.

Çağatay, "Ömer bak valla bu elimde kalacak!"

"Sakin ol boş ver sen onu konuşsun dursun." dedim gülerek.

Mert, "Böyle üçümüzün kafa dinleyeceği bir yer olsa daha iyi bence."

"Bence sizin ormanın bir köşesinde bir bungalov tarzı bir eviniz var ya oraya mı gitsek olmaz mı?" diyerek Çağatay'a baktım.

Çağatay, "Ev müsait şu anda kimse yok orada."

Mert, "Temiz hava, sakinlik bize bir on beş gün çok iyi gelir."

Çağatay, "Yurtdışına gitseydik daha iyi olmaz mıydı?"

"Bilmiyorum ki, ben çok kararsızım."

Çağatay, "Tamam kafamız karışmasın, orman evine gidelim."

Mert, "Anlaştık."

Çağatay, "Biletleri iptal ediyorum o zaman."

Mert, "Hem fikirsek iptal et."

"Bence iptal et."

Çağatay, "İptal ediyorum." diyerek cebinden telefonunu çıkardı. Birkaç dakikanın ardından da "İptal ettim." dedi.

"Şimdi ne zaman gideceğimizi kararlaştıralım."

Çağatay, "Yarın sabah yola çıkalım bence. Benim arabayla gideriz, üç dört saate de varmış oluruz herhalde."

"Bana uyar."

Mert, "Kaç gibi çıkarız."

"On on buçuk gibi uygun bence."

Mert, "Tamamdır o zaman yarın görüşürüz. Ben bir eşyalarımı ayarlayayım son dakika hazırlanamıyorum biliyorsunuz."

"Tamam, görüşürüz." dediğimde Mert ayağa kalktı. Çağatay, "Bir durum olursa haberleşiriz." dediğinde de eliyle onaylayıp terastan çıktı.

Burslu ÖğrenciWhere stories live. Discover now