1.3

4.9K 305 118
                                    

Kuaför salonunda çalışanlar dışında üç kişi daha bulunuyordu. Kim Namjoon, Kim Seokjin ve Jung Hoseok. Namjoon, Hoseok'u aramış ve depresyona girdiğini belirtmiş ve saçlarını boyayacağını söylemişti. Kuaförde buluşma kararı aldıklarında Hoseok yanında Seokjin'i de getirmişti.

"Ya olum! Kim dedi sana Seokjin'i getir diye. Kanka kanka takılacaktık şurada."

"Senin ağzını yırtarım Namjoon. Biz kanka değil miyiz lan," diyip Namjoon'un ağzının üstüne vurmuştu Seokjin. Hoseok gevrek gevrek gülmüştü bu duruma.

"Sende kankamsın ama aynı zamanda Yoongi'nin biraderi sensin." yalancı bir şaşkınlıkla baktı Seokjin.

"Ne biraderi canım. İftira!"

"Ya yeme beni aşkım. Buna ben bile inanmadım."

"Sen sus," diyip bu sefer de Hoseok'un ağzına vurdu. Bu sefer de gülme sırası Namjoon'daydı.

"Aramızda geçen bütün konuşmaları biliyorsun orası kesin. Bari burda olduğunu söyleme?" sesi yalvarır tonda çıkmıştı.

"Şey, söyledim bile!" sinirle gözlerini kapattı Namjoon ve istediği rengi söyledi kuaföre.

++
Yoongi evdeydi ve annesine yardım ediyordu. İsteyerek(!) tabi ki de. Annesi evi süpürürken Yoongi viledayla evi siliyordu. Tek çocuk olmak zordu ya.

"Anne! Bitti burası!" annesi gelmiş ve kontrol etmişti ama içine sinmemişti.

"Tam bastırarak silsene oğlum. Hoşuma gitmedi hadi bir daha yap." inanamayarak bakmıştı annesine ama annesi umursamadan mutfağa geçmişti.

"Yapmıyorum ya! Banane! Temizlikçi miyim ben!" tam viledayı bırakmıştı ki annesinin terliği poposuna isabet etmişti. Yoongi daha ne olduğunu anlamadan annesi diğer terliğiyle poposuna vurmaya başlamıştı bile.

"Temizlikçi he! Ben her gün yapıyorum. Ben de mi temizlikçiyim?" her kelimeden sonra vuruyordu ve Yoongi kaçamıyordu.

"Ya anne, bak benim bir karizmam var! Anne! 18 yaşına geldim bak hala yaptığın harekete bak. Yakışıyor mu bu sana!"

"Sus! Anneye cevap verme." Yoongi artık son kozunu kullanmak zorundaydı. Havayı kokluyormuş gibi yaptı.

"Yemek mi yanıyor?" annesi koşarak mutfağa giderken kendisi de odasına kaçmıştı.

"Min Yoongii!"

+
Bayan Min kapıyı açtığında karşısındaki çocuğu görünce gülümsemişti.

"Gel içeri, tatlım." o sırada kapının önünden geçen Yoongi annesine kınayan bakışlar atmıştı.

"Tatlım mı? 18 yıllık oğlunum bana bile demedin!"

"Şş Yoongi! Ayıp!"

"Ya buna mı ayıp?" omuz silkip odasına geçince Jungkook gülmüş ve peşinden ilerlemişti. Yoongi yatağında yatarken üzerine atlamıştı.

"Yuh! Hayvan! Öyle atlanır mı lan!"

"Çok ona müsait bir pozisyondu ama hyung."

"Aptal," diyip kafasına vurmuştu Jungkook'un.

"Gene çöreklendin he."

++
Taehyung ve Jimin, Jimin'in yatağında yatıyorlardı. Jimin, başını Taehyung'un göğsüne koymuştu ve birlikte video izliyorlardı. Az önce büyük bir boğuşmadan çıkmışlardı ve bunun sebebi Jimin'di. Aklı sıra hesap soruyordu. Şimdi ise ikisi yorgundu ve acıkmışlardı.

Boys With Fuuun / BTS ✔Where stories live. Discover now