46- Altın Yumruğum

16.9K 872 84
                                    

Eğer odamın tavanının dili olsaydı muhtemelen "Bana bakıp sırıtmayı kes artık!" diye çemkirirdi. Etkili olur muydu bilmiyorum. Böylesine bir huzurla yalnızca sırıtıyor olmam bile azdı, içimden geçenler kendilerine yön bulamazken bence gayet sakin duruyordum.

Bir öpücük müydü böylesine huzurla dolup taşmamın nedeni? Sanmıyorum. Bir öpücükten fazlası olduğunu kime nasıl ispat edebilirim bilmiyorum ama bu çok başka bir his... Sevdiğin tarafından sevilmek bir nimettir elbette, fakat sevdiğinin ruhuna dokunmak, ona yolculuk etmek nimetten öte bir yerde.

Bir sağa bir sola dahi dönmüyordum tavanı seyrederken. O an bin defa canlanıp duruyordu zihnimde ve her defasında aynı hisle aynı heyecanla ruhumu titretiyordu.

Tıkanıp kalmış gibiydim aynı anın ortasında fakat bu ne güzel bir tıkanıştı böyle... Bitmesindi.

"Geç kalacaksın Esila, hadi kızım"

"Geliyorum anneciğim!"

Anneme verdiğim yanıtım fazla neşeli olunca kadıncağız şaşırmıştı muhtemelen ve kapının arasından başını uzatıp garip bir bakış attı.

"Saat yedi, ne bu neşe?"

"Ne güzel bir sabah ama!"

"Hava üç derece... Hasta mı oluyorsun acaba?"

"Mükemmel bir hava ya! Kuşlar falan..."

"Kuş mu?"

Annem aynı garip bakışlarını pencereme atmıştı bu defa ve başını sallayarak, "Zaten azdı iyice gitti aklın" dedi.

Gitmedi yahu, olan aklıma fazla huzur yüklenmesi yaşıyordum sadece.

Kahvaltı sofrasına geçtiğim gibi üzerine çikolata sürülmüş ekmeklerden birinden kocaman bir ısırık aldım. Kimsenin duymadığı, fakat benim gayet net bir şekilde duyduğum neşeli müziğe eşlik ederek bir o yana bir bu yana sallanmaya başladım.

Tam bu sırada dışarıdan gelen seslerle birlikte annemle birbirimize baktık. Anında kocaman bir gülümseme ile bahçe kapısına koşarken annem de gelmişti yanıma ve dışarıya baktığı gibi "Kara oğlan bu!" diye tısladı.

Bakışlarının hedefindeydim. Kızacakmış gibi olan bakışlarının yanında tuhaf bir ifade daha vardı ve dudaklarını sıkarak gözlerini yeniden dışarıya çevirdi.

Uğur, Okan'la birlikte eve bir şeyler taşıyordu. Ön bahçenin önünde ki arabadan iki kişi daha inmişti şimdi ve büyük kolilerin bir kısmını sırtlandılar. Merakla bakan annem, "Ailecek mi döndüler acaba?" diye mırıldandı.

"Sadece Uğur, şimdilik..."

"Ha sen nereden biliyorsun? Hala görüşüyorsunuz değil mi?"

"Sen değil miydin bu çocuğu seven, onaylayan kişi? O hala aynı kişi, niye böyle yapıyorsun anne?"

"Koca fabrikayı yaktı Esila, sinirlenince evi de yakar bu!"

"Yakmaz... Ben su olurum o da durulur"

Anneme bakmadan söylediğim sözlerim annemi endişelendirmiş miydi bilmiyorum ama su da olurdum onun ateşine ben... Neye ihtiyacı varsa o olmaya hazırdım, yeter ki ruhuna dokunmaktan mahrum etmesindi.

§

Projelerimin hazırlığı bitmişti fakat lanet okuldan bir türlü çıkamıyordum. Her şey bugünü bulmuştu sanki, herkesin bugün bana bir iş veresi tutmuştu.

Sınıftan bir arkadaşa yardım etmek için kütüphanede oturmuş makalelere bakıyorduk. Aldığı bir ders onu epeyce zorluyordu ve anladığımız kadarıyla yardım edecektik... Fakat ben bedenen burada gibi görünsem de aslında durum pek de öyle sayılmazdı.

Saçlarımdan Bileğine   Where stories live. Discover now