5 haziran, 01:45

262 35 12
                                    

sana da selam olsun akrebi kırık saatim. ah be saat, yine gösteriyorsun gece yarısını. ben kendimden koptum, bir yarım bile değilim artık. ki yaz henüz geldi ve yeni bir şeyler var hissedebiliyorum.

sabah baktığım aynada onun yüzünü aradım durdum, bir aydan fazlası oldu sanırım onu tanıyalı. sabah yaptığım kahvaltıda onun için de bir tabak çıkardım, onun için çay demledim. boşluğa bakıp düşündüm, hevesim kırılmaz değil mi? bir mucize ararken aniden rastlaştım onunla, bilmem o zaman saat kaçtı. oysa ben dikkat ederim saatlere, kokulara, ''o an'' dediğimiz anlara. hayatıma girdiği anı hatırlamıyorum bile. bulanık, rüya gibi. 

ben bu kahvaltı sofralarında oturup kalır mıyım hep böyle, toparlayamadığım şeyler var doğrusu. acılarımı bilip, onun acılarından mahrum kaldığım için hep bunlar. acı, başkasının acısı olmadan geçmiyor akrebi kırık saatim, inan ve yelkovan öylece sensiz ne yapar bilemiyorum, sen onu kovalamadan.

dünya garip bir yer, saf sevebiliyormuş insan. yeni anladım. onu ilk gördüğümde anladım. yani dokunmayı unutur mu insan? ben unuttum. onu tanıdım, kolsuz bacaksız kaldım. onu hissettim, hayalsiz kaldım. -hayallerim onun beden bulmuş haliydi, koskoca ruhunu görüyordum. aynalardan farksızdım. uçsuz bucaksız ruhunun kanayan yerlerini görüyordum. üstelik o derece uzağa gömmüş yaralarını.- 

bu aralar pek karanlıktan korkmuyorum. onun saçlarına alıştım her gece düşlerimde. daha kokusu yer edinmedi içimde. birkaç gün sonra, tanrı kavuşturursa.

sonrası... sonrasını bilemem. belki yeni bir saate ihtiyacım vardır, kalbim çok kırılacak belli ve ben hiçbir dakikayı kaçırmak istemiyorum sarhoşluğumda.

senden kalan anılar kütüphanesiWhere stories live. Discover now