0.8

316 45 9
                                    

derin bir nefes vererek kağıdı çalışma masasının üzerine bıraktı yeosang.
ne düşünmesi gerektiğinden emin değildi, kafası karışmıştı.

bu hissi bir bulmaca çözmeye benzetti; cevapları buldukça gülümseyerek kendini tebrik ettiğin ama tıkandığında da, delirecek raddeye kadar gelmek gibiydi.

bu yüzden ilk kendini hoş hissettiren seçeneği seçti ve:

"demek uzun boylusun..."

diye mırıldandı.

ardından gözlerini tekrar not kağıdında kaydı:

"bu yüzden kendini sevmelisin."

gözlerini kırpıştırdı ve son cümleyi de ezberlediğinden emin olana kadar tekrar etti içinden:

"eğer bunu beceremiyorsan da benim bundan haberim olmalı çünkü ben; bizi ikimizin yerine de sevebilecek kadar çok sevgiye sahibim."

çözmeye başladığı bu bulmacanın henüz çok başında olduğunu fark ettiğinde önündeki matematik testine odaklanmayı denedi yeniden.

on soru da sadece beş doğru ve beş de yanlış çıkardığını farkına vardığında:

"mükemmel,"

diye fısıldadı.

gözü yeniden düzgün bir el yazısıyla yazılmış olan kağıda kaydığında aklına onun kim olduğunu bu yazıyla bulabileceği ihtimali geldi ama bu, sınıfının bundan haberi olmaması isteğine ters düşen bir şeydi.

ama bu başka bir gün, sınıfı boş bulduğunda bu yöntemi denemeyeceği anlamına gelmiyordu.

"yarın wooyoung'a söyleyeyim de tanıdığı uzun boylu insancıkların bir listesini çıkarıversin bari..."

ー from nobody to somebody ♡ yunsangWhere stories live. Discover now