yaptık bir şeyler. umarım eğlenirsiniz, yorumlarınızı bekliyorum.
iyi okumalar.
"Lütfen, gülünç olma. Ben ona bağlı değilim, ben kimseye bağlı değilim." Babamın baskılayarak söylediği kelimeler yüzümde oluşan gülümsemeyi ne yazık ki bastıramadı.
"Ama onu seviyordun. Sonuçta sen kudretli Tony Stark'sın, dört yıl aynı ilişkide kalmak kolay değil." dedim biraz imayla. Bunun sebebi, babamın gerçekten birileriyle çok kolay flörtleşip devamını getirememesinden kaynaklanıyordu. Nitekim aynı imayı o da algıladığından, bana oturduğu koltukta daha da yayılmaktan başka hiçbir yanıt vermedi.
"Zor oldu," diye mırıldandı, itiraf edercesine. Ardından kendisine göre sinir bozan bakışlarımı görünce bir şeyler ekleme gereği duydu, "Öyle bakma, Peter. Tamam, eski alışkanlıklarımı gözden çıkarmadım ama yine de zordu işte."
"Steve'den sakladıklarının haddi hesabı yoktu, baba. Eninde sonunda bir tanesini öğrenecekti. Hangisini duyduğunu merak ediyorum." dedim, düzgün bir tonla. Laflarımın ardından babamın bakışları farkında olmadan gerginlikle değişti.
Bir diğer kaydadeğer sorun ise, babamın ciddi anlamda kötü- hatta çok kötü alışkanlıklarının olmasından geçiyor.
Burada bir sürü örneklendirme yapabilirim ama birkaçından bahsetmem gerekirse; sayılamayacak kadar mankenlerle yapılan sebebi belli geceler, komaya yolu olan alkol kullanımı, tabii ki sigara, arada uyuşturucu, partiler, habersiz başka bir tatil yerine gidip orada kafa çekmeler...
Maalesef ki, bu liste sayamayacağım kadar kabarık.
"Ne fark eder ki-" diye mırıldandı, bir müddet sonra parmakları ağrıyan başını bulmuştu, "Seni de ilgilendirmez zaten."
Ve bu arada, az önce şahit olduğumuz tipik tavır, babamın suçunu kabullenemeyişinin en büyük kanıtıydı.
Kısılmış dudaklar, durmadan elindeki en son teknolojiye sahip tabletinde boş boş gezinmeler, arada susmam için attığı öfkeli bakışlar ve tabii ki ben sana kızıyorum, diye bağıran üç numaralı oturuşu-
Sadece artık onu çok iyi tanıyorum diyelim.
"Hadi ama baba," Oturduğum yerde kıpırdanmasam olmazdı, "Gerçekten onun neyi öğrendiğini aşırı merak ediyorum. Hem ben senin oğlunum, anlatman lazım."
Bunun ardından aynen beklediğim tepkiyle karşılaştım, "Senin okula gitmen lazım sanıyordum," Babamın kararlı tonuna sadece omuz silktim,
"Şu andaki konu daha ilgi çekici." Muhteşem ve kudretli Tony Stark dediğime karşı ciğerlerine doldurabildiği kadar havayı doldurduğunda gülümsedim çünkü sonucunda ne olacağını az çok tahmin edebiliyordum.
Hadi ama, tabii ki anlatacaktı.
"Pekala," Babam tabletini yavaşça yanına koyduktan sonra ekledi, "Madem bu kadar merak ediyorsun, anlatıyorum."
Minik bir uyarı, birazdan dinleyeceğiniz bu hikaye olayın Tony Stark açısından anlatılmış tarafıdır.
Tony Stark zırhtan çıkıp görünüşünü kendince daha da mükemmelleştirdikten sonra, beklemekte olan sevgilisini daha fazla meraklandırmayarak restorana yeniden girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘮𝘪𝘴𝘤𝘩𝘪𝘦𝘷𝘰𝘶𝘴 ∝ 𝘪𝘳𝘰𝘯𝘥𝘢𝘥
Fanfictionpeter stark, gerçekten çok ama çok yaramaz bir çocuktur. sitcom gibi düşünerek okumanız tavsiyemdir. stony ve peter ile shiplenecek herkes, superfamily.
