Bölüm 4

523 26 43
                                    

Medya Kuro'nun şeytan gözü.

Uyandığımda Gaara yanımda değildi. Yataktan kalktım ve dün akşam yere fırlattığımız kıyafetlerimi giydim. Yola çıkmak için hazırlanmaya başladım. Gaara'nın yanına gitmek üzere oturduğum yataktan kalktım. O sırada odanın kapısı hızla açıldı ve aynı hızla Gaara yanıma geldi. Şaşkınca ona baktım.

" Konoha'ya gitmemiz gerek. "

Korkuyordum. Hiç mola vermeden Konoha'ya gelmiştik. Gaara ne olduğunu söylemiyordu. Bu da beni daha çok korkutuyordu. Konoha'nın büyük kapısına vardığımızda Tenzou-sempai bizi karşıladı. Yüzündeki ifade hiç hoşuma gitmemişti. Aceleyle bizi hastaneye götürdü.Komadaki Kakashi-sempai'yi görünce içimde garip bir his oluştu. Bacaklarım titrerken etrafın karardığını fark ettim. Yerle buluşmadan önce birşey beni sardı. Renkler ilk kez bu kadar uzun süre gitmişti. Üstelik onu mühürlediğimden beri ilk kez gözlerim siyaha dönmüştü.

Yavaşça gözlerimi açtım. Tenzou ve Gaara endişeyle bana bakıyordu.

" Önemli birşey değil sadece bayıldın. " diyen Tsunade-sama'ya döndük. Titreyen sesimle sordum.

" Peki ya Kakashi? "

" Onunla ilgili olarak..... yapılacak pek bir şey yok... "

" Ya-yani sempai.... *hıçkırık* " hıçkırarak ağlamaya başladığımdagözümün önüne gelen kırmızılığı önlemek amacıyla gözlerimi kapattım.

" Kuro. Yume klanının özel tıbbi jutsularına biraz baktım. Hala yapılabilecek birşeyler var. "

Kafamı aşağı yukarı salladım. Beni yatırmış oldukları koltuktan kalktım.

" Sempai'nin durumuna bakmam gerek. "

Kakashi-sempai cidden kötü durumdaydı. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Birkaç saatlik araştırmanın sonunda imkansız görünse de yapabileceğim bir mühür vardı.

" Tsunade-sama! Kakashi'yi Yume bölgesine götürmemiz gerek. Ama oraya girmeniz pek iyi olmaz. "

" Peki Kakashi'yi nasıl oraya götürmeyi düşünüyorsun? "

" Eğer istersen ben yardımcı olabilirim. Yume bölgesinin dışından kumla taşırım. "

Gaara'yı kafamla onayladım ve eski evime doğru yola koyuldum. Yume bölgesine vardığımda derin bir nefes aldım. Her tarafta cesetler vardı. Bağzıları çoktan çürümüş, bağzılarıysa çürüyenlere inat hala sağlam... Eskiden silemle birlikte yaşadığım büyük malikaneyi geçtim ve ayinlerin yapıldığı, aynı zamanda eski kitapların tutulduğu binaya vardım.

Mühür için gereken herşeyi hazırladığımda daha önce tanıştığım kök anbulardan birinden kopyaladığım ( Sai'nin tekniğini diyor ) teknikle bir yazı yazdım ve baykuşa çevirip hastaneye yolladım. Ben de bölgenin girişine doğru yol aldım. Girişe vardığımda Gaara kumdan bir göz yapmış, yanındaki Kakashi'yle birlikte bekliyordu. Ona gülümsedim ve " Bu taraftan. " diyerek yürümeye başladım.

Kakashi'yi önce öldürmem sonra da ruhunu dünyadan ayrılamadan vücuduna geri bağlamam gerekiyordu.

Ayin için çizdiğim mührün önünde durdum. Kakashi mührün ortasına gelince birkaç el mührü yaptım ve " çözül " dedim. Bu şekilde hem kendi mührümü açmış hem de Kakashi'nin ruhunu serbest bırakmıştım. İçime dolan ve kontrolü ele geçirmeye çalışan şeytanı bastırarak Kakashi'nin ruhuna odaklandım. 
[Biraz bilgilenelim bölümü ^.^ Şimdi Kakashi komadaydı, yani ruhu bedenine zincirliydi ama bedeninde değildi. Kuro da içinde o şeytanı taşıdığı için ruhunun küçük bir kısmını vücudunda taşıyabiliyordu. Mührü açınca ruhu ve şeytanın ruhsal enerjisi dengelendi. Ruhunun dışarıda kalan kısmını da Kakashi'nin ruhuna göndererek onu vücuduna geri götürdü. Yani Kakashi'yi canlandırdı.]

AKA - KUROWhere stories live. Discover now