[one shot]
"Hadi Jeon seninle bir oyun oynayalım."
Güzel bir fikir, ele geçmez bir fırsattı.
Birkaç saniye dudaklarıma baktı. Ardından devam etti.
"Oyunun sonunda kaybeden, kendisinden isteneni yapar."
Söylediği şeyin farkındalığı ile dudaklarımı ıs...
К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.
•°•°•
Sessizlik...
Kütüphane ve sessizlik...
Namjoon, kütüphane ve sessizlik...
Can sıkıcıydı. Çok fazla canım sıkılıyor, önümdeki derslerin hiçbirine çalışmak istemiyordum. Gecenin bir köründe ders çalışmaya çalışmak bir azaptı.
Bugün günlerden salı'ydı. Yani cuma olmasına daha koskoca üç gün vardı.
Geçen dört günde hep aklımda dolanıp durmuştu. Tüm sosyal medya hesaplarını stalklayıp onun hakkında biraz bilgi edinmiştim.
28 yaşındaydı. Bizden beş yaş büyüktü. Kore Dili üzerine yüksek lisans yapıyordu. Tatillerde gezdiği yerlere de bakılırsa zengindi.
Tam kocan olacak adam Jeon Jungkook.
"Ya, sen iyice delirdin. Ne diye gülümseyip duruyorsun?"
Namjoon'un sözleri ile ona döndüm. Haklıydı.
"Canım sıkıldı. Kalk gidelim."
Namjoon beni hiç takmayarak önüne döndü.
"Vizelere götümü siktirmeye niyetim yok Kookie. Ben ders çalışacağım."
Aferin.
"İyi o zaman ben kaçar."
Oturduğum sandalyeden kalktım ve masanın üstündeki kitapları koluma depo ettim. Çantama koymak, çok ses yapmak demekti.
Kolumdaki kitaplarla birlikte dışarı çıktım. Öğrenci evimize gitmeden kesinlikle markete gitmelidim. Bugün chicken noodle souphazırlayacaktım kendime. Tavuk almalıydım.
Büyük caddeye çıktım hızla. Sağıma soluma bakındım. Buradan gitmek yolu en az on dakika uzatacaktı.
Karşıya geçmeden yolu yokuş yukarı tırmanmaya başladım. İlerde karşıya geçip ara sokağa girecektim.
Nihayet yolun diğer tarafına geçip sokağa girdiğimde havanın da karanlık olmasının verdiği etkiyle içimden bir ürperti geçti.
Acaba tekrar caddeye mi çıksaydım?
Siktir et Jeon Jungkook, en fazla ne olabilir ki.
Hızlı bir şekilde yürürken yolu yarıladığımı düşünüyordum. Yer yer merdivenlerin olduğu bu araya bir daha girer miydim, bilmiyordum.