7. Vukuat

1.5K 66 17
                                    

Hızla merdivenlerden aşağı indim. Ev o kadar büyüktü ki kendimi bir labirentin içinde gibi hissediyordum. Çok fazla soru vardı kafamda. Çıkışı bulamayacağımı fark ettiğimde bir odanın içine dalıp anında kapıyı kilitledim. "Lanet olsun burada da pencere yok!" şimdi ne yapacaktım? Kapana kısılmıştım ve kaçacak bir yerim kalmamıştı.

Kapının ardından "Rachel daha fazla zorluk çıkartma bana. Benden kaçamazsın!" diye bağırdı. Donakalmıştım. Ne hareket edebiliyordum, ne de tek kelime söz söyleyebiliyordum. Kapıya omuz atıyordu ve eski kapı kırılmak üzereydi.

Çok mantıksız bir şey yaparak dolaba girdim. Kapıyı kırdığında gözyaşlarıma engel olamıyordum. Dolabı açsa dahi görmek istemiyordum bu yüzden ellerimi sıkıca yüzüme kapatarak ağlıyordum sadece. Dolabın sesini duydum. Yüzümü görmek istercesine kolumdan tutup çekti. Bu sefer suratında o gülümsemesi yoktu. Sinirli görünüyordu. Ben ise sadece ağlıyordum.

Beni kolumdan tutup odadan çıkarttı. Beni nereye sürüklediğini anlamıştım. Beni o odaya götürüyordu! Bir anda kendimi çektim. Son gücümle kaçmaya çalıştım. "Bırak beni yalvarırım bırak. Öldüreceksin beni!" ağlayarak sayıklıyordum. "Kes sesini!!" ilk defa bu kadar sesini yükselttiğini duymuştum.

Beni zorla sürükleyerek odaya götürdü. İçeri girdiğimde çoktan başım dönmeye başlamıştı. Kana karşı çok hassas bir yapım vardı. Gözüm kararmaya başlamıştı. Bayılmadan önce son duyduğum şey ise; "Merakın yüzünden kendi sonunu getirdin. Seni evine götürecektim. Artık gidemezsin. Bana bunu yapmak zorunda bıraktın."

Ve yine o manasız kronik gülümseme...

Katilin AşkıWhere stories live. Discover now