Geç olsun güç olmasın karşm
Derste yazdığım bir bölüm daha. Buradan beni fark edemeyen tarihçi ve edebiyatçıya selamlar. Bir de okula gelmeyen arapçaçıya.
Neys
°
°
°
°"Annem seni çok rahatsız etmek istemedi ama sen beni aramışken sadece konuşmak istedi. Neden cevap bile vermeden engelliyorsun ki? Harry bu çok saçma o bizim annemiz."
Gemma tam da ondan beklendiği gibi annemi savuruken oflayarak telefonu masaya yatırdım. Sonra da hoparlörü açarak sandalyede geriye doğru yaslandım. Eve geldiğimde babam daha gelmemişti ve bende ablamı bir arayayım demiştim. Ne var ki ben engeli kaldırdığım saniye buna gerek bile kalmadan aranmıştım bile.
Üstelik engeli kaldırdığıma da pişman oldum.
Annemle konuşmak istemiyorum veya onun hakkında konuşmak. Ona kızgınım, beni evden atarken bunun sonuçlarını düşünmeliydi. Ve beni de düşünmeliydi.
Ama o bencillik yaptı. Şimdi de ben yapıyorum. Bir anne için çocuğunun nasıl önemli olduğunu elbette biliyorum ve bunu bilerek yapıyorum. Belkide hata yapıyorum bilmiyorum ama içimdeki kırgınlık ancak böyle dinliyor.
Ben memnun muyum sanki annesiz olmaktan, evden, dostumdan, ablamdan uzak olmaktan? Aslında alıngan bir tip falan değilim hatta Nıall benim ağlamayı bilmediğimi düşünüyor. Çünkü genel olarak üzüldüğümde ağlamak yerine kızgın olan bir insanım ama ben de sonuçta bir insanım değil mi?
Hemde annesi yüzünden son bir aydır düzenli olarak her hafta ağlayan bir insanım.
Hayatımı ters yüz edip istediği zaman beni yanına alamaz. Buna izin vermem. Gemma da böyle sürekli annemi savunmaya devam ederse - ki devam ediyor- onunla da uzun bir süre konuşmamak zorunda kalacağım.
"Duyuyor musun Harold? Aptallık yapma ve annemle konuş sonra da en kısa zamanda eve dön."
Boğazımda ki düğüm yüzünden konuşmazken tek yapabildiğim telefonu onun da suratına kapatmak oldu.
Harika. Şimdi yine ağlamanın sınırındayım.
Numarasını engelleyip telefonu sinirle bir köşeye attım, gerçek anlamda bıkmıştım. Kimse beni o eve götüremez, bunu neden anlamıyorlar ki?
Orası artık benim için bir ev değil hatta hiç bit zaman olmadı. Burası da değil biliyorum ama orası kadar soğuk değil buna eminim. Aslında ev neydi onu da bilmiyorum, sadece bu değil ona eminim.
Ağlamak istemiyorum bunun için artık susmayı öğrenmeliyim. Babam da zaten gelmek üzere, hiç açıklama yapmak istemiyorum.
Derin derin nefes alma işini öğrendiğimden beri her zamansız ağlamamı böyle durduruyordum. Gerçekten işe yarardı, beş dakika sonra içiniz bir hoş olur birden aval aval etrafa bakmaya başlardınız. Ama şuan o bile işe yaramıyor. İçime çektiğim nefesler kesik kesik ve düzensiz, dudaklarım bile titriyor. Anlayacağınız siktiğimin nefesini bile alamıyorum.
Ensemde bir yangın var gibi ve Kulaklarım ısındı, hatta saçlarımın kabardığına kalıbımı bile basarım. Kafamın her santimi yanarken parmak uçlarımın buz tutması kadar garip de bir biyolojik bir krizin eşiğindeyim.
Bu benim engelleyebileceğim bir şey değil, başımı kollarımın arasına alıp masaya yumularak ağlamaya başladım. Tam olarak neden ağlıyorum bilmiyorum ve zaten bunun tek bir sebebi yok. Sadece üzgünüm. Ve bu üzüntü beni hassaslaştırıyor, hayatımda hiç olmadığım kadar kırgınlaşıyorum.

YOU ARE READING
Rebel / Larry Stylinson
FanfictionErgenler acımasızdır. Aileler anlayışsız. Harry Styles annesiyle olan kavgası yüzünden babasının yanına Doncaster'e gönderilir. Ve babasının sandığının aksi olan yönlerini keşfederek çok daha farklı bir hayata başlar. Buna okul hayatı da dahildir...