1

5.9K 288 141
                                    


Toplumun bazı kuralları vardır. Bu kurallara uymayanları -çoğunlukla- dışlar, ezer, yaptıklarının ne kadar utanç verici olduğuyla ilgili birkaç sarsıntılı cümle kurar ve daha sonrasında susarlardı. Fakat bu tamamen unuttukları anlamına gelmezdi. Konusu her açıldığında ezici bir üslüpla özenle seçtikleri her bir kırıcı sözcüğü acımasız yorumlarının arasına serpiştirirlerdi, insanlar böyle tuhaflardı ve biz hiç bir zaman onları anlayamayacaktık.

32 yaşına basmak üzere olan ben, hayatımda 15 yıl süre gelmiş genelev prosedürlerinden henüz yeni kurtularak özgürlüğün yakıcı fakat bir o kadar da cezbedici kokusunu ciğerlerime çekiyorken insanların etik bulmadıkları her bir konu da ne kadar acımasız olduklarını iliklerime kadar hissetmiştim. Bu, kendime ait olan ilk evimi satın almaya çalıştığım zamanlarda girdiğim bir emlak dükkanında karşılaştığım eski müşterilerimden birinin onurumu yerle bir edecek çirkin cümleleri gözlerimin içine bakarak söylemesiyle başlamıştı. Daha önce de çok kez aşağılanmıştım fakat ilk defa bu kadar sarsıcı ve yaralayıcı olmuştu.

Genelevde iken orada söylenen onur kırıcı cümleler kendimi 'paralı tecavüzcülerden' korumak için ördüğüm çelikten duvarlarıma dokunmayı bırakın erişemezdi bile. Fakat o günah yuvasının yardım çığlıklarıyla boyanmış eski beton duvarlarını terk ettiğim anda, hiç sahip olamadığım özgürlüğün sarhoşluğuyla çelikten gardımı düşürüvermiştim ve şuan bu empati fakiri insanların karşısında çırıl çıplak kalmış gibiydim. Bu sâhte ahlak bekçileri beni zayıf buldukları her yerden vuruyorlardı ki bariz ortada olan şey ise benim birçok zayıf noktam olduğuydu.

Yaşamak istiyorsanız diğer insanlardan aldığınız darbelere karşı dayanıklı olmanız gerekir. Çünkü hayatınızda sizi aşağıya çekmek için her türlü hâmleyi denemekten sakınca duymayacak hissiyat fakiri mâhlukatlar her zaman var olacaktır.

Konuyu her yataktaki becerilerime getirmeye çalıştığında usta bir şekilde konuyu eğip bükerek açtığım yeni berrak sayfaya getirmeye çalıştım. İsmini dahi hatırlamadığım bu gangster tipli amcaya karşı içimde tarifi imkansız bir hırs ve kendini ispatlama güruh edivermişti. Giderek daha da agresifleşip suratı olduğundan daha da çirkin bir hâl aldığında ona asıl suçlu olanın yüzük parmağında ki alyansla utanmadan geneleve giren 45 yaşındaki 'küçük bir şeyi kontrol edemeyen' ergenlerin olduğunu söylediğimde öfke patlaması geçirdi ve beni tokatlayarak dükkandan dışarı attı.

Söylediklerim için pişmanlık duymuyordum fakat bu, hiç bilmediğim bir sokağın ortasında küçük bir kız çocuğu gibi hıçkırarak ağlamama engel olamadı.

Yağmurdan ıslanmış, çamurlu ve vıcık vıcık asfaltın üzerinde titreyen eklemlerimin her birinden acı dolu bir inleme kirli havaya yükseliyor, oradan da grimsi gökyüzünün kasvetli karanlığı içinde kayboluyordu.

O esnada yanıma bir beden yaklaşıverdi. Islak asfaltın üzerinde şakırdayan su damlalarına eşlik eden ayak seslerini duyabiliyordum. Görüş açımda bir çift çamurlu spor ayakkabı belirdiğinde kafamı yukarıya kaldırdım ve aciz bakışlarımı genç ve esmer yüzün üzerinde gezdirdim. Bir lise öğrencisi olduğu fazlasıyla belli, en fazla lise üçe gidiyor tahminimce.

"İyi misiniz?" Yanıma çöktü. "Burada sapıklar çok olur, birisi bir şey mi yaptı?"

Kahve gözleri samimi ve sıcak, ses tonu fazlasıyla ilgili ve içten. Bu benim 32 yıllık ömrümde hiç sahip olamadığım bir şefkat. Sanki ben 32 yaşında koca bir kadın değilimde dizi kanayan küçük bir kızmışım gibi ve o sanki kanayan yarama üflermiş gibi nefesini yüzüme çarptı. "İyi misiniz efendim? Yardım çağırmamı ister misiniz? "

[Kitabın konusu ve bölüm fazlasıyla içime sindi. Umarım sizde beğenmişsinizdir. ]

one kiss || vsoo ✓Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora