Sevildikçe Sevişiyor B.3.

3.3K 132 250
                                    

Can içlerim, düzenlenmiş yepyeni bir bölümle yeniden karşınızdayım.

Oy verip yorumlar bırakmayı unutmayın lütfen. Ne kadar çok yorum ve oy o kadar çabuk bölüm gelir ;))

🌿🌿🌿🌿🌿

Ezeltene çiçeği kokardı yerleşkenin dağları, kuytu kayalara sığınırdı her bir ahı anaların. Masumluğu adet edinmişti çocukları... Ayaklarında lastik pabuç; küçücük dünyalarında akşam sabah mutluydular. Onlar komşusu açken kendileri tok koymazdı yastığa başını... Çepeçevre kuşatılmıştı dört bir yanları; insanı insan yapan meziyetlerle.
-------
Gençti, toydu, Yaman. Kapılmıştı Asiye'nin alımlı yeline. Bir an önce olsun bitsin istiyordu düğünü zira babası 'bu işler bekletilmeye gelmez' demişti. Sabırsızca günleri sayan Yaman, göz açıp kapayıncaya kadar kendini Asiye'nin kocası olarak bulmuştu. Mutluluğun şarabını kana kana içiyordu, çünkü mutlu olmaması için hiçbir neden yoktu.

Güzeller güzeli Asiye'yi her gece koynuna alıyor, doyasıya öpüp kokluyordu. Hayatta bundan âlâ ne olabilirdi ki? Yaman'ın hayatından şikayeti yok keyfi yerindeydi. İş güç ona vız gelip tırız gidiyordu. Yirmili yaşların verdiği hoyratlık vardı serde; işten güçten gocunur muydu hiç, gocunmazdı elbette...

Hâl böyleyken böyle olunca onun gözünü hiçbir şey korkutmaz maaile sabah güneşinin ilk ışıkları kızıla çalarken yola koyulur, akşamın geceye meyilli izdüşümüyle eve dönerlerdi.

Eve dönerlerdi dönmesine ama kimi at sırtında kimi yaya olarak; hem de kilometrelerce yürüyerek. Akşam oldu mu her bir uzuvları yorgun bitap düşer, erkenden yorganın altına bir kuş misali tünerlerdi.

Yaman, şimdilik avradının aheste koynunda mutlu mesut gecelere meydan okurken, günler birbirinin peşine düşmüş hızla geçip gitmekteydi.

Hoyrat geçen zamanın avuçlarında sıradan hayatları sıradan gecelere dönüşüyor Asiye'nin esmer teninin kokusu, her gece sarhoş ediyordu çiçeği burnunda yeni damadı. Körpe bedeni kıvrak ve hareketliydi. Gençti güzeldi. Sevildikçe sevişiyor kocasının bir dediğini iki etmiyordu. Üstelik kayın-validesinin gözdesiydi.

Asiye, hırçın esen poyraz yeli gibi geceleri helalinin yüreğinin her zerresini titretirken Yaman, bütün bunlara rağmen kendi içinde bir şeylerin eksikliğini hisseder olmuştu. Neden içinde adını koyamadığı bir boşluk vardı. Neden az geliyordu doyumsuz ruhuna bunca mutluluk.

Bir kadınla sevişmek ve gönül avutmak başka bir şey aşkın zemheri soğuğunda cayır cayır yanmak başka bir şeydi. Aşk ile şehvet hiçbir zaman yan yana gelmezdi çünkü. Kim bilir, belki de Yaman'ın ruhunda hissettiği yalnızlık safi bencillik; ya da hep bir fazlasını istemekti. Bir fazlası aşkın ta kendisi de olabilirdi.

Yaman, zamanın azı dişleri arasında ezildikçe içindeki boşluğu ister istemez öteliyordu zira ne istediğini henüz kendisi de bilinmiyordu. Üstelik Asiye, ateşli bir kadındı. Onun şehvetli koynunda demlendikçe bedeni bazı eksiklikler anlamını yitiriyordu.

Günlerden bir gün yeni gelin Asiye, içindeki hevesi tutamayarak, "Yaman'ım," diye kıkırdarken olgun şeftaliyi andıran dudakları kımıl kımıldı.

"Kız Asiye, ne kıkırdayıp duruyorsun karşıma geçmiş? Senin cilven, nazın, kalbimin atışını değiştiriyor bilmez misin?"

Yaman'ın sözleriyle Asiye'nin esmer tenli yüzü kızılın vurgun tonuna boyandı. "Yaman'ım sana bir şey diyeceğim ama utanıyorum," dedi kara gözlerini gölgeleyen kıvrık kirpiklerini kırpıştırarak.

"Kız insan kocasından utanır hiç? Hadi nazlanıp durma karşımda Asiye, ne diyeceksen deyiver. Böyle cilve yapmaya devam edersen sonra olacaklardan ben sorumlu değilim, bilesin."

Sessiz Çığlıklar (Kuma)Where stories live. Discover now