Adrien: Vampir olmaya hazırmısın?
Marinette: Bilmiyorum. Belkide yapmamalıyım.
Hayatımın değişme noktasındayım. Bir boşluğun içindeydim. Bu seçim beni ya kurtaracaktı, yada sonsuza kadar o boşlukta kalacaktım...
#Kimtaehyung45701
[Tüm fikir bana ai...
-~Yazardan~ Dümdüz yolla yürürsün bazen. Yolun sonu iki yere ayrılır. Bir taraf karanlık, bir taraf aydınlık. Bazen o karanlığıniçindeöyle mutlu olursun ki, bazende aydınlığın içinde tam tersi mutsuz olursun. Işte hayat budur. Sen beklemediğin anlarda sana sürpriz yapar. Eskiden erkeğin kalbi sevgiyle doluydu. Sevdiği iki kadında yanındaydı. Artıksevdiğikadın, annesi yoktu yanında. Artık sevgi dolu kalbi, nefret hissiyledolmuştu. Erkek kızın başında oturmuştu. Bir kaç dakika öncegördüğü resim aklındançıkmıyordu.
Marinette
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözlerimiaçtığımda Adrien ağlıyordu. Adrien ağlıyordu??? Gözlerimikapatıp, bir daha açtım. Rüyadeğilmiş. Ayağakalkıpyanınageçtim. -Marinette: Adrien iyimisin? Noluyor? -Adrien: Öldü. -Marinette: Kim öldü? Kimden bahsediyorsun? -Adrien: Öldü. Annem öldü. Bana kafasını gönderdiler. Adrien'a sıkıcasarıldım. Bende ağlamayabaşlamıştım. Dediklerine hala inanamıyordum. Inanmak istemiyordum belkide? Bir kaçsaniye sonra Adrien beni itti. -Adrien: Hepsi senin yüzünden. Sana orada kalmanısöylemiştim. Hepsi senin suçun. -Marinette: Adr.. -Adrien: Kes sesini! Orada kalmanı söylemiştim. Kapınıvurupdışarıçıkmıştı. Aşağıdan Gabriel'le kavga ediyordu. Ağlayarakaşağı indim. -Adrien: ... Sen biliyordun. Gabriel sessizce Adrien'abakıyordu. -Adrien: Lanet olsun. Sen herşeyi biliyordun. Onu kurtarmadın. Adrien babasının yakasından tuttu. -Adrien: Sen onunla işbirliğiyaptın. Sen nasıl birisin??? -Gabriel: Ben böyleolacağınıbilemedim. Bana Emilie'ye zarar vermeyeceğinisöyledi. Sadece Marinette'i istiyordu. -Adrien: Bir kere benim arkamda durmadın. Iştesonuçları. Adrien babasını duvara itti. Sinirden gülüyordu. Adrien'i ilk defa böylegörüyordum. Gözleri kırmızırenkteydi. Sesli bir şekildegülüyordu. Yerde oturan babasınınyanına gitti. Saçlarından tuttu. Kafasını koparacaktı. -Marinette: Adrien Koşarak merdivenlerden indim. Yanınagidip kolundan tuttum. Beni itti. Duvara değip yere düştüm. -Marinette: Ahh Adrien kafasınıçevirip bana baktı, sonra yanıma geldi. Babasıayağayanımızdanhızlagitmişti. -Adrien: Marinette Kırmızıgözleri kendi rengi olan yeşiledönüyordu. -Adrien: Marinette? Bana sıkıcasarıldı. -Adrien: Iyimisin? Kafamı sallayarak evet dedim. Beni kucağınaaldı, evden çıkmıştık. Yol boyu konuşmamıştı. Kafamı boynuna yerleştirdim. Dudaklarım boynuna değiyordu. Hâlâ Emilie'nin öldüğüne inanmak istemiyordum. Yol boyukonuşmamıştık. -Marinette: Adrien. -Adrien: Efendim? -Marinette: Gerçekten benim yüzümden mi? -Adrien: Hayır. Ben ne dediğimi bilmiyorum. Söylediklerim içinüzgünüm. Ve sana zarar verdiğimiçinde. Çektiğim acıyı bilemezsin. Kalbim sanki ateşler içinde yanıyor. Bana sıkıcasarılmıştı. -Adrien: Lütfen sende beni bırakma. Sarılıp, yanağındanöptüm. Acısını dindirmezdi. Ama onu seven birisinin olduğunu bilmesi acısını azda olsa dindirirdi. 7 dakika sonra büyük bir eve varmıştık. Ev siyahlariçindeydi. Adrien beni yere indirmişti. Elimden tuttu, arkasından gidiyordum. Kapınıçaldı.