Bölüm 9

1.8K 148 99
                                    

-~Yazardan~
Dümdüz yolla yürürsün bazen. Yolun sonu iki yere ayrılır. Bir taraf karanlık, bir taraf aydınlık. Bazen o karanlığın içinde öyle mutlu olursun ki, bazende aydınlığın içinde tam tersi mutsuz olursun. Işte hayat budur. Sen beklemediğin anlarda sana sürpriz yapar. Eskiden erkeğin kalbi sevgiyle doluydu. Sevdiği iki kadında yanındaydı. Artık sevdiği kadın, annesi yoktu yanında. Artık sevgi dolu kalbi, nefret hissiyle dolmuştu. Erkek kızın başında oturmuştu. Bir kaç dakika önce gördüğü resim aklından çıkmıyordu.

Marinette

Gözlerimi açtığımda Adrien ağlıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi açtığımda Adrien ağlıyordu. Adrien ağlıyordu??? Gözlerimi kapatıp, bir daha açtım. Rüya değilmiş. Ayağa kalkıp yanına geçtim.
-Marinette: Adrien iyimisin? Noluyor?
-Adrien: Öldü.
-Marinette: Kim öldü? Kimden bahsediyorsun?
-Adrien: Öldü. Annem öldü. Bana kafasını gönderdiler.
Adrien'a sıkıca sarıldım. Bende ağlamaya başlamıştım. Dediklerine hala inanamıyordum. Inanmak istemiyordum belkide?
Bir kaç saniye sonra Adrien beni itti.
-Adrien: Hepsi senin yüzünden. Sana orada kalmanı söylemiştim. Hepsi senin suçun.
-Marinette: Adr..
-Adrien: Kes sesini! Orada kalmanı söylemiştim.
Kapını vurup dışarı çıkmıştı. Aşağıdan Gabriel'le kavga ediyordu. Ağlayarak aşağı indim.
-Adrien: ... Sen biliyordun.
Gabriel sessizce Adrien'a bakıyordu.
-Adrien: Lanet olsun. Sen herşeyi biliyordun. Onu kurtarmadın.
Adrien babasının yakasından tuttu.
-Adrien: Sen onunla birliği yaptın. Sen nasıl birisin???
-Gabriel: Ben böyle olacağını bilemedim. Bana Emilie'ye zarar vermeyeceğini söyledi. Sadece Marinette'i istiyordu.
-Adrien: Bir kere benim arkamda durmadın. Işte sonuçları.
Adrien babasını duvara itti. Sinirden gülüyordu. Adrien'i ilk defa böyle görüyordum. Gözleri kırmızı renkteydi. Sesli bir şekilde gülüyordu. Yerde oturan babasının yanına gitti. Saçlarından tuttu. Kafasını koparacaktı.
-Marinette: Adrien
Koşarak merdivenlerden indim. Yanına gidip kolundan tuttum. Beni itti. Duvara değip yere düştüm.
-Marinette: Ahh
Adrien kafasını çevirip bana baktı, sonra yanıma geldi. Babası ayağa yanımızdan hızla gitmişti.
-Adrien: Marinette
Kırmızı gözleri kendi rengi olan yeşile dönüyordu.
-Adrien: Marinette?
Bana sıkıca sarıldı.
-Adrien: Iyimisin?
Kafamı sallayarak evet dedim. Beni kucağına aldı, evden çıkmıştık. Yol boyu konuşmamıştı. Kafamı boynuna yerleştirdim. Dudaklarım boynuna değiyordu. Hâlâ Emilie'nin öldüğüne inanmak istemiyordum. Yol boyu konuşmamıştık.
-Marinette: Adrien.
-Adrien: Efendim?
-Marinette: Gerçekten benim yüzümden mi?
-Adrien: Hayır. Ben ne dediğimi bilmiyorum. Söylediklerim için üzgünüm. Ve sana zarar verdiğim içinde. Çektiğim acıyı bilemezsin. Kalbim sanki ateşler içinde yanıyor.
Bana sıkıca sarılmıştı.
-Adrien: Lütfen sende beni bırakma.
Sarılıp, yanağından öptüm. Acısını dindirmezdi. Ama onu seven birisinin olduğunu bilmesi acısını azda olsa dindirirdi.
7 dakika sonra büyük bir eve varmıştık. Ev siyahlar içindeydi. Adrien beni yere indirmişti. Elimden tuttu, arkasından gidiyordum. Kapını çaldı.

DarknessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin