•Chap:4; Songak'da Yaşayacağım•

8.9K 929 432
                                    

Selamlar!

Gününüz nasıl geçiyor?

Sahurda sıkılmayın diye bölüm atan koca yürekli bir rosa bırakıyorum buraya :')

Keyifli okumalar dilerim.

.....

"Bu ne saygısızlık!" Dedi ince bir ses. Şaşkınca ve hızlıca o tarafa dönüp bize seslenen kendini gülümsemeye zorlayan kadına baktım.

"Ne!?"

Yungyeom hemen önüme geçerek "Prenses hazretleri sizi selamlarız." dedi eğilirken ardından başı eğik bir şekilde bana bakıp eğilmediğimi görünce ensemden bastırıp beni eğilmeye zorlamıştı. "Jeongguk, Prenses Yeon Hwa'yı selamlasana." Dedi sertçe fısıldayarak. Gözünü bana dikip eğildiğimi görünce gamzelerini göstererek sinir bozucu bir gülümseme bıraktı Yungyeom'un Prenses dediği kadın.

Bu kadın bir prenses mi? Doğruya prensler olduğuna göre prensesler de olacak.

"Üzerine varma hafızasını yitirdiğini işitmiştim... Ne var ki edebini de yitirmişken ne yapmalı ki? Sanırım en temelden başlayarak öğrenmekten gocunmazsın değil mi?"

Dikelerek hala itici gülümsemesini silmediği suratına baktım.

Dolaylı bir şekilde insanları ezmekten hoşlanıyor mu ne?

Birden ciddileşerek "Evli bir çiftin yaptıklarına bu şekilde gözünü dikip bakmamalısın. Kendisi ablan da olsa aynı şeyin tekrarı durumunda tepkim daha bir sert olur." tek kaşını kaldırarak konuştuktan sonra tekrar yüzüne sinir bozucu gülümsemesini yerleştirip "Anlıyor musun?" dedi.

Gözlerimle onu baştan aşağı süzdüm. O çarpık ağız ve gözler. Avuçlarının içine alıp sıktığı eteğine, yumruklarına bakıp, Oh!! elini tutuşundan ne kadar gergin olduğu belli oluyor. Daha öncesinde her türlü saçmalık başımdan geçti zaten ve tam bu anda...

Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirip tatlı bir sesle "Benden hoşlanmıyorsanız, söyleyin gitsin." dedim. Yüzüme şaşkınca bir kaç saniye bakıp yeniden gülümsemesi ile ağzından hah!! Gibi bir ses çıkardı "Ne dedin?" gülümsemesini silmeden. Ona doğru bir kaç adım atarak aramızda bir kaç santim kalmasını sağladım. "Bir bakışta söyleyebilirim. Bir kusurumu bulacaksınız ki beni hizaya getirmek için bir sebebiniz olsun. Hmmm... Bana sökmez bu. Başıma ilk gelişi değil." Cümlelerimin sonunda gözlerimi devirdim. "Bu omega şimdi ne dedi bana?!" Dedi sert sesiyle.

Yungyeom öne atılarak "Bağışlayın onu Prensesim. Küçük Bey'in aklı daha tam başına gelmedi." demişti ses tonunu samimi tutmaya çalışarak. Kaşlarımı çatarak hemen ona dönüp "Kafadan kontak mı diyorsun bana?" ellerini hızlıca iki yana sallayıp "Hayır, olur mu hiç öyle şey."

Prenses "Seni haspa! Ne cüretle bu hanede bu şekilde davranırsın?!" duyduğum şey ile sinirlerim tepeme çıkmıştı. Aninden Prensese dönüp üzerine yürüyerek "Haspa mı?!"

"Bu kargaşa da neyin nesi oluyor?" Herkes sesin geldiği yöne döndü. Bakışlarımı ellerini arkasında birleştirmiş ciddi bir ifade ile bize bakan Prens Hoseok'a çevirdim. "Ağabey..." Dedi Prenses, Prensesin vücudu Prense dönük duruyordu lakin yandan gözleri ile bana bakıp nefret kusuyordu sanki.

Gözlerim bir Prens de bir Prenses de gidip geliyordu. Sessizce sıkıntılı bir nefes verip yaşayacaklarıma razı gelmeyi seçtim.

...

Ürkek adımlarımla sessizce Prens Hoseok'u takip ediyordum. Girdiğimiz yere şöyle bir bakıp daha da meraklanmıştım.

Her yerde kitapların dolu olduğu kitaplıklar vardı. O an anlamıştım bir kütüphanede olduğumuzu. Prens bana dönerek sessizce suratıma bakmaya başladı. Gittikçe gerilen vücudumla gözlerimi Prensten kaçırıp etrafta gezdirmeye başladım. "Yaralandın diye mi selamlama adabını unutur oldun?"

𝐿𝑜𝑣𝑒 𝐹𝑟𝑜𝑚 𝑇𝘩𝑒 𝐹𝑢𝑡𝑢𝑟𝑒 & 𝑇𝑎𝑒𝑔𝑔𝑢𝑘Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin