"Bakıyorum yeni arkadaşlar edinmişsin."
Bakışlarımı Rüya'nın gittiği yönden alıp Tuğçe'ye çevirdim. O bana anlamsız bir şekilde bakarken kaşlarımı çattım.
"Sen bir şey mi diyecektin bana? Dün de mesaj atmıştın."
"Belki oturup konuşuruz diye düşünmüştüm."
"Konuşacak neyimiz var ki?" dedim düz bir sesle. Bir an için gözlerime baktı. Bu samimi olmayan bakışlarda bir süre kaldım. Eskisi gibi olmadığımı o an daha iyi anladım. Bir an için düşündüm, acaba bu bakışlarda tekrar kaybolur muyum diye. Kaybolmadım. Belki şimdiye kadar da kaybolduğumu sanıyordum kim bilir.
"O günden beri hiç görüşmedik," dedi gözlerini kaçırarak.
"Hangi gün?" deyip tek kaşımı kaldırdım. Ağzı açık bir süre bekledikten sonra yutkundu.
"O gün işte. Bana o saçma cümleleri kurduğun gün."
Bu dediğine sinirden güldüm ama sonra tekrar ciddileştim. Saçma! Evet ona bir şeyler hissetmiş olmam epey saçmaydı. Bu kadar basit ve değersiz görmesine de daha fazla katlanamazdım. Yüzümü yüzüne biraz yaklaştırdığımda afallamış bir şekilde baktı.
"Ben öyle bir gün hatırlamıyorum," dedim gözlerine bakarak ve uzaklaştım. Yanından geçip giderken olduğu yerde bir süre beklediğini biliyordum. Okula girdiğimde Rüya kenarda bekliyordu. Beni görünce bedenini bana çevirip gülümsedi. Yanına yaklaştığımda gülümsemesi gitmişti.
"Sen iyi misin?"
İyi miydim şu an bilmiyordum ki. Tuğçe ile yüzleşmeyi hiç ama hiç istemezken okula adımı atmamla onu görmüştüm. Aslında şu an berbat bir halde ve ağlıyor olmam lazımdı ama hiçbir şey hissetmiyordum.
"İyiyim," deyip kendimi gülmeye zorladım.
Gonca geldiğinde okuldaki ders kaydımızı yaptırıp oradan hemen ayrıldık. Tuğçe'yi bir daha görmemiştim okulda. Madem ona söylediklerimi saçma buluyordu neden hala benimle konuşma çabası içerisindeydi ki?
"Ben yolun bu tarafından gideceğim. Ayrılma vakti geldi sanırım."
Durup Rüya'ya baktım. Aslında ayrılmak istemiyordum. Hem Gonca ile de yeni tanışmışlardı ve beraber oturup sohbet edebilirdik bence. Rüya ve Gonca da durduğunda üçümüz birbirimize baktık.
"Vaktin varsa bir şeyler içebiliriz aslında. Hem kahvemiz yarım kalmıştı," dedim tatlı olmaya çalışarak. Rüya gülümseyip bir bana bir Gonca'ya baktı.
"Kuzene katılıyorum."
"O zaman daha ayrılmıyoruz," deyip güldü Rüya. Ben de gülümseyip güzel yüzüne baktım bir süre. Kafamı hafifçe sallayıp önüme döndüm ve tekrar yürümeye başladık. Gonca koluma girdiğinde göz ucuyla ona baktım. Yüzünde muzip bir sırıtma vardı. Rüya diğer yanımda yürümeye devam ederken aramıza birkaç adım mesafe koymuştu.
"Senin bakışların mı parladı az önce?" dedi Gonca sadece benim duyabileceğim bir sesle. Göz ucuyla Rüya'ya baktığımda bakışları karşıdaydı. Gonca'nın kolunu çaktırmadan sıkıp bıraktım. Kolumdan çıkıp acıyla inledi.
"Aa! Kolum!" derken bir yandan gülüyordu. Rüya bize bakıp anlam vermeye çalışırken dudağımı ısırdım.
"Dikkat etsene Gonca!" derken gözlerimi büyüttüm.
Kahvelerimizi yudumlarken daha çok okul hakkında sohbet ediyorduk. Gonca ile Rüya aynı bölümde oldukları için, Gonca ikinci sınıfın dersleri hakkında bilgi almaya çalışıyordu.
