3. Bölüm

12.6K 560 68
                                    

Annem işten döndüğünde aşağı indim ve akşam yemeğimizi yedik. Babam bu gece hastanede nöbetçi olduğu için eve sabah gelecekti. Annemle beraber yemeklerimizi yedikten sonra sofrayı topladık. Genelde masayı Ayşe Abla, annem ve ben toplardık fakat Ayşe Abla bugün biraz erken gittiği için annemle ikimiz toplamıştık. 

İşimiz bittiğinde, "Ben odama çıkıyorum anne," dedim. 

Annem gülümseyerek, "Tamam kuzum," dedikten sonra mutfaktan çıktım ve odama girdim. Yatağa yüz üstü uzandıktan sonra bilgisayardan bir film açtım ve izlemeye başladım. Filmi yarıladığım an yatağın sol tarafına koyduğum telefonum çalmaya başladı. Telefonun ekranına baktığımda Eren arıyor... yazısını görmem yerimde hızla doğrulup izlediğim filmi dondurmama neden oldu. Telefonu elime aldıktan sonra gerginlikle alt dudağımı dişledim. Neden arıyordu ki bu saatte?

Derin bir nefes alıp boğazımı temizledikten sonra parmağımı yeşil ekranda kaydırdım. Telefonu kulağıma götürdükten sonra, "Merhaba," dedim.

"Selam," dedi Eren. "Evde misin?" Kaşlarımı çattım. 

"Evdeyim de, ne oldu ki?" Derin bir nefes aldığını duydum. 

"Daha sabah tanıştık ve belki bu yaptığım biraz psikopatça bir hareket bunların hepsini biliyorum," dedi ve durdu. 

"Eee, sonuç olarak?" 

Tekrar derin bir nefes aldı. "Ben aşağıdayım da, aşağı inebilir misin?" Jet hızıyla ayağa kalktım ve sesimi biraz yükselterek, "Ne demek aşağıdayım?" dedim. 

"Aşağıdayım işte. Evden bakkala gidiyorum diye çıktım, buraya geldim. İstersen gelmeyebilirsin, ben gider..." Devam etmesine izin vermeden, "Geliyorum bekle," dedim ve telefonu yüzüne kapattım. Hızla boy aynamın karşısına geçtim ve tepeden topuz yaptığım saçımı açıp taradım. Ardından dolabımdan siyah, uzun bir hırka çıkardım ve üzerime giydikten sonra odadan çıkıp aşağı indim. 

Salonda dizi izleyen anneme kapıdan, "Ben biraz hava alacağım," diye seslendikten sonra evden çıktım. Kapıyı arkamdan kapattıktan sonra karşımdaki arabaya doğru yürümeye başladım. Eren sırtını arabanın ön kapısına yaslamış beni bekliyordu. Beni gördüğünde gülümseyerek doğruldu. 

Yanına geldiğimde, "Selam," dedi. 

"Selam." 

"Biliyorum, bu saatte gelmem çok saçma ama nasıl olduğunu merak ettim," dediğinde kaşlarımı çattım. 

"İyi de beni bırakırken gayet iyi olduğumu gördün," dedim. Elini çekingen bir tavırla ensesine götürdü ve, "Tamam, itiraf ediyorum," dedi. "Seni görmek için geldim desem daha doğru olur." Anlamayarak ona bakmaya devam ettim. 

"Beni görmek için mi?" Onaylar gibi başını hızla aşağı yukarı salladı. Bir süre hiç konuşmadık. O sırada ben onun yüzünü inceledim. Yeşil gözlere ve koyu kahverengi saçlara sahipti. Cidden yakışıklıydı. Üzerine siyah bir tişört, altına da gri bir eşofman giymişti. 

Sessizlik sinirimi bozmaya başladığından dolayı, "Niye beni engelledin ki sen ya?" dedim. "Ben daha o kızın saçını başını yolacaktım." Eren gülerek karşılık verdikten sonra, "Bıraksaydım da başın belaya girseydi değil mi?" dedi. Bir şey söylemek yerine omuz silktim. 

Eren bir süre gözlerimin içine baktıktan sonra, "Yarın okula beraber gidelim mi?" dedi. Hiç düşünmeden direkt, "Olur," dedim. Direkt cevap vermem beni şaşırtmıştı, çünkü normalde bir şeyi söylemeden veya sormadan önce on kere düşünen biriydim. 

Eren memnun bir şekilde gülümsedikten sonra, "Harika," dedi. "Yarın görüşürüz." Kafamı salladıktan sonra arkamı döndüm ve evin kapısına yürüdüm. Kapının önüne geldiğimde siyah eşofmanımın cebinden anahtarı çıkardım ve kapıyı açtım. Eve girdikten sonra ayağıma giydiğim terlikleri çıkardım. Kapıyı kapatmadan önce Eren'e gülümsedim. O da bana gülümsedikten sonra kapıyı kapattım ve odama çıktım. Yatağın üzerine oturdum ve öyle durdum bir süre. Ardından ayağa kalkıp ışığı kapattım ve yatağa yatıp camdan gökyüzünü izleyerek uykuya daldım.

Bay OdunKde žijí příběhy. Začni objevovat