1. Bölüm: Yıldız Hırsızı (DÜZENLENDİ)

2.9K 222 119
                                    

Kitabı baştan düzenlerken çevremde gerçekten kullandığım mekan ve bahsettiğim kişiler olduğu fark ettim. Sonra dedim ki "Neden yaşadığım yere çok benzeyen bu hayali mekanda gerçekte olan bir iki yerden bahsediyorum? Yaşadığım bu küçük ilçeyi tamamıyla anlatabilirim."

Her kitabımdaki başrol karakter benden bir yansıma. Dehliz karakteri ise benim dengesiz ruh halimi, kararsız tavırlarımı yansıttığım bir karakter. Yani Dehliz'e kısmen gerçek diyebiliriz lakin Yavuz ve ileride tanıtacağınız bir iki karakter gerçek değil. Bunun dışında bahsedilen her yer ve herkes herçek. Sadece Teras kitapta anlatacağım gibi bir yer değil. Orası da "Bizim burada değişik bir şey olsa ne olurdu?" diye düşünüp yazdığım kurgu kısım.

Mahalle unsuruyla beraber küçük bir ilçede yaşananları sınav senesinde olan Dehliz'in gözünden okuyacağınız bu kitapta şimdiden güzel vakit geçirmenizi diliyorum. İyi okumalar ^^

Bölüm 1: Yıldız Hırsızı

"Hadi Dehliz!"

Elimde kocaman içi pilav dolu tencereyle kapıdan dışarı çıktığımda beş kat aşağıdaki apartman kapısında beni bekleyen anneme bıkkınlıkla seslendim.

"Tamam anne getiriyorum!"

Elimde böyle büyük bir tencere var iken ayakkabılarımı giymekle uğraşmayacağım için kapının önündeki eskimiş terliklerimi hızla giyinip içerideki mahlukata seslendim.

"Ben aşağı iniyorum. Kapıyı ört." Herhangi bir karşılık alamayınca sinirlenip "Ali Eren!" diye çıkıştım.

"Ne var be? Kapının önündesin işte, kapat!"

Eğer sizden beş yaş küçük bir kardeşiniz varsa ve sizinle farklı cinsiyetteyse hele ki anlaşmıyorsanız tebrikler, hayat sizin için evdeki bir yarış alanıdır. Gerek işte gerek laf sokmada.

"Elim dolu olduğu için kapat demiş olabilir miyim gerizekalı?"

Hoş, ben de pek akıllı sayılmazdım. Elim dolu olmasa ama ona gıcık olmuşsam belki yine ona yaptırabileceğim bir şeydi bu.

Sinirle gelip kapıyı çarpmak için yeltendiğinde "Aşağı ineceğin zaman anahtarı da alıp, ışıkları kapattıktan sonra televizyonun da fişini çek. Bir de çamaşır makinesi... On beş dakika sonra bitirir çamaşırları. Onu da unutma. Malum, en son sen geliyorsun." diyerek onu daha da sinirlendiğimde kapıyı çarpması fazla gecikmedi.

Ben de gıcık bir eda ile gülümseyip annemin daha fazla söylenmemesi için aşağı indiğimde beni sinirle bekleyen annemi buldum.

Hiç konuşmadan gözleriyle 'Ooo, zahmet etmişsin gelmekle' dercesine baktığında gülmemek için zor durup tencereyi kadınların servis için kurduğu masaya bıraktım.

Fazla dar olmayan sokağa yanyana dizilen masalar, sokağı oldukça dar ve uzun gösteriyordu.

Henüz yerleştirilmemiş sandalyelerin olduğu yere gittim. Üst üste konulan beyaz plasik sandalyelerden birini almak yerine çocukluk yapıp en üste çıktım ve oradan oturup insanı hayretlere bırakıp, kendine aşık eden sokağa bakındım.

Tamam o kadar gömmeye gerek yoktu ancak kabul etmeliydim ki biraz eski bir sokaktı. Birazdan kasıtım, bayağı. Yine de iyi komşuluğun kurulduğu, herhangi bir sıkıntısı olmayan bir mahallenin en kalabalık sokağıydı.

Bu akşam sokağın ileri gelenleri yani bizim deyimimizle ihtiyar heyetinin isteği üzerine bu akşamı toplu yemek yiyerek beraber geçirecektik.

YILDIZLARI ÇALALIM  (Mahalle hikayesi)Where stories live. Discover now