[8] Birlikte Uyumak

8.4K 627 178
                                    

8. Bölüm
"Birlikte Uyumak"

Deniz insanları rahatlatır diye biliyorum, ama ne yazık ki beni rahatlatmamış, daha da düşündürüyordu.

Dilan'ın isteyeceği şeyleri öyle çok merak ediyordum ki, merakım yüzünden hep dalıyordum. Bu şeytan düzgün bir şey istemezdi. İsteyeceği şeyler umarım birine zarar verici şeyler değildir.

"Bizimkisi yine uzaklara dalmış," diyerek yanıma oturdu Cihan.

"Hoş geldin," dedim ufak bir gülümsemeyle.

"Hoş geldini falan bir kenara bırakta ne oldu onu anlat sen?"

"Çok kötü bir şey oldu," diyerek Cihan'a döndüm. "Dilan her şeyi öğrenmiş ve beni tehdit ediyor!"

"Şaka. Şaka değil mi bu?" Başımı iki yana sallayarak hayır dedim. "Peki nasıl öğrenmiş?"

"Şey hani ben sana Araf'dan falan bahsetmiştim ya, işte onları görmüş. Daha sonra da fotoğraflarını çekmiş. Bir de galerimdeki Araf'ın fotoğraflarını görmüş." dediğimde Cihan eliyle alnıma vurdu.

"Sen harbi salaksın! Olum konuştuktan sonra insan o mesajları siler. Ya Araf görseydi?" Üşengeçtim ne yapabilirim. Bir mesajı silmeye bile üşeniyorum.

"Dilan gördü ne fark eder ki? Söylediklerimi yaparsan söylemem dedi ama güvenemiyorum."

"Ne yalan söyleyeyim ben de güvenmiyorum. O şeytan kesin seni kullanıp daha sonrasında elindekileri Araf'a gösterecektir."

Tam olarak düşündüğüm buydu benim de. Düşünüyorum da, eğer gerçekten Araf'ı seviyorsa, ne yapar eder beni ondan uzak tutardı. Şahsen ben Araf'ın çevresinde ondan hoşlanan birini istemezdim. O da istemeyecekti.

"Sikeyim ya! Resmen kendi ellerimle kendi mezarımı kazdım," diyerek iki avuç içimi alnıma vurdum ve beklettim.

Cihan'ın güldüğünü duyduğumda ellerimi çekmeden yandan baktım. "Çok mu komik? Düştüğüm duruma bak sen gülüyorsun Cihan," dedim.

"Tamam, tamam özür dilerim."

Cihan ile sahilde bir yarım saat falan oturduktan sonra ayrılmıştık. Eve geldiğimde Araf tek başına salonda oturmuş maç seyrediyordu. Acaba söyledi mi diye merak ederek yanına oturdum ürkek adımlarla.

"Kaç kaç maç?" diye sordum. Hiç sevmediğime rağmen.

"Daha yeni başladı," dedi kısa bir bakış attıktan sonra maç izlemeye geri döndü.

Ağzından laf almak için birkaç soru sormaya başladım. "Dilan ile buluştunuz mu bugün?"

"Hayır, işi varmış."

"Anladım. Peki dışarı falan çıktın mı?"

"Hayır." Cevaplarını verirken bir saniye bile olsun gözlerini ekrandan ayırmıyordu.

"Bir şey falan mı yaptım?" diye sordum kendimi tutamayarak. Çünkü konuşma tarzından soğukmuş gibi hissediyordum.

"Anlamadım?" diyerek bana döndü.

Araf'a doğru dönerek bağdaş kurdum. "Soğuk davranıyorsun gibi hissediyorum. Eğer bir şey yaptıysam bilmeyerek falan söyle."

Araf ilk önce televizyona kısa bir bakış attı ardından gözleri yüzümde gezdi. "Hayır sen bir şey yapmadın. Soğukta değilim. Sana öyle geldi sanırım." dedi enseme elini atarak kendisine çekerek sıkıca sarıldı. İşte buydu. İstediğim sarılış, sıcaklık buydu benim.

Kolarımı beline dolayarak sanki son kez sarılıyor muşum gibi hem sımsıkı, hem de kokusunu içime çekerek doyasıya sarıldım sevdiğim adama.

"Araf..." dedim uzun bir sessizlik bıraktım ardından. Acaba isteyeceğim şeyi kabul eder miydi? Büyük ihtimal ederdi. Ama dün ki olaydan sonra aklında soru işaretleri bırakıp bırakmadığımı da merak ediyorum.

Bu isteyeceğim şey ile de soru işaretlerine bir soru işareti daha eklerdi. İyi düşün Demir. Ya onunla uyuyacaksın, ya da tek başına o koca yatakta uyuyacaksın...

"Efendim?" diye sordu Araf. Efendiler yes- Demir yesin o ağzını.

"Şey diyecektim... Bu gece benimle uyur musun? İstemezsen anlarım," diye de açıklama yaptım sorumun hemen arkasından.

Araf gülümsemesini yüzüne yayarken ben sadece onu izledim. Ne güzel gülüyorsun sen be güzel adam.

"Ya çok isterdim ama... Bu gece Mihriban teyzeye söz verdim, onunla uyuyacağım ben." dediğinde boş bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Mihriban teyze mi? O ne alakaydı?

"Anlamadım. Mihriban teyze ile ni- dalga geçiyorsun! " Araf kahkaha atmaya başladığında dalga geçtiğini anladım. Dirseğim ile karnına vurdum.

Araf'ın gülüşleri arasından acı içinde bir inleme döküldü dudaklarından. "Acıttın."

Gerçekten acıtmış olabilir miyim diye dikkatlice bakmaya başladım. Çok sert vurmamıştım. Ama boşluğuna geldiyse acımış olabilirdi. "Özür dilerim. Ama sen git Mihriban teyzene o sana bakar," diyerek ayağa kalktım. Ufak bir trip zamanıydı.

Mihriban teyze, bizim karşı dairede oturuyordu. Arada bir gelir yemek falan getirirdi. İyi olup olmadığımızı da kontrol eder öyle giderdi.

"Eyvah trip geliyor." dediğinde ona belli etmeden gülümsedim.

"Ne trip atacağım ya, özgürsün istediğin kişiyle yatabilirsin. Gidiyorum ben yatmaya." diyerek odama gittim. Emindim ki beş dakika içinde Araf'da peşimden gelecekti. Ve dediğim gibi de olmuştu. Yatağa girmemle birlikte odanın kapısı açıldı.

"Mihriban teyze müsait değilmiş kabul etmedi." diyerek odaya girdi. "Sana kaldık bu gece." dediğinde başımın altındaki yastığı yüzüne fırlattım. Havada yakalayıp yastıkla yüzüme vurmaya çalıştı. Yüzümü korurken yanımdaki yastığı da alıp ben de ona giriştim.

Deli gibi yatağın içinde yastık savaşı yaparken ne olduğunu anlayamadan sert bir biçimde yere düştük. Araf üzerimde dururken kafamın acısıyla gözlerimi sıkıca yumdum. "Ahh kafam!" diyerek başımı tuttum.

"Çok sakarsın sen ya," diyerek gülmeye devam etti Araf.

"Üzerime düşen sensin farkında mısın? Bir de bana sakar diyor."

"Dengeni kaybedince beni çeken sendin," dedi. Pozisyonumuz hâlâ aynıydı. Ben Araf'ın altında eziliyordum. Araf da benim üzerimde rahatlığına bakıyordu. Yüzümüzün arasındaki mesafeden bahsetmiyorum bile. "Çok acıdı mı?" diye sordu gülmeyi bir kenara bırakıp.

Gözlerinin içine kısa bir süre baktım. Merak ettiği belli oluyordu gözlerinden. Gözünden öpme isteği dolup taşıyordu içimde. "Acıdı ama geçiyor sanırım," dedim.

Araf üzerimden kalktıktan sonra elini bana uzatıp kalkmam için yardım etti. "Ben şimdi orayı öperim hemencecik geçer," diyerek tuttuğum yere uzun bir öpücük kondurdu. "Geçti mi?"

"Geçti," dedim gülümseyerek. Gülümsememe karşılık verdikten sonra benden önce yatağa girdi. Arkasından ben de girdim. Utangaçlığım devreye girerken ne yapmam gerektiğini bilemedim. Sarılsam mı acaba beline? Diye düşünürken Araf'ın kolları belimi kavramıştı. Yüzümü göremediği için büyük bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. "İyi geceler," dedim.

"İyi geceler," diyerek sıkıca kavrayıp kendisine çekti bedenimi. Gözlerimi yumarken bu anın büyüsünün bozulmaması için dua ettim.

🌈🌈🌈

Off zorlama bir bölüm gibi oldu sanki ya😔

Bir de karakterlere kişi bulayım mı?

Oy ve yorum yapmadan çıkmayın lütfeen. Seviliyorsunuz.

-Birkan

Başıboş Mermiler [BoyxBoy] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin