1 - Lanetli günün ardından (Dafne & Uğur)

35.5K 990 458
                                    

Herkese yeniden merhaba!
Yeni bir başlangıç, yeni bir sayfa...

SINIR 300 VOTE 350 YORUM

Bu bölümde sadece Dafne ve Uğur vardır. Ekin ve Bulut'a neler olduğunu bir sonraki bölümde öğreneceğiz.

Birkaç ay sonra

  Yattığım yerden tavana bakıyordum bomboş. Eğer bir şansım daha olsa neyi farklı yapardım diye düşünüp duruyordum hala o uğursuz günün üzerinden aylar geçmesine rağmen. Bir gün, bir an... neleri götürmüştü hayatımızdan. Üzerinden onca zaman ama o gün hiç kimse için hiç geçmemişti. En azından benim için, Ekin Kumsal ve Uğur için...

   Kapının açılma sesini duyunca düşüncelerimi bırakıp hemen umutla kalktım. Uğur gelmişti.
-"Aşağı in. Yemek hazır."
Dedi ve kapıyı geri kapattı. Hemen kalkıp arkasından gittim. Bu gün de mi yoktu?
-"Uğur!"
Diye seslendim ardasından. Hala yürümeye devam ediyordu, ben de arkasından yetişmeye çalışıyordum.
-"Söyle."
Dedi ilgisiz sesiyle. Merdivenin başında durmuştu.
-"Gidiyor musun?"
-"Evet."
-"Neden?"
Kaşları çatık sert bakışlarını sürdürerek tek kelime daha etmeden arkasını dönüp ceketini almaya gitti. Kapının önüne koştum.
-"Gidemezsin!"
Derken hiç ilgilenmedi bile.
-"Çekil."
Dedi sadece.
-"Aylar oldu! En son ne zaman benimle uyuduğunu bile hatırlamıyorum! Günde bir saat bile göremiyorum seni! Gördüğümde de benden nefret ediyormuş gibi bakıyorsun bana!"
-"Dafne!" Dedi uyarırcasına önce. "Dafne, canını yakarım!" Diye devam etti. Eskisi gibi değildi. Hiçbir şey eskisi gibi değildi o günden sonra.
-"Zaten yakıyorsun."
Kolumu sertçe tuttu ve bir o kadar kibarca beni yana çekti.
-"Yemeğini ye."
Dedi ve kapıyı açıp çıktı. Arkasından koştum üzerimdekileri umursamadan. Nasıl olsa kimse dönüp bakacak cesarete sahip değildi.
-"Yemek falan yemeyeceğim! Eğer gelmezsen içeri de girmeyeceğim. Nasıl olsa zor kullandırtamazsın artık."
Birden hışımla arkasını dönüp beni yakaladığı gibi eve soktu ve kapıyı çarpıp tüm gücüyle bağırdı.
-"BENİMLE OYUN OYNAMA!"
O kadar kötü bağırmıştı ki sesimi çıkartamamıştım. Korkuyordum. Bakışlarımı yere doğru indirmişken vazgeçmiştim, gidebilirdi, bir şey demeyecektim.

  Çenemi tutup başımı kaldırdı. Titrerken resmen içime ağlamaya başlamıştım. Hıçkırığım sadece göğüs kafesimi titretiyor, istemsizce yaşlar süzülüyordu. "Şimdi ben gideceğim, sen de yemeğini yiyip yatacaksın. Anladın mı?"
Başımı salladım. "Cevap ver anladın mı?" Veremiyordum, ağzımı açtığım anda hıçkıra hıçkıra nefessiz kalana kadar ağlamaya başlayacaktım zor tutuyordum kendimi. Gözlerine bakıyordum, ağladığımı görüyordu. "Cevap ver!"
Diye bağırdı tekrar. O sırada midemin bulanmasıyla kusacağımı anlamıştım. Elini çenemden çekip uzaklaşmaya çalışmıştım ama izin vermemişti.

   Üzerine kusmamın ardından bütün hıçkırıklarım ardı ardına boğazıma dizilmişlerdi. Zar zor nefes alacak aralık bulurken hıçkırmaktan sakinleşmeye çalıştım. Uğur beni tutmuştu.
"Sakin ol."
Dedi normal bir ses tonuyla. Beni koltuğa oturtup yanıma oturdu. "Tamam sakinleş." Dedi.
-"N..n...n..."
Diye konuşmaya çalıştım ama başaramadım. O kadar ardı ardına hıçkırıyordum ki! Buna rağmen Uğur hala buz gibiydi.
-"Tamam Dafne, bitti. Kendine gel."
Sanki bilerek yapıyordum! Onu duymazdan geldim.

  Ben biraz durulana kadar hiçbir şey yapmadan öylece durmuştu. Sakin ol bile dememişti bir yerden sonra. Sakin bir nefes verip dakikalar sonra arkama yaslanabildim. Bir şey demeden beni kucağın alıp yukarı taşıdı ve yatağa bıraktı.
-"Ben duşa gireceğim, sen de soyun, yıkan."
Bir şey demeden yana attım kendimi. Kusmuk falan umrumda değildi.
"Dafne kalksana! Her tarafın kusmuk içerisinde!"
-"Sen gidebilirsin. Bir şey olmaz."
Dedim. Halim yoktu.
-"Kalk yıkan Dafne!"
Diye tekrar etti sinirli bir tonda. Halim yoktu.
-"Tamam."
Dedim gitmesi için ve sonra gözlerimi kapattım. Bu gece de gelmezdi nasıl olsa...

ZOR AŞK ~2~Onde histórias criam vida. Descubra agora