1

1.3K 46 7
                                    

Hafif topuklu ayakkabılarının zeminde çıkardığı tok sesler eşliğinde kulis kapısına doğru yürüdü. Gözündeki güneş gözlüğünü yavaşça çıkardı ve içeri girmeden hemen önce, zarif bacaklarını ona oldukça uzak olan ana giriş kapısının önündeki kalabalığa doğru çevirdi.

Genç yaşına rağmen Fransa'nın en ünlü modacısı olan Ange Fleur'un defileleri kalabalık olurdu ama yüzlerce insanın çığlıklar atarak bekleyeceği bir insan davet ettiğini hatırlamıyordu.

Göz devirerek içinden defileyi birlikte düzenlediği ortağı Janet'e lanet etti ve içeri girdi. Onu gören çalışanlar selam verirken gülümseyerek odasına ilerledi Ange. Şimdi sıra tasarımını kendi yaptığı ve dikimini her ne kadar pek haz etmese de bu konuda ona çok güvendiğinden Janet'e devrettiği, yapımı bir ayı alan elbiseyi giymekteydi.

Dikkatle üzerine geçirdikten sonra ayna karşısına geçti ve makyajının hala kusursuz olduğunu görüp kendine aynadan küçük bir gülücük attı. "Gayet güzel." Zaten sade, abartısız bir makyajdı. Kumral saçlarını tamamlayan su dalgası modeli ve narin vücuduna tam oturan elbisesi ile tek eksiği takıları kalmıştı.

Kutusundan çıkardığı kolyeyi boynuna taktı. Ablasının takı modasına güvenmekle iyi etmişti. Küçük kutuya uzandığında ise çoktan ayağa kalkmıştı.  Yüzüğü de, biraz bol gelmesini umursamadan, parmağına geçirdi ve elini süzdü. Bu yüzük onun için oldukça değerliydi ve iki yıl sonra ilk defa bugün takıyordu. Bir tur etrafında döndü. Bu defilenin güzel geçmesini dileyerek odadan çıktı.

Defilenin başlamasına on beş dakika kala Ange son kontrolleri yapıyordu. Önündeki kağıtlara bakarak yürürken bir bedene çarpmasıyla kendini yerde buldu. "Tanrım!" Kafasını kaldırdığında ona endişe ile bakan bir Asyalı görmeyi beklemiyordu. Oldukça yakışıklı ve tanıdık bir Asyalı. "Özür dilerim, iyi misiniz?" dedi Ange'ye elini uzatırken. Ange birkaç saniye daha baktıktan sonra tanıdı bu genç adamı.

Oh Sehun.

Karşısında ona yardım için el uzatan kişi Oh Sehun'du. Janet onu bu defileye çağırarak kedi olalı bir fare tutmuş diye düşündü çünkü Koreli erkekleri severdi Ange. Orada çalışmış, oranın insanlarını tanıma fırsatı olmuştu. EXO'dan Kai ve Sehun'u moda haftalarından tanıyordu. Kai'ye içten içe hayranlık duysa da Sehun onun için çalıştığı modellerle eşdeğerdi. Ama yine de değerliydi.

Sehun'un uzattığı eli nazikçe tuttu ve ayağa kalktı. "Teşekkür ederim." Sehun Korece konuşan Ange'ye şaşkın bir bakış attı. Bir Fransız niye Korece bilirdi ki? Ya da sadece basit kelimeler mi biliyor diye düşündü. Ange ise hala onu inceliyordu. Sehun gülümsedi. "Merhabalar ben Oh Sehun. Tekrardan özür dilerim bayan...?" Ange, tek kaşı havada olan yakışıklı Sehun'a gülümsedi. "Ange Fleur."

Sehun'un uzattığı eli sıkacakken elinde yüzüğünün olmadığını fark etti ve beyninden vurulmuşa döndü. Sehun ise konuşuyordu. "Ah, demek defileyi düzenleyen sizsiniz Bayan Fleur. Memnun old-" Lafını bölen ise Ange'nin bağırmasıydı. "Yüzüğüm! Yüzüğüm düşmüş!"

Telaşla yerlere bakınmaya başladı. Bir müddet sonra Sehun'un öylece dikilmesini görmesiyle sinirleri iyice tepesine çıktı. Ange sinirlendiğinde gözü hiçbir şey görmezdi. "Oh Sehun! Hem bana çarpıp yüzüğümü kaybetmeme sebep oluyorsun, hem de bulmak için yardımda bulunmuyorsun! Kimsenin dilinden düşürmediği muhteşem Oh Sehun'a bakın, tamamen faydasız ve düşüncesiz bir insan!"

Sehun ona iyi davranmasına rağmen kendisine böylesine bağıran kıza kaşlarını çattı. O da sinirlenmişti. Dilini yanağına dayadı ama söylenmesine devam eden Ange'ye daha fazla dayanamadı. "Yardım edeceğim varsa da etmeyeceğim. Hiç de pişmanlık duymadan uzaklaşacağım. İyi şanslar küçük hanım!" Yandan gülümseyip göz kırptı ve Ange'nin yanından sertçe geçip gitti.

Ange ise sinirden kıpkırmızı olmuş yüzü ile Sehun'un arkasından bakıyordu. Derin bir nefes aldı. Yüzüğünü bulmalıydı. Tekrar aramaya koyulmuştu ki Brett kapıdan kafasını uzatarak "Ange! Konuşma sıran geldi, sahneye!" diye bağırdı.

Bugünün güzel geçmesi ile ilgili tüm umutları yok olan Ange yüzüğünü daha sonra arama planı yaparak bunu Brett'e iletti ve sahneye doğru adımladı.

Yüzünde her zaman takındığı hafif gülümsemesi ile günün açılış konuşmasını yaparak yoğun programın başlangıcını vurmuş oldu.

Tüm gün aklında yüzüğü ile her işe koşturdu. Haftalardır planladığı ve iple çektiği bu defile Oh Sehun yüzünden ona zehir olmuştu.

-

-

-

-


THE RING • Oh Sehun [Askıda]Onde histórias criam vida. Descubra agora