2/3 Doya doya seni

375 40 19
                                    

...
Nisan 2019 (13 ay önce)

Kai hızlı adımlarla garaja indiğinde Sehun'u kapının önünde beklerken bulmuştu. Genç olanın yanından geçerek "özür dilerim beklettim" dedi. Sehun gelişini fark etmediği için hafifçe sıçradı. Esmer olan Sehun'un bu sevimliliğine karşılık dudaklarındaki küçük gülümsemeyi saklamayı tercih etti. Yeterince zor anlar yaşadığını düşündüğü genci daha fazla utandırmak istememişti. Sehun ona fazlasıyla ürkek gelmişti, Bay Oh'un ya da ablası Jihyo'nun aksine. Oh ailesi için fazla sakin ve hırslarından arınmış görünüyordu ve bir o kadar da naif. Sehun için arka kapıyı açmaya yeltendiğinde diğeri "hayır lütfen, buna gerek yok" dedi içten bakışlarla.

"Nasıl isterseniz" diyerek ön kapıyı onun için açıp oturmasını bekledi. Sehun esmerin aracın önünden dolaşıp sürücü koltuğuna oturmasına dek geçen kısacık süreyi hafızasına kaydetti. Giydiği pahalı takımın içinde bir vitrin mankeninden farksızdı. O takım sadece izlerken bile Sehun'u boğmaya yeterliydi. Böyle kıyafetler ona hep kostüm gibi gelirdi. Belki de babasını hep bu tarz şık ve gösterişli kıyafetler içerisinde görüp giysilerin altında saklanan kaba, acımasız, düşüncesiz adamla sürekli karşı karşıya kaldığı içindi.

Esmer olan sürücü koltuğuna yerleşip "sizi nereye götürmeliyim?" diye sordu yumuşak bakışlarını Sehun'a çevirip. Sehun o bakışlara kısa bir süre takılı kaldı. Yutkundu. Sanki tüm hafızası silinmiş dünyaya gözlerini yeni açmış gibiydi. Zihni bom boştu.

"Ben... Ben... Ev?" diye geveledi.

Kai gülümsedi, "benim için adresinizi navigasyona girebilir misiniz?" dedi ve arabayı çalıştırdı. Bay Oh'un evinin sınırları içerisinde daha fazla oğluyla görünmek istemiyordu. Nedense bir yanı bu işin başını ağrıtabileceğini düşünüyordu ki pek haksız da sayılmazdı.

Sehun sessizce başını sallayıp yavaş yavaş esmerin dediğini yaptı. Yavaştı, kendi adresini bile hatırlamakta güçlük çekiyordu. Bir şeylerin ters gitmeye başladığını ilk o an anlamıştı. Kai gerçekten kolay kolay karşı koyulabilecek biri değildi. Bu yüzden zaten o da onun peşine düşmemiş miydi? Ama farklı hissediyordu işte. Birinin bakışları yüzünden ilk kelimelerini yitirişi, düşünme yetisini böyle kaybedişiydi... "Sakin ol Sehun bir sevişmeye bakar" dedi içinden. Kendini sakinleştirme yöntemi bile işe yaramaz duruyordu ama o henüz bunu kabullenecek kıvama erişmemişti.

Eve yaklaştıkça içten içe paniklemeye başladı. Böyle bitemezdi. Kai ile sonunda bir ilerleme kaydetmişken bir anda kapı önünde arabadan inip gidemezdi. "Acaba kahve içmek için davet etsem" diye geçirdi aklından sonra başını iki yana sallayıp bu düşünceyi kovdu. Kısa bir süre önce yaptığı ayılıp bayılma numaraları şu an kahve daveti için engel niteliğindeydi. Bitkin görünmeye çabalayıp esmerden yana çevirdi yüzünü ve sanki çok uykusu varmış gibi usulca kapattı gözlerini. Hafif aralık nemli dudakları esmer için açık bir davetti. Onun bu daveti şimdi değerlendirmeyeceğine emindi sadece değerlendireceği gün için atılan bir adımdı.

Sehun'un en büyük artısı kendini biliyordu, sahip olduklarını, sınırlarını ve sınır tanımazlığını...

Ortamdaki tek ses navigasyon cihazından yükselirken çalan telefonla yol tarif eden kadının sesi kesildi. Aniden açılan telefonla "Jongin?" diyen genç ve sinirli olduğu belli bir kadının sesi arabanın içinde yankılandı. Sehun mimiklerini kontrol etmeye çabalayıp uyuma numarasını sürdürdü. Kai konuşmayı hemen kulaklığına yönlendirdi.

Sehun esmerin aldığı derin nefes sonrasında sakinliğini korumaya çalışarak dişlerinin arasından "sana söylemiştim" diye tısladı.

"..."

Kar Prensi'nin MasalıWhere stories live. Discover now