6

510 50 55
                                    

Aşağıdaki nota mutlaka bakın olur mu?

..........

"Hey. Bebeğim uyan hadi. Bugün sana çok güzel bir sürprizim var."

Jimin abisinin sesini duyması ile gözlerini açtı. Ağzını şapırdatarak doğruldu ve minik yumrukları ile gözlerini ovaladı.

"Süypüs mü?"

"Evet. Ama önce yüzümüzü yıkamalı, bir şeyler atıştırmalı ve hazırlamalıyız."

Yoongi henüz kendine gelememiş kardeşini koltuk altlarından tutarak kucağına aldı. Banyoya götürdü. Ve jimin'in mızmızlanması eşliği ile yüzünü yıkadı.

"Abi süypüs ne?

"Söylersem sürpriz olur mu balım?"

"Ama çok meyak ettim."

"Hmm o zaman şu kadar söyleyeyim. Çok güzel bir yere gideceğiz."

Gülüşmeler, tatlı konuşmalar ve sevgi patlamaları ile bitirilen kahvaltının ardından yoongi aldığı piknik sepeti ile mutfağa geldi ve masanın üstüne koydu.

"Abi onun içinde ye vay?"

"Bir şey yok tontişim ama bunu güzel yemeklerle doldurmaya ne dersin?

"EVEEET!!"

Ve sonunda piknik sepeti Yoongi'nin yaptığı lezzetli yemekler ve bir sürü aburcuburla dolmuştu. Tabi bir de yere sermek için bir örtü, içecek ve jimin'in en sevdiği yıldızlı topu.

"Abi donduyma da alalım."

"Dondurma oraya gidene kadar erir. Onu gittiğimiz zaman alalım olur mu?"

"Tamam."

..........

Fazla uzun olmayan, ama jimin'in narin vücudu için uzun yolculuktan sonra piknik alanına varmışlardı.

Pek kalabalık bir bölge değildi. Yoongi bilerek burayı seçmişti. Etraflarında boy boy ağaçlar ve yan tarafta minik, yapay bir şelale vardı.

Yoongi şelaleden biraz uzak oturmayı tercih etmişti. Şelalenin suyu çok alçaktı ama yine de kardeşi için korkuyordu.

"Abi buyası çok güzey."

"Beğendin mi güzellik?"

"Çok beyendim."

...

Kısa bir yemek yenmiş oyun aşamasına geçilmişti. Yere oturup bacaklarını açmış ve jimin'in yıldızlı topunu birbirlerine yuvarlamışlardı.

Sonra jimin kalkmış ve alanı keşfe çıkmıştı. Yoongi ise bir yandan cips yiyor diğer yandan şu yüzünden hala korktuğu için kardeşini gözetliyordu.

"Abi oyaya otuyabiliy miyim?"

Tombul parmağı ile yüksek olmayan bit dalı gösteriyordu. Yoongi hırkasını dalın üzerine serdi ve ellerini jimin'in küçük beline sarıp onu yavaşça dala oturttu. Düşmesinden endişelendiği için ellerini çekmedi.

"Abi, bak senden uzun oydum ben."

Yoongi kıkırdadı ve parmak uçlarına yükselip jimin'in pofuduk yanağına bir öpücük bıraktı.

"Bunyay ne?"

"Minik karıncalar bebeğim."

"Yeden bu kaday çok?"

"Çünkü karıncalar hep beraber yaşarlar."

"GEYÇEKTEN Mİ? HEPSİ AYNI EVDE Mİ YAŞIYOY. EVYEYİ KOCAMAN OYMAYI ABİ!!"

"Haklısın, kocaman bir yuvaları var."

Jimin yakınındaki bir yaprağa konan kelebekle onu korkutmaktan korkarcasına sordu.

"Abi bu ne. Kanatyayı çok güzey."

"O kelebek canım."

"Jimin abisinin resmine hiç benzemeyen kelebeği görünce gözlerini kırpıştırdı.

"Ama senin yaptığın buna hiç benzemiyoy."

"Evet ama bir sürü kelebek çeşidi vardır. Hepsi çok özeldir ve birbirine benzemez. İnsanlar da öyle. Bir sürü insan var ama hepsinin kendine has özellikleri var."

Jimin hâlâ hayran hayran renkli kelebeğe bakıyordu.

"Abi onu da evimize götüyeyim mi?"

"Olmaz aşkım."

"Yeden?"

"Belki onun da abisi vardır. Ya çok güzelsin diye alsalardı seni benden.

Jimin'in yüzü tedirginlik ile kasıldı.

"Hayıy hayıy. Abisi iye kaysın o mazan."

"Bak hava kararacak birazdan. Artık evimize gitmeliyiz."

"Ama abi ben buyayı çok sevdim gitmeyeyim."

"Güzelim sen yeter ki iste. Yine geliriz ama şimdi eve gitmemiz gerekiyor."

"Tamam. Ama eve gidince bana süt ısıtıy mısın?"

"Tabi ki."

"O mazan sayı öytümüzü alıp çivek kız izyeyiz."

"Izleriz elbette."

Yoongi jimin'i daldan indi ve o eşyaları toplarken Jimin de ürkütmemeye çalışarak ilerideki minik kuşu izliyordu.

......

Ikili eve vardığında hava kararmış sayılırdı. Jimin abisinin elini bırakıp kendini direkt koltuğa attı.

"Yoyuldum."

Yoongi ikisine de süt ısıttı. Her ne kadar 18 yaşına gelmiş olsa bile sıcak süt onun vazgeçemediği alışkanlıklarından biriydi. Annesi sayesinde kazandığı bu alışkanlığı kardeşine de aşılamak istemişti.

Sütleri salona götürdüğünde jimin kanalı açmış, sarı battaniyenin altında onu bekliyordu.

Yoongi de battaniyenin altına girdi. Jimin'i dizine oturtup başını da karnına yasladı. Masaya bıraktığı sütlerden birini alıp jimin'e verdi diğerini de kendisi aldı.

......

Nihayet film bitmişti. Büyük olan hafifçe esnedi ve sesi çıkmayan kardeşine doğru başını eğdi. Jimin baş parmağının ucunu ağzına almış uyukluyordu.

Koltukta yatar pozisyona geçti ve kardeşini de yanına yatırdı. Başını göğsüne yasladı. Önündeki yumuşacık kumral saçlara birkaç öpücük bıraktı ve fısıldadı.

"İyi uykular benim güzel meleğim."

..........

Bittii. Size sormak istediğim bir şey var aslında. Bu fice böyle hafif hüzünlü bölümler de yazmalı mıyım sizce? Mesela jimin'in doğum günü gibi.

Yoongi için bir tanesinin doğum günü ama aynı zamanda anne ve babasının ölüm yıl dönümü.

Geç oldu biliyorum ama sizi seviyorum. Lütfen bolca yorum yapın~

Pink Dreams 🐾Where stories live. Discover now