7

510 49 46
                                    

Bu gün min evinde her şey karışıktı. Sebebi evin küçüğü jimin'in grip olmuş olmasıydı. Küçük jimin ne zaman grip olsa hiç bir şeyden memnun olmaz, devamlı ilgi ve kucak ister, abisinin kucağından asla inmez ve bitmek tükenmek bilmeyen ağlama seremonilerine başlardı.

Yoongi ise her ne kadar sevimli olursa olsun onu böyle görmeye çok üzülür, bazen jimin hastayken yorulsa da ona en ilgili davranışlarını sunardı.

Tüm gün onu kucağında tutar, ağrıyan kemiklerine masaj yapar ve onu yatıştırmak için saçlarını okşayıp öperdi. Jimin narin bir çocuktu. Kışları kolaylıkla hasta olurdu.

Maalesef bu gün de onlardan biriydi. Yoongi koltuğa oturmuş, jimin'i de yan bir şekilde bacaklarına oturtmuştu. Yanları jimin'in buruşmuş peçeteleri ile doluydu.

Yoongi'nin bir eli jimin'in belini destekliyor, diğer eli ise biraz olsun yatıştırmak ve belki uyumasına yardımcı olmak amacı ile küçük göbeğini okşuyordu.

"Jimin'im ne olur ağlama artık. Sen böyle yapınca inan dayanamıyorum bebeğim."

"A-ama abi-"

Dedi ve hemen ardından yine seslice ağlamaya başladı küçük olan. Her yeri ağrıyor. Bir de üstüne sürekli burnunu silmesi gerekiyordu. Boğazı da çokça ağrıyordu.

"Ne yapalım güzelim ha senin için?  Sıcak süt ister misin?"

Jimin hâlâ titreyen dudakları ile beraber ellerine gözlerine koydu.

"Hm hm."

"Peki sen burada dinlen ben hemen ısıtıp geleceğim."

Kardeşini dikkatlice koltuğa yatırdı. Üzerine ayıcıklı battaniyesini örttü ve en sevdiği oyuncağı da yanına koydu. Alnına hafifçe öpüp mutfağa yöneldi.

......

Yoongi'nin bakış açısı:

"AAABİİİİ! ABİ KOŞ BUYNUM!"

Hızlıca içeriye gittiğimde gördüğüm manzara gözleri dolu, burnunu tutan ve telaşlı bir jimindi.

"Ne oldu benim jiminieme?"

"Abi buynum akıyoy üf."

Televizyon ünitesinin yanında duran peçete rulosundan bir parça aldım ve Jimin in yanına gittim.

"Elini çek jim."

Yavaş ve yumuşak hareketler  ile silmekten, akmaktan tahriş olmuş, soyulmuş burnunu sildim. Ve hiç hoşuna gitmeyeceğini tahmin ederek odadan burun fısfısı getirdim.

"Abi hayıy onu buynuma sıkma."

"Ama sıkmamız gerek bebeğim. Yoksa burnun daha fazla akmaya devam edecek."

"Ama çok acı."

"Bebeğim lütfen ısrar etme. Bir kere yanacak ve sonra da akmayı kesecek hm?"

İşaret parmağımı çene altına koyup baş parmağım ile de dudaklarının altını hafifçe okşadım.

Jimin benim ve çoğu çocuğun tam aksi olarak sevdiği kişilere temasa bayılırdı. İlgi görmeye de bayılırdı. Gerçi konu jimin olunca her şeye açıktım.

Bebeğime yapisik yaşıyordum. Bir saniye kucağımdan inmez her zaman bütün ilgimi üzerinde beklerdi.

"Tamam o mazan."

Fısfısı iki burnuna da hafifçe sıktığımda buruşturduğu yüzü bende onu yeme isteği uyandırmıyor değildi.

"İryenç. Abi hadi buynumu öp de geçsin."

Burnunun yan taraflarına minik birer öpücük kondurdum ve onu kucağıma aldım.

Başını boyu kısa olduğu için karnım ve göğsüm arasında bir yere hafifçe sürttü ve gözlerini kapattı. Yanağını yasladığı  için minik dudakları öne çıkıp büzüşmüşlerdi.

Uyuyacağını anladığım zaman rahatlasın diye avuç için ile sırtın ovmaya başladım. Kısa süre sonra mırıldanarak uyuya kaldığı zaman dikkatlice yerimden kalktım ve üst kata çıkıp onu yatağımıza yatırdım.

Dolaptan kıyafet alıp üzerimi değiştirdim. Jimin'in kıyafetlerini değiştirmedim çünkü zaten hasta olduğu için bütün gün  pijamaları ileydi.

Yanına uzandım. Alnına minik bir kelebek öpücüğü kondurup elimi ufak göbeğine koydum. Tatlı kokusunun verdiği eşsiz his ile uyuya kaldım.

.........

Selam ben geldim. Diğerlerine göre biraz uzun bir ara oldu. Hep buradaydım ama nedense elim hiç gitmedi bölüm yazmaya.

Özledim haliyle bu yüzden yorumlarınızı görmek beni çok mutlu eder 👉🏻👈🏻🍒🥰

Sizi seviyorum. Arayı açmamaya çalışacağım.

Ayrıca bu aralar iki oneshot üzerinde çalışyorum. Yakın zamanda sizlerede gösterebilmeyi umuyorum. 🥰😘💫

-rumeis~

Pink Dreams 🐾Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt