final

2.1K 164 199
                                    

Eftelya, kafasını kaldırıp saate baktığında sınavın bitmesine 12 dakika olduğunu gördü. Sınav kağıdı bomboştu. Fizik hakkında bir bok bilmiyordu. Dersler umurunda bile değildi, babasının parasına güveniyordu. Ders çalışması gerektiğini biliyordu ama canı istemeyince yapamıyordu.

800 kişilik okulda nasıl Öykü onun yanına denk gelmişti anlam veremedi. Mert, yan sırada Eftelya'ya bakıyordu. Eftelya onla göz göze gelince Mert gözlerini çekmedi. Eftelya kafasını sıraya koyup gözlerini kapattı. Öykü yanında harıl harıl sınav kağıdını dolduruyordu. Aklına ikisinin en yakın arkadaş olduğu zaman geldi, Öykü, Eftelya ders çalışsın diye türlü türlü şey yapıyordu.

Sınav süresi dolduğunda hoca kağıtları topladı. Eftelya, çantasını alıp çıkmaya yeltendi ki Öykü onu durdurdu. "Biraz konuşabilir miyiz?"

Eftelya'nın kaşları çatıldı. Öykü, Eftelya'nın Barış'ı öptüğü zamandan beri ona laf sokmaktan başka bir şey yapmamıştı, bunu oturup konuşmamışlardı bile. Eftelya kafasını sallayıp, dışarı çıkan Öykü'nün peşinden gitti. Öykü, koridorun sonundaki kalorifere kalçasını yaslayıp Eftelya'ya baktı.

"Özür dilerim." dedi Öykü, Eftelya anlam veremedi. "Seni üzecek bir şey yaptım, özür dilerim Eftelya."

"Ne yaptın?" Eftelya tüm soğukluğunu koruyarak. "Ayrıca, özür niye diliyorsun? Benden kötü ne yapmış olabilirsin ki Öykü? Senden bir kere bile özür dileyemedim, fırsat olmadı. Özür dilerim Öykü. Sevgiline aşık olduğum için." sonlara doğru sesi alçalmıştı, fısıltıyla söylemişti adeta. "Ama artık.. bilmiyorum Öykü. İçimde bir şeyler koptu."

"Nasıl yani?" dedi Öykü.

"İçimde bir şeyler koparken, Barış'ı da aldı götürdü sanki. Biliyorsundur, öptü beni." Öykü kafasını salladı, "Biliyorum," dedi. "Bunu ona söylediğimde, 'ben Öykü'ye bunu nasıl yaparım' dedi. Onun için hislerimin, hissettiklerimin, onun için yaptıklarımın, yapabileceklerimin hiç bir önemi yok. Ki artık, onun için bir şey yapmayacağım."

Öykü kafası karışmış halde baktı ona. "Nasıl yani.. artık sevmiyor musun?"

"Hayır."

"Eğer vazgeçebiliyorsan bunu neden daha önceden yapmadın?"

"Çünkü onu sevmeyi bile seviyordum Öykü. Çünkü onu sevince, her şey halloluyormuş gibime geliyordu. İçimde halledemiyordum aslında bir şeyleri. Sonra aslında halledemediğim şeyin Barış olduğunu fark ettim. Onu sevmek bana zarar veriyordu Öykü. En yakın arkadaşımı kaybettim, sırf onun için. Yalnız kaldım, sırf onun için. Ama.. ama o seni severken bunları görmedi bile. Yanlış anlama, onu suçlamıyorum."

Boğazını temizleyip devam etti Eftelya. "Sadece kalbim ve beynimin savaştığı bir savaşta, aklımın kazanmasını sağladım."

Öykü bir kaç saniye sesini çıkarmadı. "Peki Barış'ı gördün mü bugün?"

"Evet."

"Bir şey hissetmedin mi?"

"Hayır."

"Pekala.. bu konuyu konuşmak istemiyorum, ne bok yediğimi söyleyeceğim." dikelerek Eftelya'nın yüzüne baktı. "Öykü hayır!" arkadan bir ses geldi, Barış; yanında Gürkan ve arkasında Mert ile Eftelya'ların olduğu yere geliyordu. Koşar adımlarla Eftelya'nın önünde durdular.

"Noluyor ya?" diye mırıldandı Eftelya. Gürkan, Eftelya'ya bakamıyordu.

"Bak, Öykü, bu bizim.. bizim meselemiz. Eftelya'ya biri söyleyecekse bu bizden biri olmalı," dedi Mert. "Neyi söyleceksiniz?" dedi Eftelya.

denizkızı [texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin