Bölüm 3 : Geçmişten Kısa Bir Kesit..

19.5K 811 214
                                    

Merhaba değerli okurlarım. Üçüncü bölüm sizlerle.

Satır aralarına yorum yapıp, oy vermeyi unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar..

_______________________________________________

15 Ocak düğün günü..

"Selim hala inanamıyorum! Bitti mi artık? Gerçekten evleniyor muyuz biz şimdi?"

"Evet prensesim! Hadi aç artık gözlerini. Bak bunca insan bizim için burada ve bizi bekliyorlar. "

Fısıltı gibi çıkan sesi kulaklarıma dolduğunda yüzüme kapattığım ellerimi avucunun içine hapsederek ufak bir öpücük kondurdu. Gözlerime hücum eden yaşlar akmamak için direnirken gözlerimi yavaşça araladım ve titreyen sesimle kendimi konuşmaya zorladım.

"Korkuyorum! Sanki bir rüyadaymışım ve gözlerimi açınca herşey bitecekmiş gibi hissediyorum elimde değil."

"Korkma sevgilim!" Diyerek yanağımdan süzülen bir damla yaşı dudaklarıyla yakalayıp uzun bir öpücük bıraktı. Ellerini yüzüme yerleştirerek alnını alnıma yasladı.

"Sana söz veriyorum. Ben hayatta olduğum sürece bu eller birbirinden hiç ayrılmayacak" dedi ve elimi sol göğsünün üzerine götürerek devam etti. "Tıpkı senin için çırpınan bu kalbin başkasına atmayacağı gibi. Seni çok seviyorum herşeyim.."

Söyledikleri ruhumu okşarken, geçmişte yaşadığım kötü anılarımı bir kenara savurup yine ona sığındım. Kollarımı iri bedenine dolayarak başımı inip kalkan göğsüne yasladım. Onun elleri de bedenimi sararken başını saçlarıma gömerek derin bir nefes aldı.

"Herşey gerçek olamayacak kadar güzel ve iyi ki sen Selim.. Sen ailemden sonra benim başıma gelen en güzel şeysin. Kimsesizliğimi giderip ölen anne ve babamın yokluğunu bile aratmadın. Sana olan minnetimi dile getirecek kelime bulamadığım gibi ne kadar teşekkür etsem az. İyi ki karşıma sen çıktın ve iyi ki bana geldin. Tüm benliğim senin adını haykırırken bu kalbim de sadece senin. Seni çok seviyorum herşeyim.." dediğimde belimdeki eli daha da sıkılaşırken saçlarıma minik bir öpücük kondurdu. Burnumu çekerken ağlamaklı ve cılız çıkan sesimle konuşmaya devam ettim.

"Keşke anne ve babamda hayatta olsaydı da kızlarının ne kadar mükemmel biriyle evleneceğini görselerdi."

"Bitanem benim. Sen herşeyin en güzelini hakediyorsun. Ama olacakların önüne geçemiyoruz ne yazık ki. Her ne olmuş olursa olsun ben her zaman yanındayım Güneş'im. Bunu sakın unutma olur mu?" Dedi ve beni yavaşça kendinden uzaklaştırarak şefkatli bakışlarını üzerimde gezdirmeye başladı. Sessizliğimi koruyarak başımı olumlu anlamda salladım ve dudaklarıma yerleşen acı bir tebessümle o sevdiğim mavilerine uzun uzun baktım. Öyle mükemmel bir adama sahiptim ki Allah'ıma ne kadar şükretsem azdı.

Selim aramızdaki mesafeyi iyice kapatırken nefesi gelinliğimin açıkta bıraktığı tenimi talan etmeye başlamıştı. Vücudumu saran titreme dalgasına engel olamazken titrek bir nefes aldım. Arzu dolu bakışları dudaklarıma kaydığında dudağımı dişlerimin arasına alarak ısırdım. Bir anda dudaklarımın üzerine kapanan dudaklarla nefesimi tutarken yumuşak ama tutkulu öpüşü aklımı başımdan almaya yetmişti. Bende beceriksiz hareketlerle karşılık verirken gözlerim istemsizce kapanmış ellerim geniş omuzlarına gitmişti. Bir eliyle belimi sıkıca kavrayıp bedenini bana iyice bastırdığında dudaklarımı büyük bir açlıkla sömürmeye başladı. Kalbim yerine sığmayıp ağzımda atarken kendimi yavaşça geri çektim ve ne zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesimi dışarı verdim. Selim de soluklanırken alnını alnıma yaslayarak şehvetten koyulaşan mavilerini benim elalarıma yöneltti. Dudaklarını aralayıp birşey söyleyeceği sırada açılan kapı ortama gölge gibi düşmüştü.

MİNİK MUCİZEMWhere stories live. Discover now