19 Temmuz

82 11 7
                                    


Küçükken birinden 'ağzına acı biber sürerim' tehdidini öğrenmiştim. Annesi kötü bir laf ettiğinde öyle söylermiş. Ben hiç duymamıştım bu tehdidi ve acı biberler hakkında hiç bilgim yoktu. Sanırım kreşteyken duymuştum.

Bir yiyecekti biber ve sordum durdum kendime, neden acı biber sürülür ki, diye? Ya da bu neden bir tehditti ki?

Bir gün biber yediğimde acısına denk gelmişim. İşte o gün anladım. Tehdit biber değildi, biberin acı olmasıydı.
O gün acı kelimesi negatif kelimeler listesine eklendi beynimde ama zaman geçtikçe kendine o listede iyice yer edindi.
Büyüdükçe acının daha ne kadar paramparça edebileceğini anlamaya çalıştım.

Hah, bundan daha fazla acıyamaz canım diyordum ve zaman bana daha büyük bir acı hediye ediyordu. Bazen kafan karışıyor üstelik, hangisi daha çok acıttı bilemiyorsun.

Şimdi karşımdaki insan uykusunda ağlarken çektiğim bu acıyı sınıflandıramıyordum. Çok mu acı çekiyordum, az mı acı çekiyordum?
Ya da öyle bir acı çekiyordum ki, acı çeken yerlerim uyuşmuştu, hissetmiyordum artık.

Gözyaşlarını yanağından silerken elim yanmıştı sanki. Gözyaşı sıcak mıydı ya da fazla mı soğuktu? Elim yanmış mıydı ya da elimin yanması canımın yanmasından mıydı?

Kahverengi gözler açıldığında kızarıklığı göğüsümün üzerine bir fil konulmuş gibi hissettirmişti. Nefes alamıyordum, kalbim sıkışmıştı.

Gözlerine baktıkça acım büyüyordu sanki. Bunu durdurmak istedim ve arkamı döndüm ona. Yorganın altında yok olmak istedim. Bu hissettiklerim yok olsun, hissizleşeyim istedim.

Ensemde hissettiğim nefes tüylerimi ürpertti. Gözlerimi kapattım.

"Özür dilerim... dün için," diye fısıldadığında gözlerimi daha sıkı kapattım.

Elini belime koyduğunda gözlerimi açtım. Sanırım bana sarılmaya çalışıyordu. Belki de ona arkamı döndüğüm için ona kızgın olduğumu düşünüyordu, çünkü sarılmaya çekiniyor gibiydi.

Tekrar ona döndüm. Nefesi şimdi de burnuma çarparken gözlerimi kapattım. "İlyas," diye fısıldadım.

"Efendim?"

Gözlerimi açtım. "Hatırlıyor musun, benim bir dilek hakkım vardı? İddiayı ben kazanmıştım."

"Evet?"

"Ben şimdi dilek hakkımı kullanmak istiyorum."

"Tamam... ne diliyorsun?" diye sorduğunda ona yaklaşıp dudağına bir öpücük bıraktım.

"Kendini sevmeni, kendini affetmeni istiyorum," diye fısıldadığımda burnumun ucundaki damlanın akmamak için çabaladığını hissettim.

İlyas baş parmağıyla burnuma dokunup gözyaşımın can çekişmesini durdurdu.

Ben onun gözlerinin içine bakıp bir cevap beklerken, o bundan kaçıp beni öpmeye başladı. Onun dudağı dudağımda dans ederken ben gözlerimi kapatmış ve her şeyi bir anlığına unutmuştum.

Yapmaya çalıştığı şeyi anlayıp geri çekildim ve kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Cevap bekliyordum.

Aşağı kayıp başını göğsüme yasladı ve elimi yüzüne koyup sıkıca belimi sardı. Parmaklarımı yanağında gezintiye çıkardığımda başını kaldırdı ve boynumdan öptü.

"Deneyeceğim. Senin için her şeyi yaparım, bunu da deneyeceğim."



+




dünya'nın 0.38'i kadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin