1

61 6 28
                                    

Başarılı geçen Iark görevi nihayet sona ermişti. Daekan savaşçılarının toplandığı çadırdan gelen gürültü, kutlamalarının ne denli büyük ve coşkulu olduğunu gösteriyordu.
Artık özgür sayılırlardı. Bir süre kılıç sallamadan sadece domuz eti yemek ve gönül rahatlığı ile sarhoş olmak onlara özgür hissettirecekti. Beraber geçen zorlu yıllar onları gerçek birer kardeş yapmıştı. Hepsi kendisini bu kardeşlerinden birine emanet edebileceğine dair duyduğu gönül rahatlığı ile kendini içkiye vermişti.

Yakında, tam tarihini bilmeseler de çok yakında olduklarına emin oldukları bir zamanda evlerine döneceklerdi. Bu parti, başarılı geçen görevden çok, eve dönüş sevincini kutlama anlamı taşıyordu. Mutlulardı. Ancak aralarında biri herkesten daha fazla mutluydu.

Bugün onun günüydü. Eskiden yaşadığı zorluklardan sonra, Mugwang nihayet onların arasına katılabilmişti. Şimdi doyana kadar yiyebiliyor, iyi içkilerin tadına bakabiliyor ve hatta iyi kıyafetler giyebiliyordu. Sıkı çalışması, azmi ve gözü kara oluşu onu Daekan birliğinde saygı duyulan, güçlü bir savaşçı yapmıştı. Saygı ve sevgi kazanmış olmak onun için paha biçilemezdi. Kendisi ile gururu duyuyordu.

"Çenenizi kapatın sikikler! Size bir şey söyleyeceğim!"

Aniden duyulan sesi, herkesin susmasına sebep oldu. Mugwang ayağa kalktı. Alkol şişesini elinde tutuyordu.

"Bugün büyük gün! Tagon-nim nihayet kendini ispatladı! Artık Arthdal'a, evimize dönebiliriz! "

Herkes neşe ile bağırmaya başladı. Bu sefer sesleri öncekinden bile daha gürültülüydü. İçlerinden biri neşe ile "Tagon" diye bağırdı. Diğerleri ona katıldığında aniden herkes Tagon için şarkı söylemeye başlamıştı.

"Kesin sesinizi pislikler!"
Mugwang bir kaç dakikanın ardından onları yine susturdu.

"Sen kes sesini!" İçlerinden biri kızdı "Eğleniyoruz şurada, neden sürekli bölüyorsun?"

"Kapa çeneni!" Mugwang karşılık verdi ve sonra diğerlerine döndi "Gizli bir bilgi edindim!"

Herkes bir birine bakarken, fısıltılar yükselmeye başladı.

"Tamam, tamam! Anlatacağım! Biliyorsunuz abim önemli bir insan, yani-"

"Mugwang-ah" Gitoha sözünü kesti.

"Ne?"

"Sadece ne biliyorsan hemen söyle ve siktir git."

Herkes gülmeye başladı. Mugwang'ın kaşları çatıldı. Gitoha'yı pataklamak için harekete geçmek üzereyken abisinin gelişi durmasına sebep oldu. Bu, aynı zamanda herkesin durması gerektiği anlamına geliyordu.

"Amanın, Mubaek-nim! Hoşgeldiniz!" Ryang Poong neşeyle selamladı.

Mubaek doğrudan kardeşine baktı. Mugwang abisinin bakışlarını üzerinde hissettiğinde alkol şişesini masaya bıraktı. Aniden Mubaek'in onu çok fazla içmemesi için uyardığını hatırlamıştı. Her zaman bunu yapardı. Çünkü ona göre savaşçılar olası her hangi bir duruma hazır olmak için asla tam anlamıyla sarhoş olamazlardı. Hep ayık olmak altın bir kuraldı ama buna uyan kimse yoktu.

"Neymiş bu edindiğin gizli bilgi?"  Mubaek içki konusunda hiçbir şey söylemedi. Masaya yaklaşıp içmek için Mugwang'ın bıraktığı alkol şişesini alarak bir nevi onlara müsade etti. Kızgın değildi. Mugwang'ı burada, onlarla beraber görmek onu mutlu etmişti. Küçük kardeşi çok iyi yetişmiş ve kendi başına saygınlık kazanmıştı. Bir abi olarak, onun adına tıpkı onun kadar gururluydu.

"Yani şey..Tagon'un iki güne geleceğini söylemeye çalışıyordum." Mugwang cevap verdi. Abisinin yanında oldukça çekingendi.

Savaşçılar buna sevindiler. Çünkü Tagon'un gelmesi onlara eve dönme emri vereceği anlamına geliyordu. Şuan ormana yakın bir yerde çadır kurmuş Tagon'u bekliyorlardı ve geçici liderleri Tagon'un kardeşi Danbyeok'du. Askerler onun yanında pek rahat değillerdi. İstedikleri biran önce gerçek liderlerine kavuşmak ve eve dönmekti.

INDISPENSABLE LOVE [TR]Where stories live. Discover now