2

23 4 5
                                    

Mubaek ve Mugwang yemek yeyip bir yandan da içkisini yudumlayan Danbyeok'un hemen karşısında dikilmiştiler. Onları buraya kendisi çağırmasına rağmen henüz ağzından tek bir kelime dahi çıkmamıştı. Mubaek pek bir şey hissetmiyordu, ancak Mugwang gergindi.

"Baya oldu, değil mi?"
İçkisini kafasına diken Danbyeok Mugwang'a baktı.

"Evet efendim"
Ona rağmen soruyu Mubaek cevapladı. Ancak o zaman Danbyeok'un bakışları ona doğru yöneldi.

"Hep iyi bir savaşçıydın Mubaek" gülümsedi ve tekrar Mugwang'a baktı "Kardeşin iyi yetişmiş. Görünüşe göre o da senin gibi iyi bir savaşçı olacak."

"O zaten en iyisi" Mubaek mütevazı bir şekilde gülümsedi. Mugwang başını aşağı eğmişti.

Danbyeok sırıttı. Yemeğe devam ederken birisi Mubaek'i dışarı çağırdı. Bu utanç verici, sıkıntılı bir andı, çünkü abisinin gidişi ile Danbyeok ile yalnız kalmıştı. Burada olmayı istemiyordu. Bunun sebebi geçmişlerinin pek iyi olmamasıydı.

"Uzun zaman oldu."
Mubaek gittikten sonra Danbyeok cümlesini tekrarladı "En son ne zaman karşılaşmıştık?"

"Hatırlamıyorum" diye cevapladı Mugwang. Danbyeok'un bakışları üzerindeydi ve o sadece yere bakıyordu. Kastettiği günü kesinlikle hatırlıyordu.

"Hatırlamıyor musun? O zaman son sözlerimi de hatırlamıyorsundur. Tekrarlamalı mıyım?"

Sesinde ironi vardı. Mugwang'ın her şeyi hatırladığını gayet iyi biliyordu. O günü unutmak imkansızdı.

"Kızımın seni rahatsız ettiğini mi söyledin?"
Mugwang onun geçmişten gelen sesini duyar gibi oldu. Aniden geçmişe, o güne geri gitmişti.

Sadece iki kişinin; Danbyeok ve kendisinin olduğu odada durmuşlardı. Çok genç, toy ve çocuk akıllıydı. Vücudu deli gibi titriyordu.

"Kızımın seni sevdiğini söyledin."

Cevap vermedi. Sadece yere bakıp cezası için bekliyordu.

"Biricik kızım seni seviyor ha?"

Danbyeok ona yaklaştı. Bakışlarını Mugwang'ın üzerinde gezdirdikten sonra çenesinden tutup kendine bakmasını sağladı.

"Seninle konuşurken yüzüme bak."

Mugwang ona baktı, ancak hala konuşmuyordu. Çoktan Dalhee ile ilgili söylediklerine pişman olmuştu. Onu ispiyonlamamlıydı.

"Kızımın aptal olduğunu biliyorum. Çünkü çocuk. Henüz düşüncelerini kontrol edemiyor. Ama sen edebiliyorsun. Yetişkinsin. Daekan savaşçısısın. Kardeşim sizlere inanıyor."

"Danbyeok-nim, ben asla-"
Bir şeyler söylemek istedi ama yapamadı.

"Ne yaptın kızıma?"

"Ne?"

"Ne yaptın ona? Neden aniden sevmeye başladı?" duraksadı ve ona tiksinç bir bakış atarken ekledi "Seni."

Mugwang şaşırdı. Dalhee'nin çok genç olduğunu biliyordu ve tıpkı Danbyeok gibi o da hissettiklerinin aşk olmadığını düşünüyordu. Ama asla bu sebeple suçlanacağını hayal etmezdi.

"Hiçbir şey yapmadım." titrek bir sesle cevapladı. Aşağlanmak gururunu incitmişti.

"Onun kim olduğunu biliyor musun? O benim kızım. Senin aksine asil bir kana sahip. Ne yaptın? Ne yaptın da aklı karıştı? Neden kalbi aniden senin için atmaya başladı?"

INDISPENSABLE LOVE [TR]Where stories live. Discover now