~13~

1.1K 65 25
                                    

Jungkook'dan

Önümdeki domatese işkence ederken Jin hyung konuştu.

"Ya domatese yazık ya. Az el insaf. Kahvaltıya yardım et diye çağırdım seni mutfağa. Birtanecik malzemelerime eziyet et diye değil."

(Kore de kahvaltıda normal kahvaltılık şeyler değil, yemek yediklerini biliyorum. Ama hikayede bizim gibi normal kahvaltı yapıyorlar diye düşünün eheheh)

"Kime diyorum alooo Jungkook!"

Aniden Jin hyung a döndüm. Ve sorar bakışlarımı önüne sundum. O sırada mutfağa Hoseok hyung şarkı söyleyerek girdi.

"Ki ki do you love m- Lan elini kesmişsin şelale misali alıyor aloooo"
Hoseok Hyung un dediği şeyle Jin hyung un eline baktım.

"Hyung, Jin hyung un eli kanamıyor ki."

"Yaw bu çocuğa ne oldu? Senin elin kanıyor mal" dediği şeyle kaşlarımı çattım ve elime baktım. Sol elimin işaret parmağı kanıyordu. Sanırım dikiş gerekliydi.

"Domateslerim kan ağlıyor. Ya Jungkook mahvettin biricik domateslerimi"

Omuz silktim. Ve beline taktığı mutfak havlusunu çektim. Kan yere akmasın diye parmağımın altına tuttum. Deri kesmiştim ve Hoseok hyung diyene kadar acısını hissetmemiştim bile.

"Havlumdan ne istiyorsun lan! Biricik işlemeli canım havlum kan davasına kurban gitti." arkamda bağıran Jin hyung u bıraktım ve salona ilerledim. Taehyung telefonuyla uğraşıyordu.

"Hyung, ilk yardım çantasını getirir misin ?" aniden bana döndü ve parmağımı görünce kısa çaplı bir şok geçirdi.

"Lan oğlum bu ne lan! Kalk da hastaneye gidelim."

"Dikiş de kurtarmaz lan. Tümden keselim parmağını" elinde ilk yardım çantasıyla salona girdi Hoseok hyung.

"Birazdan kan kaybından ölücem lan!  Ver şu çantayı."

"Al al. Amma becerebilir misin ki?"

"Hatırlatırım Hyung ben tıp öğrencisiyim."

"Hemen de hava at." dedi Tae hyung

Dediklerini umursamadan elime gereken işlemleri uyguladım ve sargı bezini sardım. Malzemeleri kaldırırken Tae hyung kalktı. Jin hyung da Namjoon hyungla beraber kahvaltı masasını hazırlıyordu. Tabii Namjoon hyung un pek başarılı olduğu söylenemezdi. Kahve kupalarının dolu olduğu tepsiyi yere düşürmüştü tabii doğal olarak hepsi kırılmış, kahvelere etrafa saçılmıştı.

"Ya ama yaa. Siz bugün benim kahvaltımı mahvetmeye yeminlimisiniz ya!"

"Ama hyung elimde değil. Sakarsam ben napayım"

"Sadece sen değil birileri de domatesin arasına parmaklarını doğruyordu."

Namjoon Hyung şaşkınlıkla Jin hyung a bakarken ben sol elimi havaya kaldırdım ve Namjoon Hyunga doğru salladım. O da anladığını belirtircesine kafasını salladı. Namjoon hyungla eş zamanlı olarak ev de sallanmıştı.

"Taeeeeeeeeee siktim seni laaan" bağıran Yoongi hyungdu. Yüksek ihtimalle Yoongi hyungu uyandırmaya gitmişti. 'gümp' sesiyle hepimiz salondan çıkmıştık.

"Toktor beeeey sanırım ayağım kırıldı" umursamaz bakışlarımı Tae hyung un yüzünden çekmeyince bağırdı. " Lan yardım etsenize Yoongi hyung geliyor" merdivenlerden elinde Tae hyung un peluş Tatasıyla inen Yoongi hyung konuştu. Niye saçları ve tişörtünün yarısı ıslaktı? Anlaşılan Tae hyung kafasına su dökmüştü. Kaçışı yoktu.

Heartbeat • LisKook - BangtanPinkWhere stories live. Discover now