0.2

724 44 7
                                    

Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm kişiyi tanımıyordum.

Arkamdan Uras gelmişti.

"Ooo hoşgeldiniz, hoşgeldiniz buyurun."

Onu hemen içeriye davet etmişti. Ben şaşkın yüz ifademi hala bozmuyordum. Bozamıyordum ki.

O önden giderken Uras'ın kolundan tutup kendime çektim.

"Hayırdır bize sormadan içeriye yabancı alıyorsun. Nereden geliyor sana bu yetki?"

"Bir dur kızım içeriye geçelim anlatacağım. Ne bu şiddet bu celal!"

Gözümü devirerek tamam demiştim. İçeriye geçtiğimizde Uras hemen onun yanına oturmuştu.

Artık Uras'tan bir açıklama beklediğim için kaş göz işareti yaptım. Oturduğu yerden doğrularak

"Hee ee, bu Batın Alp." dedi artık adını öğrendiğim Batın'ı işaret ederek.

Aslında ismini sanki duymuştum. Çok yabancı gelmiyordu. Ben düşünürken Uras sözlerine devam etti.

"Liseden arkadaşım. Hatta hatırlarsanız benim sayemde birkaç kez aynı ortamda bulunmuştunuz."

"Hee hatırladım. Hatta bir ara Uras seni kafeye çağırmıştı." demişti Derin.

"Evet kafeye de gelmiştim."

Uzun bir süreden sonra misafirimizin sesini duyabilmiştim. Derin sohbeti sürdürmeye devam ediyordu.

"Valla görmeyeli bayağı değişmişsin. Kas falan yapmışsın. Hemen tanıyamadım."

"Zamanla değişiyor insan."

Sonunda ben de hatırlayabilmiştim. Uras'ın birçok arkadaşı vardı. Batın da onlardan biriydi. Lisede Uras, Derin ve ben aynı sınıftaydık ama Batın diğer sınıftandı. Uras'ın yakın arkadaşı olduğu için bazen aynı ortamlarda bulunabiliyorduk.

Derin haklıydı. Gerçekten de değişmişti. Hatırlamam biraz zaman almıştı.

"Görüşmeyeli bayağı değişmişsin Yüsra. Nasıl gidiyor hayat?"

"Gitmiyor aslında..."

Uras hemen araya girdi. "Çabuk büyüyorlar abisi."

Uras'ı takmadan mutfağa ilerledim. Pizzaları masanın üzerine yerleştirdim. İçeceklerimizi de hazırladıktan sonra herkesi mutfağa çağırdım.

Sonrasında içeriye geçip sohbete devam ettik. Birlikte eskilerden konuştuk biraz. Anılarımızı anlatıp gülüyorduk. Hatta bir anı var hiçbirimiz unutmamıştık. Uras ise hep unutmak istiyordu ama biz fırsat vermiyorduk. Derin anlatmaya başlamıştı.

"Bir gün belediye otobüsünde gidiyoruz arkadaşlarla. Bizim Uras boş yer buldu ve oturdu. Sonraki durakta da eli bastonlu yaşlı bir amca geldi. Uras da kıllığına adama yer vermedi. Adam Uras'ın oturduğu koltuğun yanına geldi ve ayakta Uras'ın yer vermesini bekledi. Fakat Uras yerini vermedi. Neyse adamcağızın da yazık bastonu otobüs hareket ettikçe bir o tarafa bir bu tarafa kaydı. Uras dayanamadı ve yaşlı amcaya 'amca bastonun ucuna lastik takarsan kaymaz' dedi. Adam şöyle bir baktı sonra 'o lastiği zamanında baban taksaydı şimdi sen olmazdın, ben de orda oturuyor olurdum' deyince bütün otobüs koptu. Uras o gün bu gündür belediye otobüsüne binmez."

Hepimiz gülüşürken Uras her zaman ki gibi somurtuyordu.

"Yeter amınakoyayım yaa. Anlatacak başka anı mı yok?"

"Eğleniyoruz Uras yaa trip atma hemen"

"Ne trip atcam yaa değmez!"

"Vay be değmez ha?" deyip yanımdaki yastığı kafasına fırlattım. Önce sinirli bir bakış attı ve attığım yastığı alıp bana geri fırlattı.

Derin "Demek Yüsrama fırlatırsın hain domdom" diyip eline yastık aldı ve Uras'a vurdu. Uras dayanamayıp Batın'a bağırdı.

"Lan ne duruyon orda Batın ağa yardım etsene lan!"

Batın bunun üzerine eline bir yastık aldı ve Uras'a saldırmakta olan Derin'e fırlattı. Derin'in sözlerini tekrarlayarak  "Demek Derinime fırlatırsın ha hain domdom" deyip Batın'a saldırdım.

Uras'tan gelen yastık darbesiyle tam yere düşecekken Batın belimden tuttu.

SICAK ŞARAP || Yarı TextingWhere stories live. Discover now