dört; sevimli bir tavşan

11.9K 1.4K 300
                                    

bölüm şarkısı; woosung - feel my heart
mutlaka dinleyerek okuyun, iyi okumalar

Bulunmak istemediğim ortamlarda bulunmanın verdiği gerginlik bedenimi ele geçiriyordu. Nefeslerim hızlanırken sakin olmam gerektiğini kendime hatırlatabiliyordum. Sadece bir konser, her zaman yaptığımız gibi sahneye çıkacak ve müziğe kendimi kaptırdıktan sonra herkesi unutacaktım.

Hayır, burada olmak istemiyordum. Anksiyetemi bilen Namjoon ve Yoongi Hyung, bu zamana kadar çok kalabalık ortamlarda konser vermemize engel olmuştu fakat bu sefer durum biraz farklıydı. Üniversitenin Rektörü Namjoon'un amcası olduğundan ricasını kıramamıştık ve şimdi arabanın içinde çığlıkların az da olsa dinmesini bekliyorduk.

Siyah arabadan inmemizi bekleyen binlerce üniversitelinin çığlıklarını da duymak istemiyordum. Bu Tanrı'nın bana bir cezası gibiydi. Müzik benim hayatımdı ama beraberinde getirdiği ün, şöhret kesinlikle hayatımda istemediğim şeylerdi. Neredeyse nefes aldığım için kızıp kınayacak olan netizenler, antiler, hayranım olduğunu söyleyip özel alanıma bile saygı duymayı beceremeyen insanlar ve daha nicesi...

İlk zamanlarımızı özlüyordum. Ufak tefek barlarda çalıp mutlu olduğumuz o günleri... Tek derdimiz şarkı sözü yazmakken nasıl mutlu olmayabilirdik ki?

"Taehyung, biraz daha iyiysen inelim mi?"

Yoongi Hyung gri saçlarıyla ve saçlarının gözüne gelmemesi için alnına bağladığı siyah bandanasıyla çok güzel gözüküyordu. Fakat endişeli gözleri bir saniye olsun üzerimden ayrılmamıştı.

"Maskeni ve şapkanı tak. Biz ön kapıdan gireriz. Seni arka taraftaki girişe götürsün Jaehyun. Sakin ol, tamam mı?" Minnettar bakışlarımı Hyunglarıma gönderirken onlar saçlarıma birer öpücük bırakıp arabadan indiler. Çığlıklar gittikçe yükselirken içten içe bir gün bununla baş edebilmeyi diliyordum. 

Korumalardan biri arabanın sürgülü kapısını geri kapattıktan sonra Jaehyun beklemeden büyük binanın arka alanına sürdü. Birkaç öğrencinin sigara içmek için durduğu yer sakin gözüküyordu. Nefeslerim rahatlamamla normal seyrine dönerken çoktan arabadan inmiş, Jaehyun'un yardımıyla kulis benzeri bir alana girmiştim. Kalabalık değildi fakat Yoongi ve Namjoon Hyung henüz gelmemişti. Onlar yanımda olmadan rahat hissetmiyordum. 

"İsterseniz içecek bir şeyler getireyim, Bay Kim."

"Soğuk bir şeyler iyi olur Jaehyun." Jaehyun başını sallayıp yanımdan uzaklaşırken dinlenmek için herhangi bir odaya girmeyi düşündüm. Yüzümdeki maske, üstümdeki bol kıyafetler ve başımdaki geniş şapkayla birilerinin beni tanıması şu an imkansızdı zaten ama her ihtimale karşı tanımadığım insanlarla muhatap olmamak adına ilerideki odanın kapısına ilerledim. Bu sırada gözlerimle etrafı turluyordum. Küçük olsa da gayet iyi organize edilmiş bir alandı. Tam ortada büyük bir masa, masanın üstünde ise gitarlarımızın içinde bulunduğu kılıflar vardı. Yaklaşık bir saat sonra şarkı söyleyeceğimiz aklıma geldiğinde yüzümü bir gülümseme kapladı.

Şarkı söylemeyi seviyordum. Yoongi ve Namjoon Hyung'un rap yapmasına hayrandım. Romantik ama hareketli şarkılarımızı ayrı beğeniyordum ve ben grubun bir üyesi olmama rağmen Dark & Wild'e aşıktım.

Küçük odaya girdiğimde içeride kanepe bulunmasına sevinerek kapıyı kapattım. Fakat daha bir adım atamamışken kapının açılma sesini duymuş ve yüzümü döndüğüm an alnımda sert bir darbe hissetmiştim. Elim refleks olarak acıyan yere giderken ağzımdan boğuk bir inleme dökülmüştü bile.

"Olamaz, çok-çok özür dilerim. Ben buraya girdiğinizi fark etmemiştim. İyi misiniz?"

Ellerimi kavrayan kemikli eller ve duyduğum ses tonu duraksamama sebep oldu. Tıpkı güneşin kulaklarınıza ulaşmadığı halde çıkarttığı yokluktan var olan, günün henüz doğduğunun habercisi gibi mutlulukla işlenmiş bir ses tonuna sahipti. Elleri hafif nemli, bakışları tedirgindi. Korkakça bakan parlak gözleri, ela gözlerimle buluştuğunda beni tanımaması için bakışlarımı yere indirmiş şapkanın suratımı kapatmasına izin vermiştim.

"Biraz sızlıyor ama iyiyim." Sesim maske sayesinde daha da boğuk çıkarken rahatlamıştım. Onunsa elleri çoktan iki yanına ulaşmıştı. Öylece karşılıklı dikiliyorken tekrar bakmak istedim yıldızlarla bezeli gözlerine fakat o beklemediğim bir şey yaparak şaşırmama sebep olmuştu. Elleri sol elimi kavrayıp ne zaman çıkarttığını anlamadığım kalemle avucuma bir şeyler yazıyorken, konuşmasıyla yumuşak sesini tekrar duyma şerefine layık olabilmiştim.

"Şu an burada kalıp sizinle ilgilenmek isterdim fakat acil gitmem gerekiyor. Lütfen bana yazın, yaptığım kabalığı müsait bir zamanda telafi etmek isterim." 

Bakışlarım tekrar yüzüne çıktığında mahcup gülümsemesiyle bezeli suratı bana tek bir şey düşündürdü. 'Sevimli bir tavşan.'

Bir şeyler söylememi beklemeden hafifçe eğilerek selamını vermiş ve son kez özür diledikten sonra odadan çıkmıştı. Ancak kapının kapanma sesiyle kendime gelebilmiş, tüm gün boyunca avucuma yazdığı numaradan başka bir şey düşünememiştim.

🐇

kim taehyung | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin