BÖLÜM 7~ASLA YALAN SÖYLEME

751 60 174
                                    


Pekala...Buraya kadar tek sorun Tony'nin sadistliğiydi. Ama şimdi yavaş yavaş işler kızışacak.

Çekimler bitince akşam Thor, Clint, Natasha, Bucky ve Steve bara içmeye gittiler. Bir araya gelmişken kutlama yapıp kafayı dağıtmaya karar vermişlerdi.

Loki yerlerini Thor'dan öğrenip onlara sonradan katılmıştı. Üvey abisini bu tarz yerlerde yalnız bırakmıyordu. Yoksa çok içip sarhoş olduğu zaman bambaşka birine dönüşüyordu ve öyle zamanlarda Loki onunla uğraşmak zorunda kalıyordu.

Thor bu durumdan memnun değildi tabi. Kardeşi yanına oturmuş içki konusunda sürekli onu frenliyordu ve bu da onun canını sıkıyordu. Ağız tadıyla içip bir eğlenemiyordu. Onu yanından da kovamıyordu.

Anne babası ayrı eve bir şartla çıkmasına izin vermişti. O da aklı başında olan kardeşi Loki'nin de onunla yaşayacak olmasıydı. Thor elbette buna karşı çıkmamıştı. Ama verdiği karar berbat bir karardı. Kardeşi onun her sırrını, yediği her haltı biliyordu ve onun  tehditleri yüzünden resmen kölesi olmuş durumdaydı. Bu yüzden onun yapacaklarından  tırsıyordu ya. Özellikle bu aralar onun tarafından çok sıkıştırılıyordu. Birde nedenini anlayabilseydi ona göre davranırdı.

"Loki, eğlenmeye geldik ama bunaltıyorsun."

Loki'nin gözleri kısıldı ve tehditkar bir bakış attı. "Eğlenmeye geldik, ipin ucunu kaçırmaya değil. Sarhoşken neler yaptığını bilmiyorsun ama ben biliyorum. Hemde hepsini."

Thor "Anlatta bileyim o zaman. En azından sebebini bilir ona göre hareket ederim."dedi.

Loki diğerlerine baktı. Sonra "Söyleyemem." dedi ve önüne dönüp içki bardağını aldı.

Thor, Loki'nin sessizleşip içkisinden yudumlamasını izledi. Bir derdi var gibiydi. 'Eve gidince sakince konuşurum.' diye düşünüp arkadaşlarının sohbetlerine katıldı.

Bucky'nin içkisinden yudumlayıp sohbete olan az katılımı da gözlerden kaçmamıştı. Steve müzik sesinden dolayı onun kulağına yaklaşıp "Neyin var Bucky?" dedi. Bucky "Yok birşey Steve."dedi. Steve onun omzuna dokunup "Hadi ama Bucky. Bir sorunun varsa anlatabilirsin."dedi. Bucky içkisinden bir yudum daha alıp öyle ani bir şekilde döndü ki kulağının yakınında duran Steve'in dudakları şimdi dudaklarının birkaç milim ötesindeydi. Gözleri kısa bir anlığına birbirlerine kenetlendi. Geriye çekilirken ilk bakışlarını kaçıran Steve oldu.

Bucky önüne dönüp içkisini içmeye devam etti. Steve anlamıyordu. Hiç bir zamanda anlamayacaktı.

Kısa süre sonra üç ahmak yüzünden geceyi sonlandırmak zorunda kaldılar. Clint, Bucky ve Loki'nin sıkıştırmalarını dinlemeyen Thor sarhoş olmuştu. Haliyle bu üçünü evlerine götürme görevi diğer üçlüye düşmüştü.

Loki hantal Thor'un koltuk altına girip onu sabit tutmaya çalışarak arabaya götürürken, Natasha'da sevgilisini aynı şekilde araca sürüklemekteydi.

Steve Bucky'e destek olmuş onu aracına taşımıştı. Bir an önce onu bırakıp eve gitmeliydi. Muhtemelen Tony meraklanmıştı.

Araca binip çalıştırarak uygun bir hızda Bucky'nin evine sürdü. Bucky gidene kadar yol boyunca adını sayıklamıştı.

Evinin önüne gelince araçtan indi ve onu omzuna atıp kapının önüne yürüdü. Bucky'nin pantolonunun cebinden anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. İçeriye girip kapıyı kapadı ve yukarıdaki yatak odasına çıktı. Yavaşça onu yatağa yatırıp deri ceketiyle ayakkabılarını çıkardı ve üzerini örttü.

Bucky yine onun adını sayıklayıp başını sağa sola doğru hareket ettirdi. Acı çekiyor gibi bir hali vardı. Steve onun yüzünde ve boynunda biriken ter damlalarını görünce ateşlendiğini anladı.

Bir iç çekti. Gitmeye niyetlenmişti ama onu bu halde de bırakamazdı. Onun gömleğiyle pantolonunu ve çoraplarını da çıkardı. Sonra banyoya geçip bir tasa su doldurdu ve küçük bir havluyla odaya geri döndü. Yatağın yanına yere bırakıp aşağıdan, kusar diye bir kova ve buz alıp geldi. Buzu su dolu tasa attı ve içindeki havluyu sıkıp onun terli vücudunu sildi. Soğuk su onu rahatlatacaktı.

"Bu kadar içmen gerekiyor muydu serseri?"

Gece onunla ilgilenirken yerde oturmuş ve başını yatağın kenarına dayamış halde uyuyakaldı.

Sabah telefonunun sesiyle uyandı. Gözlerini zar zor açtı ve telefonu kulağına dayadı. "Alo..."

"Nerdesin Steve?"

Steve büyük bir kupa espresso içmiş gibi bir anda ayıldı. "Tony...Ben çok üzgünüm. Dün arkadaşlarımla barda biraz içtik ve ..."

"...ve Steve ne?"

'Bucky'e yardımcı olmak için onun evinde kaldım dersem iyi niyetime bakmadan çıldırır ve ne yapacağını Tanrı bilir.'

Bulduğu ilk yalanı söyledi.

"Bardan çıkınca eve kadar gelemeyeceğimi düşünüp arabayı kenara çektim ve uyudum. Çok üzgünüm. Seni arayıp haber vermeliydim. Hemen geliyorum."

Kısa bir süre Tony'den ses gelmedi. Sonra "Tamam." dedi.

Steve aramayı sonlandırıp ayağa kalktı. Bucky hiç birşey olmamış gibi mışıl mışıl uyuyordu. "Olan bana oldu. Sağ ol Buck." dedi fısıltıyla ve sonra hızla aşağıya inip evden çıktı.

Arabasına biner binmez arka koltuktan ağzına kapatılan bir bezden aldığı tanıdık keskin kokuyla dejavu yaşayarak kendinden geçti.

Tony onu yan koltuğa geçirip şoför koltuğuna yerleşti. Elini sevdiği adamın yanağına yerleştirdi. "Keşke bana yalan söylemeseydin Steve. Sana güvenmemekte beni haklı çıkardın. Üzgünüm aşkım ama bu hayatta yaşadıklarım bana iyi bir ders verdi. Dünya'da ki kimseye güvenme. Bu kişi sevdiğin kişi ya da baban bile olsa."

Aracı Steve'in cebinden aldığı anahtarla çalıştırıp sürdü. Canı ne kadar yansada bu sefer dersini öğrenene kadar sevdiği adama işkence uygulayacaktı. Bunun olmasını istemezdi. Ama yapmazsa da kendi kendini içten yiyip bitirecekti.

Tony bakalım Steve'e nasıl işkence yapacak? Araları düzelecek mi? Yoksa inşa edilmekte olan kale yıkılacak mı?

Kaos günleri başladı.

Bekleyin.

Psycho Dark "YABANCI"~(STONY)Where stories live. Discover now