İnsan Neyle Yaşar?

4.7K 251 247
                                    



VII


— İşi almasına aldık ya, bir bela gelmese bari başımıza, –dedi Semyon Mihail'e.– Mal değerli, bey de hırçın. Bir hata yapmamalı. Senin gözlerin daha iyi görüyor, ellerin de işe benden daha yatkın, al bakalım şu ölçüleri. Sen deriyi kes, ben de dikişlerini yaparım.

Mihail ayakkabıcının sözünü ikiletmedi; beyin malını alıp masaya serdi, ikiye katladı, bıçağı alıp kesmeye başladı.

Matryona yaklaşıp Mihail'in nasıl biçtiğine baktı ve şaşkına döndü. Ayakkabıcılığa aşina olan Matryona, Mihail'in deriyi çizme yapmak için değil, daireler halinde kestiğini büyük bir şaşkınlıkla görmüştü.

Bir şeyler söyleyecekti ki, "Herhâlde bey çizmesinin nasıl yapılacağını bilmiyorum; Mihail benden daha iyi bilir, karışmayayım iyisi mi," diye düşünerek vazgeçti.

Mihail deriyi kestikten sonra çizme dikmekte kullanılan çift iplikle değil de, terlik diker gibi tek iplikle dikmeye başladı.

Matryona bu işe de şaşırmıştı, yine de bir şey söylemedi. Mihail dikmeye devam etti. Öğle yemeği gelince kalkan Semyon, Mihail'in beyin derisinden terlik diktiğini gördü.

Ahlayıp oflamaya başladı Semyon: "Mihail tam bir yıldır hiçbir hatalı iş yapmadan burada yaşıyor, peki böyle bir şeyi nasıl yaptı birden? Bey uzun konçlu, şeritli bir çizme ısmarladı, bizimkiyse tutmuş yumuşak terlik dikmiş, deriyi de mahvetmiş. Şimdi ben beye nasıl hesap veririm? Böyle bir malı bulamazsın da."

Sonra şöyle dedi Mihail'e:

— Sen ne yaptın böyle sevgili dostum? Mahvettin beni! Bey çizme ısmarlamıştı, bak sen ne dikmişsin?

Tam Mihail'e bunları söylerken sundurmadan gürültüler geldi, kapı vuruldu. Pencereden baktılar: Bir atlı gelmiş, atını bağlıyordu. Kapıyı açtılar; beyin uşağı içeri girdi.

— Merhaba!

— Merhaba. Ne istemiştin?

— Hanım beni çizmeler için gönderdi.

— Ne demek çizme için?

— Çizme işte! Beyin çizmeye ihtiyacı kalmadı artık. Vadesi doldu.

— Ne diyorsun sen?

— Sizden çıkınca eve bile varamadı, arabada ölmüş. Eve gelince kapıyı açmaya koştuk, çuval gibi devriliverdi, kaskatı olmuş, cansız yatıyormuş meğer; arabadan zor çıkardık. Hanım da beni size yolladı, "Git şu kunduracıya söyle dedi, bir bey size deri bırakıp çizme ısmarlamış ama artık gerekli değil, onun yerine ölüye giydirmek için terlik yapsın, çabucak dikiversin dedi. Dikilinceye kadar bekle, terliği de al gel dedi." Ben de bunun için geldim.

Mihail masadaki deri artıklarını toplayıp rulo yaptı, sonra da diktiği terlikleri birbirine çarpıp önlüğüne sildi ve hepsini delikanlıya uzattı. Uşak terlikleri aldı:

— Hoşça kalın! –diyerek çıkıp gitti.


VIII


Aradan bir yıl, iki yıl derken tam altı yıl geçti, Mihail hâlâ Semyon'un yanındaydı. Hep eskisi gibi yaşıyordu. Hiçbir yere çıkmıyor, gerekmedikçe konuşmuyordu; tüm bu zaman boyunca da ancak iki kere gülümsemişti: İlki Matryona kendisine yemek hazırlayınca, diğeri de beye bakarken. Semyon işçisinden pek memnundu. Artık nereden geldiğini sormuyordu; tek korkusu bir gün onu bırakıp gitmesiydi.

İnsan Neyle Yaşar?Where stories live. Discover now