Bölüm 5: Tutsağın Kaçışı

255 25 8
                                    

3. kitabın kocaman bir kısmından alıntı yapmıştım ancak o kısımlarda çok ufak farklılıklar yaptığım için sıkıcı olur düşüncesiyle ve diyalogların hikayenin geri kalanındaki bir kaç şeyi etkilemesini istemediğim için silip anlattım. Dediğim gibi, eğlenelim diye yazıyorum.

Sonradan gelen edit: Yeni bölüm yayınlamıyorum diye vicdan azabı çekiyordum ama bu bölümün yeterli olduğunu fark ettim (sadece bir konuda kararsız kaldığım için yayınlamıyorum) . Bu hikaye için stok bölümüm yok ama sizi kırmamak için en kısa zamanda yazacağım. 

**

Sirius Black'in okula gizlice girişi, Şişman Kadın'a saldırması, devamında Harry'nin gizlice gittiği Üç Süpürge'de masanın altında duydukları, Hermione'yle beraber bir profesörün odasına gece gizlice girip Hermione hakkında öğrendiklerinin üzerinden çok da uzun sayılmayacak bir süre geçmişti, Hermione'yle bu konuyu pek konuşmuyorlardı ama Hermione her zaman gözlerine girmeye çalıştığı profesörlere karşı büyük bir öfke besliyordu. Remus Lupin'in de bu konuyu bildiğine emindi, Fudge bile biliyorken ondan nasıl kaçardı ki? Hermione yine de derslerinden asla ödün vermemiş, Harry ve Ron'un anlamadığı şekilde akıl almayacak kadar çok derse girmeye devam etmişti.

Bunun üzerine olanlar da akıl alır türden değildi tabi, Hagrid'in hipogrifi Şahgaga'ya idam kararı çıkmıştı (Harry'e göre "Malfoy'un aptallığı"ydı) Onu kurtarmaya çalışırken Şamarcı Söğüt'e savrulmuşlar, Ron'un yıllardır beslediği faresinin Peter Pettigrew olduğu ve Harry'nin anne ve babasına ihanet edip onların ölümünden suçlu olduğu ortaya çıkmıştı. Hermione Remus Lupin'in bir kurtadam olduğunu da söylemeyi ihmal etmemişti. 

"Yaşıtların arasında senden zekisini görmedim, Hermione." dedi Lupin, Sirius'un yüzünde bilmiş bir gülümseme belirdi. 

"Tıpkı annen gibisin," dedi Sirius. Hermione gözlerini çevirdiğinde Ron ve Harry şaşkınlıkla Hermione'ye bakıyordu. "O da zekanın ötesinde, akıllıydı, parçaları birleştirmeyi bilirdi." 

"Ne diyor Hermione?" dedi Ron. 

"O-" dedi Hermione. Harry ondan önce davrandı. "Fotoğraftaki bebek sendin değil mi?" diye sordu Harry, zaten şüphelendiği bir durumu söyler gibi. Son zamanlarda Hermione'deki değişikliği fark etmemek mümkün müydü? Sirius Black'i bulsa öldürecek gibi bir hali vardı. "Sirius Black senin baban-" diye mırıldandı. "Ne zaman öğrendin?" Hermione'nin sesi titriyordu. "Sen o fotoğrafı gösterdiğinde." dedi Hermione. "Üç Süpürge'de söyledikleri, Hagrid bir kere gerçek ailemin Muggle olmadığına dair pot kırmıştı- sonra annemin büyücü olduğunu herkesten saklanması... McGonagall'ın odasına tekrar girip dosyamı buldum." 

"Neden söylemedin?" dedi Ron şok içinde. "Yani o- o-" diye kekeledi. 

"Nasıl bilmiyordu?" diye sordu Sirius Black, yakın arkadaşına doğru. "Sen de mi söylemedin Remus!" 

"Kimse benim kızım olduğunu bilmesin diyen sendin!" dedi Remus Lupin. "Kimse bilmesin dedim kendisine neden söylemediniz- bu nasıl oldu?" dedi Sirius Black, şimdiye kadar sadece fareyle ilgilenirken bir anda olaylar başka yöne çekilmişti. 

Ve Snape onları Bağıran Baraka'da yakaladığında gerçekleri öğrenmek için -biraz da sevmediklerinden- Harry, Hermione ve Ron Snape'e büyü yaparak o an Black ve Lupin'i kurtardıklarına dair yanılgıya düşmüşlerdi. 

"Bir profesöre saldırdık, okuldan atılacağız!" dedi Hermione. 

"Snape yüzünden okuldan mı atılacaksınız? Daha neler!" dedi Sirius Black, büyük bir alay vardı sesinde. 

Sirius-lyTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon