Bir hayale daldım uyan derler mi?

211 12 10
                                    

Merhabalar uzun zaman olmuş, neredeyse bir yıldan daha uzun. Bebek büyütmekle meşgulüm hala ama olsundu. Bölüm atmak istedim. İyi okumalar pamuk şekerler. *-*

Bir ufak not ; o kadar çok karakter var ve daha da eklenecek karıştırabilirim. Ama sizin zekanıza güvenim tam siz kimin kim olduğunu hata da yapsam düzeltirsiniz öyle değil mi?

***

Nefes nefese açtı gözlerini Gülistan. Gözleri dehşetle doluydu... Az önce gördüğü dinlediği Müberra sadece kabustu... Evet Gülistan sadece bir kabus görmüştü. Sebebini anlamaya çalıştığı sırada yüreğinden geçenler ona adaletsiz bir anneymiş gibi hissettirse de oy kullandığı oğlu Bager değilde Welat olmuştu. Pamuk en çok ona yakışırdı o da Pamuk'a...

***

Akşam çayları mutfaktan gelene kadar sohbet almış başını gidiyordu kızlar arasında. Gülistan ve Müberra surlarında ise sessizlik hakimdi. İkisininde gözleri hem hasret hem keder yüklüydü. Hem sımsıkı sarılmak hem de arkalarına bakmadan birbirlerinden kaçmak istiyordu ikisi de.

"Ayh! Dünya varmış be! Yaren olmayınca evden kasvetli lanet hava aldı valizini de gitti peşinden. İyi ki geldiniz yenge..." dedi Berfin. Yengesi gülümsemekle yetindi.

Allah biliyor Ardıl'ı öldürmeye ramak kalmıştı ilk gördüğünde. Neyse ki yalnız kaldıkları ilk dakika deli kız kardeşini tanıyan Gülistan hemen Yaren meselesinin iç yüzünü özet geçip sakinleşmesine vesile olmuştu. Üstüne bir de bu yıllar önce hükmü koyulan evlilik işini bir daha konuşmayı istiyordu Ardıl ağayla. Amma ve lakin ikisi de biri tarafından duyulduğundan bi' haberdi.

Y.N; Çılgınca ortalığı karıştırmaya bayılıyorum, kusura bakmayın. Kod adımı mikser mi yapsam ne? sjdjgh

"Hatırlatma ya... Şeytan karı!" diye ekledi Rojda. Kaşlarını çatmayı ihmal etmeden.

"Şşşt! Misafirlerin yanında ayıp oluyor kızlar. Anın tadını çıkarın. Eee... İpek nasıl gidiyor hayat?" dedi ve ortamın havasını değiştirdi Kardelen.

"Nasıl olsun ya aynı, ev okul arası geçen monoton hayat. Siz de nasıl gidiyor diye sormayacağım biliyorum... Yorucu ama güzel." diyerek cevapladı. Kocaman gülümsediler. Özlemişlerdi birbirlerini.

Welat'ın kapının önünden geçtiğini görünce nefesi kesilir gibi olmuştu. İpek sanki o an dünyadan soyutlanmıştı. Bir kaç saniyeliğine Welat başını kaldırıp ona baktığında dünyalar ona tapulanmışcasına mutlulukla kalbi göğsünden dışarı çıkmak için çabalıyordu sanki.

"Welat'ta epey yakışıklı olmuş!?" diyerek fısıldadı kulağına Hazal.

"Abla!!!" Çimdik attı ablasına. Yanaklarının alev aldığını hissediyordu. Bir dakika sonraysa, Azad'la merdivenleri tırmandığını düşündüğü Welat'ın peşine takılmıştı. Platonik olmak zordu. Ama bir o kadar da mükemmel. Her şey senin kafanda olduğu gibiydi. Ta ki gerçekler yüzüne tokat gibi inene kadar.

Evde bu kadar çok merdiven olmasını sevmiyordu. Sessiz sessiz takip ediyordu platoniğini. Çalışma odasına girdiklerinde kapı kapanmıştı. Kapıya yaklaştı usulca. Kapı ardından da olsa sesini duymak istiyordu.

"Abi sen kafayı mı yedin ha! Sen... Sen nasıl? NEDEN?" Azad'ın sesi öfkeliydi, ama biraz korku tınılı titrediği de işitiliyordu. Açıkcası neler olduğunu anlayamamıştı İpek.

Pamuk Cüce Ve Yedi Develer Where stories live. Discover now