Bölüm 1 *Meet Him*

92 13 165
                                    

Okumaya başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz🧚🏻‍♀️


Her şey okul dolabıma günlük olarak gelen gizli cümlelerle başladı.

Evet cümle. Mektup bile değil.
Çünkü mektup olamayacak kadar az ve öz yazardı.
Tek bir cümleyi asla geçmezdi.

Sanırım tanımadığım birindeki değerim bile sadece tek cümlelik ha?

Her neyse, neredeyse bir hafta kadar da gizli hayranım ortalıkta yoktu. Ya benden sıkılmıştı ya da okul değiştirmişti.
Umarım ikinci seçenektir, tek hayranımı da kaybetmek istemem.

Kim olduğunu bilmesem bile biri tarafından sevilmek güzeldi aslında. Buna kim karşı çıkardı ki zaten?

"Hey, okeye dördüncü eksik. Çıkışta gelirsin değil mi? Her zamanki yer."

Evet. Demin yanımdan hızlıca bunu söyleyerek geçip giden kişi nam-ı diğer götveren Aksel Yiğiter'di. Ama ben ona kuzen demeyi tercih ederim.
Çünkü kuzenim sonuçta. Değil mi?
En azından en son öyleydi.
Götveren ön adı ise okulda adı lazım olmayan biri tarafından verilmişti. Furkan ÖZMEL.
Ben keş Furkan demeyi tercih ediyorum tabi.
Keş olduğunu söyleyebilirim ama kanıtlayamam.
Neyse buralar karışık oralara şimdilik girmeyelim.

Aksel ise kuzenden çok işi düştükçe bana gelen biriydi.
Okeye dördüncü araması demek onun dilinde parasının bittiği anlamına geliyordu.
Ama onu yadırgamıyorum, benimle arkadaş olmamasını veya işi düştükçe yollarımızın kesişmesini.

Neticede arkadaş gruplarımız farklıydı.
O, Furkan ve Reha diye biriyle takılırdı yan sınıftan.
Ben ise yalnız gezerdim. Arkadaş grubum sadece tek kişilikti yani. Ne giren oluyordu, ne de çıkan.

Bundan şikayetçi değilim. Derslerime daha fazla zaman ayırabiliyorum mesela.

Veya onlar dışarda sürterken ben kütüphaneye gidip kitap falan okuyor oluyorum.

Evet yaptıkları şey tam olarak sürtmekti. Gezmek tabirini kullanmam için işe yarar bir şey yapmaları gerekirdi sonuçta değil mi?

Sanırım fazla kibirli durdum az önce söylediklerimden dolayı.
Ama bu kadarı da olur, onların aksine sonuçta yaşıma rağmen ne istediğimi, ne yapmak istediğimi biliyorum.

Ben basit bir insanım.
Ama basit olmama karşın ilerlediğim bir yol var en azından. Belki sağlam adımlarla değil ama bir şekilde o yola geri dönmeyi başarıyorum.

Peki o yol ne mi?
İyi bir hukuk fakültesi, sonrasındaysa sınavlarla kademe yükselip savcılık mertebesine ulaşmak.
Oldukça klişe ha? Ama sonuç verdiğinde belki de değecek bir klişe.

Belki de değmez, bilemiyorum.
Sonuçta hiçbir zaman hayalini kurduğum bir meslek grubu olmadı. Veya favori oyuncak arabam.

Bu yüzden ailemin seçmesinde de bir mahsur görmedim. Yanlış anlamayın, onların hayatımı yönettiği falan yok. Sadece yön veriyorlar benim iznimle.

Kimin yönettiği kısmı ise belirsiz.
Bunun üzerinde hâlâ uğraşıyorum.

Başka ne diyebilirim ki?

Ha bu arada, adım Gediz.

Gediz BALCI.
Hayır bal falan yaptığımızdan değil.
Ama onu da yapan vardır sanırım ailede bilemiyorum.

Her neyse, az sonra gizli hayranım kadar az ve öz olan hikayemi okuyacaksınız.

Sıkılmamaya çalışın.

-


Kısa ve öz diyip 472818 bölüm yazacak olan bana alkış.
Belki de kısa tutarım ama, güvenmeyin yani.

Sonraki bölümde görüşmek dileğiyle:)

OPHELIAWhere stories live. Discover now