Twenty

2.1K 177 211
                                    



Çok beklettim farkındayım ama psikolojim bozulmuş durumda
Özür diliyorum ve sizi 1k'lık bölümle baş başa bırakıyorum
Bir de
Bol bol yorum yapın
Çok heyecanlıyım!

***

Sirius merdivenlerden koşa koşa inip şöminenin hemen yanındaki ikili koltukta oturan Remus'u görünce derin bir nefes aldı. Görünürde herhangi bir sorun yoktu. Hızlı adımlarla koltuğun yanına geçip boğazını temizledi. "Hey?"

Remus kafasını kaldırmadan şömineye bakmaya devam ediyordu. Alnına kıvrılan tutamları ve kızarmış yanaklarıyla çok sevimli gözüküyordu. Sirius cevap gelmeyeceğini anlayıp yanındaki boş yere oturdu. Ne yapacağını bilmiyordu.

"Özür dilerim." Remus o kadar kısık bir sesle konuşmuştu ki, Sirius ne dediğini anlamakta epey bir zorlanmıştı.

"Remus," Sirius bacaklarını koltukta toplayarak tamamen ona döndü. Şöminenin turuncu ışıkları yüzüne yansıyor, zaten güzel olan yüzünde seyir zevki yüksek görüntüler oluşturuyordu.

Sirius bir cümle kurması gerektiğinin farkındaydı, girişini de yapmıştı esasında, ama söyleyeceği her şey aklından uçup gitmişti. Remus'un güzelliği hakkında çok fazla düşünmüştü, her boş kaldığı anda düşünmüştü ve tahmin edersiniz ki Sirius Black'in çok boş vakti oluyordu. Ama tam da şu an, onunla konuşup derdini anlamaya çalışacağı şu an, Sirius'un aklından tek bir şey geçiyordu.

Remus Lupin dünya üzerindeki en güzel şey.

Abartmıyordu kesinlikle. Her şeyden güzeldi. Sirius'un bütün güzellik algısını yıkmış, yerine de kendi yüzünü inşa etmişti.

Sirius boğulur gibi bir ses çıkardı. Remus'un karşısında oturup güzelliği hakkında düşünmek için daha çok vakti olacaktı, şimdi derdini anlaması gerekliydi.

Silkinip kendine gelmeye çalıştı. Remus, şömine yüzünden müthiş bir turuncu rengine dönen saçlarını gözünün önünden çekti ve, ve Sirius daha fazla kendini tutamadı.

"Çok güzelsin." Diye ağzından kaçırıverdi. Sirius içten içe kendine kızarken boğazını temizledi. Amacı zaten bilenen bir şeyi dile getirmek değildi ama daha fazla içinde tutamamıştı. Remus Lupin çok güzeldi ve Sirius'un canına okumuştu.

"Yapma." Remus kafasını diğer tarafa doğru çevirirken Sirius dikkatle onu izledi ve dudaklarının sağa doğru kıvrılışını gördü. Hoşuna gitmişti! Remus Lupin onun yüzünden gülümsemişti ve Sirius bunun için halıda takla atabilirdi!

"Benim yaptığım bir şey yok, gün gibi ortada olan bir gerçeği dile getirdim sadece." Sirius rahatlamış bir şekilde arkasına yaslanırken Remus ona döndü. Yüzünde haylaz bir sırıtış vardı.

"Dedi, güzelliği dillere destan olan tanrıça."

Sirius'un gözleri şokla açılırken kendini tutamayıp nefesinin altından bir siktir mırıldandı. Karşısındaki çocuk tüm güzelliğiyle kendisine bakıyor, tatlı tatlı gülümsüyor, ona iltifatta bulunuyordu.

"Tanrıça mı? Gerçekten mi?" Sirius sesini kırılmış gibi çıkarmaya çalışmıştı ama kimi kandırıyordu ki! Tanrıça olarak tasvir edilmek bu yaşına kadar aldığı en iyi iltifattı.

"Özür dilerim ama aklıma bu geldi. Bu güzel saçlar kimde olabilirdi ki başka?"

Sirius ölmek üzereydi. Remus onunla resmen flört ediyordu.

"Canının sıkkın olduğunu sanıyordum." Diye mırıldandı Sirius ne diyeceğini bilemeyerek. Tamam oturmuş güzel güzel konuşuyorlardı ama sorunu anlaması gerekiyordu.

and if i could i'd kiss you all over (Wolfstar)Where stories live. Discover now