Bölüm 2|DEĞİŞMEYE CESARETİM VAR MI?

11.3K 212 3
                                    

Medya: Sia-Courage to change

Medyada ki şarkı aşşırı güzel dinlemenizi şiddetle tavsiye ederimm.

Biraz kısa bir bölüm oldu. İlk bölümler biraz kısa olucak olaylar ilerledikce detaylı, uzun bölümler yazacağım. Fazla uzatmayayım hepinize iyi okumalarr<3

Bölüm 2

Hayat denilen şey yaşanmışlıklardan, yaşarken size eşlik edenlerden ibarettir. Nefret ettiklerimiz, bizi üzenler kıranlar bile hayatımızın bir parçasıdır. Hayat unutamadıklarımızdır. Yaşanmışlıklarımız, vazgeçemediklerimizdir. Öyleyse  birini hayatımızdan çıkarmak mümkün müdür?  Yaşadıklarımızın aldığı soluğun rüzgarı ardımızda eserken unutmak peki?

Geçmişi kökünden söküp atamamak ne korkunç bir şey. Koparıp atmak olanaksız, ama anısını saklamak mümkün.

Her unutmaya çalıştığında gözünüzün önüne gelen anılarınız, en mutlu anınızda onu hatırlatan basit bir kelimeyi duyarak solan gülüşünüz acıyı iliklerinize kadar hissetmenize sebep olur.

Asıl sorun unutmak isteyip istememenizden emin olamamaktır ama. Kırgın, kızgın, nefret dolusunuzdur ama o lanet ettiginiz diger yanınız ona karsi hala sevgi beslemektedir. Unutmaya çalışsanızda beceremezsin.

Dert dolu, depresif bir insan değildim. Hayatı çokda umursamazdım açıkçası. O an içimden ne geliyorsa onu yapar, o an ki mutluluğu, heyecanı yasar devamıyla ilgilenmezdim. Sonu istedigim gibi bitmesede pisman olmazdım.

"Hayata bir kere geliyoruz, bu zamanlarımı ağlayarak geçiremem."

diye düsünürdüm. Aslına bakarsanız uzun bir süre bu düsünceyle hayatımı devam ettirdim. Kimsenin ne dedigini umursamadan nasıl istiyorsam o sekilde davrandım. Ama bu davranışlarımın arkasında büyük bir korku yatıyordu. Hayal kırıklığına uğramak ve kırılmak...

Neden bilmem ama birinin dedikleri ya da yaptıkları yüzünden kırılıp üzülürsem gücsüz olurum sanıyordum. Hâlâ da aynı fikirdeyim ama eskisi kadar baskın degil bu dusuncem.

Cok insan görmustum. İnsanların dedigini cok kafaya takan, fazla deger verip hayal kırıklığına uğrayan. Onlardan biri olmaktan hep korkmusumdur. Çünkü  siz üzülürseniz herkes sizin daha cok üstünüze gelir. Daha da kırmak için ellerinden geleni yaparlar. Çünkü hayatın kendisi budur. Düşene asla yardım edilmez. Ya düşdüğünle kalır tekrar kalkamazsın ya da kalkar hayatına devam edersin.  Her iki secenekde cok acı verir.

Bence en buyuk acıda aşkdı. Sacma sapan bir rüyanın içine surukleniyordun ve rüyanın en güzel yerinde uyandırılıyordun. O mutlulugunun bedelini hayal kırıklıgıyla ödüyordun. Acı, hüzün, kırgınlık...

İste tam  da bu yuzden, bunları yasamamak icin kendime söz vermistim. Asla asık olma!

Evet biliyorum belki biraz cocukca ama benim dusuncem iste. Kendimi insanlardan soyutlarsam eger, kimseye hakettiginden fazla deger vermezsem asık olmam diye dusunuyordum. Yine yanılmısım. Kendimi insanlardan soyutlayarak gerceklerden kacamazmısım. Hayatın dogasında varmıs asık olmak, uzulmek. Ama ben bunun farkında degildim o zamanlar. Yasayıp ögrenecektim. Her duyguyu ayrı ayrı tadacaktım. Çok mutlu olacak ve çok üzülecektim.

Herkes gibi...

Vee ikinci bölümün sonuu. Umarim beğendiginiz bir bölüm olmustur. Dilerseniz bölümle ilgili olumlu ya da olumsuz düşüncelerinizi saygı çerçevesi içinde yorumlarda belirtebilirsiniz.

Yorumlarınıza elimden geldiğince cevap vermeye çalışıp, eleştrilerinizi dikkate alacağım.

Okuduğunuz için teşekkürler. En yakın zamanda tekrar görüşmek dileğiyle...

KELEBEĞİN FISILTISI/ Kırık KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin