ÜSAME|4

17K 1.4K 323
                                    

7 Milyon olduk! Sizlerle bir yıl önce girdiğim bu yolda iyi ki yürümüşüm. Aramıza her yeni bir Olric katıldığında aklımdaki final sürekli ertelendi. Kısa zamanda hem bir sürü bölümümüz oldu hem de kocaman bir aile olduk. Bunun için sizlere teşekkür ederim.

Bu arada önceki bölümde börek yerine böbrek yazmışım. Okuyunca ben de güldüm. Ama düzeltmedim. Bu da bir anı olarak kalsın bize. 😂 🙏🏻

İyi ki varsınız. 💙

Keyifli okumalar 🌸

▪️

"Ya abi beni dinle beni!"

Elmamı yemeye devam ederken bir gözüm Eray'da, diğeri Barlas'ın kucağında uslu uslu oturan kızımdaydı.

"Dinliyorum anlat." dedi Barlas bıkkınlıkla. Eray ayağa kalkıp karşımıza geçti ve yüzüne utangaç bir ifade yerleştirdi.

"Ah sevgilim..." Kıkırdadım. "Sana karşı olan hislerim öyle yoğun ki, bu hisler nihayet beni dürttü ve ikimiz için çok mühim bir adım atmamız gerektiğini gösterdi."

Kendimi tutamayıp sesli güldüm. Barlas yanındaki yastığı Eray'a fırlattı.

"Allah aşkına şunu dışarı atın ya! Oğlum dürttü ne? Facebook tan mı yürüyorum ben kıza? Yıllardır tanıyorum."

Eray yastığı havada yakaladı ve sarılarak arkasındaki koltuğa çöktü.

"İyiliği kıymet bilene edeceksin diye boşuna dememişler."

"Kim demiş onu? Eray gav-"

"Lan! Kucağında kızım var edepsiz!" Soner'in uyarısıyla Barlas, Ecrin'in kulaklarını kapadı.

"Yağmur'un geleceğinden endişe ediyorum."

"Kıskanma kardeşim. Senden önce evleneceğim ben." Soner, Eray'a alaylı bir bakış attı.

"Eray kendisiyle evlenecek herhalde. Hayırdır?"

"Ne demek kendisiyle? Konuştuk ya gülüm, Yağmur'u istedim senden." Eray'ın az önceki halinden eser kalmamıştı.

"Şu haline bakıyorum da, kararımı bir kere daha gözden geçirmem gerekecek."

Barlas zafer edasıyla güldü ve Ecrin'in saçlarını öptü. Minik prensesimin tokası çilek şeklindeydi. Eray çilek mevzusunu duyduğundan beri kızımıza sürekli üzerinde çilek olan hediyeler alıyordu.

Önümüzdeki ay iki yaşına girecekti. Sıradaki hediyesinin çilekli biberon olmasından korkuyordum.

"Senin bu amcan ne tür bir insan çözemedim."

Eray gözlerini kısarak Barlas'a baktı. "Utanmıyorsun değil mi yeğenime beni kötülemeye?"

"Ne utanacağım lan?"

"Barlas!" dedim kaşlarımı hafifçe çatarak. "Argo konuşmak yok."

"Çocuk kimlerin elinde." diyen Eray'a başımı iki yana sallayarak baktım.

"Baba."

Ecrin'in sesiyle yüzüme yumuşak bir tebessüm oturdu. Soner hemen elindeki bardağı masaya bıraktı ve ayaklandı. Onunla aynı anda kalkan Eray'ın ne yapacağını izledim.

Barlas'ın eline uzanıp "Gel Beyza'cım. Baba yarısı sayılırım."

Soner "Bırak kızımı." dedi ve kollarını Ecrin'e uzattı. Minik ellerini kaldırdı ve babasının onu kucaklamasını bekledi. "Gel bakalım, benim mis kokulum."

"Babacık babacık." Masanın üzerinde duran kafese baktık. İki aydır bizimle olan bir muhabbet kuşumuz vardı ve rengi yemyeşildi. İki haftadır konuşmaya başlamıştı. Eray kafesin başına gidip diz çöktü.

"Hadi oğlum tekrarla. Barlascık Barlascık."

Kendimi tutamayıp sesli güldüm. Barlas, Eray'a yazık sana der gibi baktı.

"Sessiz kalıyorum. Bil ki karizmamdan dolayı."

"Yesinler karizmanı."

"Biz kalkalım artık. Bir fikriniz olursa benimle paylaşın olur mu?"

"Tabi ki." dedim ve onlarla birlikte ayaklandım. Soner Ecrin ile birlikte halının üzerine oturmuş oyun oynuyordu.

"Aga görüşürüz."

"Görüşürüz Barlas."

"Enişte görüşürüz."

"Şansını zorlama Eray." dedi Soner gülerek. Onlar gittikten sonra ben de kızım ve kocamın yanına oturdum.

"Acıkmıştır o ben yedireyim."

"Çorba içirelim mi? Sevmişti sanki tarhanayı." dedi Ecrin'i kucağına çekerken.

"Akşam verelim onu. Meyve vereyim aşkıma."

"Olur. Biz seni bekliyoruz." dedi ve parmaklarını minik göbeğinde gezdirdi. "Eğlendin mi bugün meleğim?"

Ecrin parmaklarını Soner'in ağzına uzattı. Şirin bir şekilde gülümsediğinde öndeki küçük dişleri gözler önüne serildi.

Meyve püresini hazırlayıp salona döndüğümde Soner'i yerde uzanmış, kızımızı da gövdesine yatırdığını gördüm.

"Gidelim mi seninle Muğla'ya? Annenle oturduğumuz parka götürürüm seni."

Gülümseyip yanlarına oturdum. Soner beni görünce göz kırptı.

"Birlikte erik topladığımız ağacın gölgesinde piknik de yaparız."

"Hiçbir şeyi de unutmamışsın." dedim yanlarına uzanırken.

"Unutur muyum? Seni sırtımda taşıdığım köprüyü bile hatırlıyorum."

Elimi uzatıp Ecrin'in parmaklarını tuttum ve kokusunu içime çekerek öptüm.

"Çok şanslı bir anneyim."

"Ben de beni övecek sandım." dedi gülümsemeyi bırakıp. Sırıtıp yüzüne uzandım ve yanağından öptüm.

"Ve senin gibi bir kocam olduğu için de çok şanslı bir kadınım."

Ecrin'in başı Soner'in göğsüne düştü. Yemek yedirmek için kaldırmak zorunda kalacaktım.

"Şiir gibisin Çilli." dediğinde ona büyük bir aşkla baktım. "Ezberleyecek çok satırım var." Elini uzatıp yanağımı okşadı.

"Bir ömür sürecek kadar."

🌙

▪️ Özlem butonu ▪️

▪️ Gelecek bölümlerden beklentileriniz neler? Eğer hoşuma giderse gelecek bölümü sizlerin istediği gibi yazmak isterim.

Şeker tadında bir bayram geçirmeniz dileğiyle. 🍬 🎈

ÜSAME|ÖzelWhere stories live. Discover now