Bölüm 18

2.6K 307 24
                                    




İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...


"Babacığım bana annemin nerede olduğunu söylemiyor" dedi küçük kız üzgün bir şekilde. "Onun hakkında soru sorduğumda kızıyor bana"

Bunun onun için ne kadar zor olduğunu anlayabilecek yaşta değildi kesinlikle. Nathan çok iyi biliyordu. Storm'un kızmasının tek nedeni üç yıl geçmesine rağmen hala o kadın hakkında konuşamıyordu. Bu muhtemel olarak Sunshine için de çok zordu.

Küçük kız, babasının kızmasından dolayı çok üzülmüştü. Bahçede ağlayarak oturuyordu. Nathan, onun bu hallerine dayanamıyordu. Gerçi Storm, kızına karşı çok merhametliydi. Birkaç dakika sonra üzgün bir şekilde geri gelip kızının gönlünü almak için her şeyi yapacaktı.

Genç adam derin bir nefes alıp küçük kızın yanına oturdu. "Storm, anneni çok seviyor" dedi sakin bir şekilde. "Babanı çok seviyorsun değil mi?" diye sorunca küçük kız başını onaylarcasına salladı. "Onu göremediğini düşünsene. Bu onun için büyük bir acı."

Sunshine sevimli bir kızdı. Çok güzeldi. Ağlarken dudaklarının kenarları aşağı sarkıyordu. Burnunu çekerek gözlerinden yaşlar akıyordu. "Ben sadece annemin adını sordum" dedi.

Söz konusu o çingene olduğunda Storm gerçekten ağır tepkiler verebiliyordu. Nathan derin bir nefes alıp verdi. Adını söylemişti bir iki kere. Ancak Nathan için o kadındı. Adının bir anlamı yoktu. Arkadaşının parçalarını toplamaya çalışırken adını anmak istememişti.

Sunshine ne olursa olsun annesinin adını bilme hakkına sahipti.  "Rhea" dedi en sonunda Nathan. "Adı Rhea. Babanın anlattıklarından biliyorum kendisini hiç tanımadım. Çok güzel bir kadınmış ama gerçi bunu söylemek için tanımaya gerek yok. Sana baktığımda güzelliğini görebiliyorum"

Onun çapkın gülüşüne karşı çocuğun ağlamaları da kıkırdamalarına dönüştü. "Ben güzel miyim?" diye sordu neşesi yerine gelmiş gibi.

"Sen benim gün ışığımsın"

Her ikisi de arkalarında beliren Storm'a döndü. Storm, tek dizi üzerine çöktü ve kızına baktı. "Gecemi aydınlatan ve üzerimdeki kara bulutları çeken sıcak gün ışığımsın" dedi erkek kızına. "Her güldüğünde ve sıkıca sarıldığında kalbimde mutluluk ve huzur hissediyorum." Başını yana eğip kollarını iki yana açtı. "Seni ağlattığım için özür dilerim, Leydi Sunshine" dedi.

Baba kızın aralarında çok özel bir bağ vardı. Nathan'a göre asla solmayacak ve yıllar geçse de kaybolmayacak kadar özel ve güçlüydü. Onları böyle gördükçe kendi kendine mutlu oluyordu. Sonuçta çatlakları hala dursa bile Storm, güçlü bir adam, iyi bir dost ve güvenilir bir arkadaştı.

Pervasız hareketler pek onun tarzı değildi gerçi ancak bazı konularda Nathan'ı şaşırtmak konusunda yaratıcı olabiliyordu. Kadın, kucağında baygın bir şekilde obaya geri döndüğünde bütün müzik durmuş ve herkes neler olduğunu anlamaya çalışarak ona bakmıştı.

Storm, çingenelere bakarak artık bir çeribaşlarının olmadığını söylemiş ve topraklarından kovup gitmişti. Çingeneler muhtemel olarak şaşkınlıklarından bir şey yapamamışlardı. Nathan, onun peşinden koşarak gitti ve atlarına bindiler.

Genç adam, onun ne yapmaya çalıştığını anlayamamıştı ancak belli ki kadını alıkoyma konusunda kararlıydı bu sefer. Dönüş yolunda hiç konuşmamışlardı. Nathan ne diyeceğini bilemiyordu. Gerçi söylenecek bir şey de yoktu.

ÇİNGENEWhere stories live. Discover now