final

3K 202 310
                                    

4 yıl sonra

"Aşağıda işler yolunda mıdır sizce?"

"Sanırım öyle, Remus öyle diyor yani."

"Nasıl görünüyorum?" Cümlesini tam bitirmeden kapı açıldı. Karşısındaki kız heyecanla konuştu. "Aman Tanrım, Lily harika gözüküyorsun." Alice ağzını elleriyle kapatarak beğeniyle baktığı arkadaşına yaklaştı. Çok güzel görünüyordu vücuduna oturan beyaz elbisesinin içinde. Evet, bugün James ve Lily'nin düğünü vardı. Lily Evans, önündeki boy aynasına bakarken elleriyle gelinliğinin eteklerini düzeltti. "Sahi mi?"

Alice'ten önce odada bulunan Paige, Petunia ve Narcissa başlarını salladılar. "Süper görünüyorsun kızım, James kesin bayılacak." Narcissa kıkırdarken konuştu. Lily sevinçle arkadaşlarına bakarken gözleri kardeşini buldu. Kızın gözleri dolmuş, gururla Lily'i izliyordu.

Petunia, kız kardeşinin evleniyor olmasına oldukça mutlu olmasına rağmen bir yandan da hüzünlüydü. Biricik kız kardeşi artık büyümüştü. "Petunia! Ağlama şimdi beni de ağlatacaksın, makyajım akarsa çirkin bir gelin olurum." Lily, Petunia'ya kollarını sardı.

Gelin odasında kızlar Lily'nin hazırlanışını -ve sulu gözlülüğünü- izleyip onunla sohbet ederken damat odasında da işler pek farklı sayılmazdı.

"Sirius, ne yapmaya çalışıyorsun?" Remus kollarını göğsünde birleştirip erkek arkadaşına geldiklerinden beri on beşinci defa sordu. Uzun saçlı çocuk odada bulunan koltuğa baş aşağı duracak şekilde yatmıştı. "Gözyaşlarım akmasın diye ters duruyorum Rem."

James aynadan kendine bakarken Sirius'un dediklerine güldü. "Üzülme Sirius, evleniyorum diye sizi bırakacak değilim ya." Sirius kendini daha da aşağı sallandırdı. "Sorun da bu ya!" James tekli koltukta duran yastığı Sirius'un kafasına fırlattı. "Göt herif."

"James asıl sensin göt herif! Saçlarımı yapmam kaç saatimi aldı haberin var mı?" Sirius sinirle yerinden kalkarken homurdandı. Regulus abisinin bu haline bakıp güldü. "Her gün aynı şeyi söylüyorsun." Regulus, anne ve babası boşandığı için babasında kalıyordu. Yaklaşık iki yıl önce kadar geri dönme kararı almıştı. O günden beri Sirius hiç onu yalnız bırakmamıştı, tabii diğerleri de öyle. Çabuk uyum sağlamıştı.

Peter kapıya yaklaştı. "Çocuklar artık inmemiz gerekiyor. Herkes gelmiş ve Lily'nin hazırlığı bitmek üzeredir." Frank onayladı. "Çok kalabalık."

James son bir defa daha aynaya baktı. "Lanet olsun çok yakışıklıyım." Sirius onu ittirip aynaya kendisi baktı. "James üzgünüm, ben daha yakışıklıyım." Remus göz devirdi. "Çocuk musunuz? Hadi, gelini aşağıda bizim beklememiz gerekiyor, onun bizi değil." Sirius sanki Remus duymuyormuş gibi elini ağzına siper edip Regulus, Peter, Frank ve James'e doğru konuştu. "Otoriterken çok ateşli oluyor-"

"Sirius!" Sirius ellerini 'ben suçsuzum' dercesine kaldırdı. Remus kolunu onun omzuna attı ve hepsi gülüşerek odadan çıktılar. Aşağısı dolup taşıyordu.

Her şeyin üstünden koskoca dört yıl geçmişti. Sirius ve Remus'un ilişkileri günden güne güçleniyor, asla kopamayacak bir bağ oluşturuyordu ikisi arasında. İkisi de hallerinden oldukça memnunlardı, çok aşıklardı. "Sence bizim düğünümüz nasıl olacak Rem?" Sevgilisinin bu sorusuna gülümsedi Remus. Ellerini tutan parmaklarını sıkılaştırdı ve onu iyice yanına çekip alnına bir öpücük kondurdu. "Bilmem, nasıl olmasını istersen öyle yaparız sevgilim." Sirius sırıttı. "İçinde seni barındıran her şey kabulümdür."

"Seni seviyorum Black."

"Ben de seni Lupin."

İkisi kendi hallerinde konuşmaya devam ederken, Lily konukların arasından babasının koluna girmiş bir şekilde yürüyordu. Bembeyaz gelinlik, kızıl saçlarının güzelliğini gözler önüne seriyordu. Melek gibiydi. James Potter, bakışlarını yerden çekip ona yaklaşmakta olan kıza yöneltince ağzı şokla açıldı. "Aman Tanrım." Bu cümleden sonra James Potter herkesi güldürecek bir şey yaptı. Bayıldı.

Herkes bu sefer şokla James'e bakarken Narcissa konuklar arasından ayağa fırlayıp bağırdı. "Ben söylemiştim!"

◼️◼️◼️

"Gerçekten damadı bayılan bir düğüne ilk defa geliyorum." Regulus şampanyasını yudumlarken konuştu. "Herkesin başına gelebilir, çok normal." James, karısının beline sarılmış ve çenesini omzuna yaslanmış bir halde konuştu. "Tabii hayatım, herkes düğünde gelini görünce bayılır." Lily alayla konuşunca hepsi güldü. James mızmızlandı. "Ben senin kocanım, benle dalga geçemezsin!" Hepsi kendi hallerinde içkilerini içerlerken Sirius, Alice ve Frank'le muhabbete dalmış olan sevgilisine son bir bakış atıp Lily'e eğildi.

"Şu aptal çiçek atma şeyi ne zaman?" Lily tek kaşını kaldırdı. "Aklında ne var?"

"Ne zaman, onu söyle sen Lils."

"Bilmem, birazdan olur sanırım." Sirius bu cevapla birlikte heyecanla konuştu. "Çiçeği Rem'e atman için sana rüşvet teklif ediyorum. Biraz arkaya atman gerek, Rem'in o kısma geleceğini sanmam-" James gözlerini kocaman açtı. "Yok artık, resmen karıma rüşvet teklif ediyor terbiyesiz. Bir de plan yapmış." Sirius buna karşılık James'in omzuna ufak bir yumruk attı. "Siz evlendiniz işte, bize bırakın meydanı. Ben de evlenmek istiyorum." Sirius gerçekten Remus'a bağlamıştı tüm hayatını. Tüm gelecek planları Remus'a bağlıydı. Ona o kadar çok değer veriyordu ki. Sevgisini göstermekten de asla çekinmiyordu. Hayatındaki en iyi şeydi Remus, belki de tek iyi şey.

"Sirius mızmızlanan çocuk gibisin." James mırıldandı. "Diyene bak!"

"Tamam Sirius, yapacağım." Lily başını sallayıp arkadaşının kolunu sıvazladı.

Çok geçmeden çiçek atma zamanı gelince kızların çoğu o kısma doluşmuştu. Sirius'un da düşündüğü gibi Remus hala masadakilerle muhabbet içindeydi. Alice, Paige ve Petunia o kısma doğru giderken Narcissa bunu görüp, Lucius'a bir öpücük vererek onları takip etmişti.

Lily arkasını dönüp elinde zambaklardan oluşan buketi atmaya hazırlandı. Remus'a denk getirmezse büyük ihtimalle Sirius bütün gece dırdır edecekti. Umarım Remus'a gelir diye mırıldandı içinden. Sonra tüm gücüyle buketi arkaya fırlattı. "Yok artık Lily! Düğün salonunun dışına fırlatsaydın!" Narcissa homurdanırken Remus son anda kendisine doğru uçan çiçeği fark edip refleks olarak yakalamıştı. Lily arkasına dönüp baktığında rahat bir nefes verdi, olmuştu.

Remus gülerek buketi masaya bıraktı. "Üzgünüm kızlar." Bir anda bileğini yakalayan elle arkasını döndü. Sirius Black gülümseyerek Remus'un ellerini kavradı. "Remus," Derin bir nefes alıp devam etti. "Bana olumsuz bir yanıt vermenden deli gibi korksam da daha fazla içimde tutamayacağım. Benimle evlenir misin?" Sirius kelimeleri hızla ardı ardına dizince Remus bu ani teklife şaşırmıştı. "S-Sirius."

"Bak, böyle konuşmalarda berbatımdır. Biliyorum belki erken olduğunu düşünüyorsundur ama ben zaten şimdi olsun demiyorum ki. Ne zaman istersen o zaman olsun. Yeter ki ben her sabah uyandığımda seninle uyanayım, geceleri ay ışığı vuran güzel yüzünü izleyerek uyuyayım. Hep yanımda ol, ellerini tutmama izin ver. Ben başka bir şey istemiyorum Remus-"

"Evet."

Sirius o anki heyecanı ve paniğiyle Remus'un ne dediğini bile anlamamıştı. "Ne?"

"Evet diyorum, seninle evlenirim." Sirius'un dudakları iyice yukarı kıvrıldı. "Seni çok seviyorum." Remus cevap verme gereği duymadı, sadece dudaklarını sevgilisininkilerle birleştirdi. Bu onun cevabıydı işte.

Herkes onları alkışlayıp tebrik ederken Narcissa koşarak onların üstüne atladı. "Tanrım çok mutluyum! Diğer favori çiftim de evleniyor!" Bunun üzerine diğer arkadaşları da hiç çekinmeden üstlerine atladı. "Grup sarılması!"

Remus, içindeki huzurla parmaklarını Sirius'un parmaklarına doladı. Gülümsemesini durduramıyordu. Çok mutluydu. Dünyanın en şanslı adamı gibi hissediyordu. O gece ikisi de tarifi olmayan bir mutluluk yaşadılar. Sonunda hayatlarını birleştirecek ve ömürlerinin geri kalanını birlikte geçireceklerdi.

Her zaman istedikleri gibi.






◼️◼️◼️
veee son... biliyorum belki biraz oldu bittiye geldi, beklentilerinizi karşılamadı. ama üzgünüm, gerçekten daha fazla bu kurgu için fikir bulamıyor ve bu yüzden de yazma isteğim hiç olmuyordu. yeni bir kurguya başlayacağım en kısa zamanda. başladığım zaman duyuru olarak yayımlayacağım. okuduğunuz için teşekkür ederim❤️

wild ↠ wolfstarWhere stories live. Discover now