22

1.3K 94 68
                                    

Faris:

Babam telefonu kapattığında büyük bir kuşku içindeyken Efsara baktım. Oraya oturduğundan beri cebelleştiği sineği öldürmeye çalışıyordu "bu soğukta ben dondum siz hâlâ geberemediniz!" diye bağırarak koluna konan sineğe vurdu.

Babam yanılgı içindeydi. Bu kız bırak katil olmayı karıncayı dahi incitmezdi... Tamam belki bu lafıma sinekleri dahil tutmuyorum. Evet bunu söylemek biraz garip geliyor ama bu kız tam bir saftı.

Yani kötü anlamda değil. Kimseyi kandıramazdı. En azından onu tanıdığım süre boyunca oluşan düşüncem tam olarak buydu.

Sadece yalnız olduğu için her şeyden korkan fakat güçlü bir tavır çizmek için acısıyla bile alay eden geveze biriydi ama asla kötü biri değildi.

Ona koşulsuz şartsız güveniyordum ve adım gibi eminim ki bu güvenimi boşa çıkarmayacaktı. Yanına doğru yürüdüm. Başını ağaca yaslamış yıldızlara bakıyordu.

"en güzel şiirler yıldızlara bakınca aklına gelir ve onların ışığıyla yazılırmış. Sen de şiir mi düşünüyorsun?"

Başını gökyüzünden ayırdı ve yüzüme baktı "siz hiç ters uçan bir sinek gördünüz mü?" kim bilir yine nasıl bir laf sokma çabalarındaydı "hayır Efsar görmedim!"

Başını yavaşça salladı "madem bunlar ters uçmayı beceremiyor öyleyse tavana nasıl konuyor?" neyden bahsettiği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.

"her şey yolunda mı Efsar?" psikolojik sorunları vardı sanırım. Aslında sanırım da değil yüzde yüz emindim. Elini göğsüne koydu "hayatımda yolunda giden tek şey mükemmeliğim. Sizce de öyle değil mi?"

Mert başını tutarak yanımıza geldi "Efsar şu başıma bir baksana sanırım kanıyor." ellerini birbirine vurdu "üzgünüm Mert henüz veteriner değilim."

Artık çok iyi anlamıştım. Daha önce sevgi görmemiş biri olarak kendi sevgi tanımını oluşturmuştu ve onun sevgi tanımı tam olarak buydu.

Güzel sözler söylemek yerine aklına ne gelirse direkt söylemek ya da seni seviyorum demek yerine yumruk atmak onun sevgi tanımıydı.

Kaçırıldığımız gece yanlışlıkla güzelim diyince ağzımın üstüne sağlam bir tokat yemiştim. Az önce söylediğim şey sinekler ve benim için geçerli olmamalıydı bence.

Aradığım adamlardan biri sonunda araba göndermeyi başarmıştı. Efsara döndüm ve kalkması için elimi uzattım. Tabii o her zaman ki gururuyla yerden destek aldı ve gözlerimin içine bakarak ayağa kalktı.

"iki saat önce arabanın içine sıkışıp da kurtarın beni diye feryat eden bendim sanki!"

"evet sizden yardım istedim çünkü bana bir şey olabilirdi. Yani gururum sevgimden daha büyük!"

Sol kaşım havalandı "göreceğiz Karahan!" çoktan arabaya giden kızın peşinden hızlı adımlarla yürüdüm. Arabayı getiren kişi babamın adamlarından biriydi.

Mert ve Efsar arka koltuğa oturduğunda adamın yanına yaklaştım "Faris bey babanız acil olarak sizi bekliyor. Eğer sakıncası yoksa onları taksi bulabilecekleri bir yere bırakıp yolumuza devam edelim."

"hayır. Sağ salim evlerine götüreceğiz."

"ama efendim babanız..."

"aması yok! Burada babam yok o yüzden benden emir alacaksın!"

Efsarın camdan bizi izlediğini anlamıştım "gidelim!" dedim ve arabaya bindim.

-------------------------------------------------

UYANIŞ Donde viven las historias. Descúbrelo ahora