7.Bölüm

24K 1.1K 21
                                    

Yere düşen adamın ceplerini arayan Sae, adamın cebinden çıkan şey ile şaşırmıştı. Ağır hareketler ile adamı kendine çevirdiğinde şaşkınlığı büyük bir mutluluğa dönmüştü. Ama yerde yatma sebebini düşününce de endişelenerek hemen başını kucağına alarak onu uyandırmaya çalışmıştı. Gözlerini aralayan adam, "Demek uyandın? Ben neden yerdeyim?" dediğinde genç kız oldukça mahcup olmuştu. 

"Şey özür dilerim ben..."

"Sen ne?"

"Başınıza bununla vurdum..." dediğinde yerde yatan Min'e elindeki sopayı göstererek suçluluk ile bakmıştı. Min ise gülümseyerek başını hafif sallamıştı. 

"Yardım edin de kalkayım." Sae şaşkın bir şekilde Min'in yerden kalkmasına yardım etmiş ve kanepeye kadar yürümesine yardım etmişti. Sae koşarak mutfağa giderek elinde bir buz torbası ile geri dönmüştü. Buzu genç adamın başına koyarken canı yanan Min'e , Sae sürekli 'özür dilerim' diyordu. Ama Sae'nin aklını kurcalayan bu eve nasıl geldiği idi.

"Ben buraya nasıl geldim? Yani beni nasıl buldunuz?"

"Ben kimim?"  Sae adamın sorusu ile susmuştu ama Min de içinden 'Seni bulmak hiçte kolay olmadı, aklımı kaçırmak üzereydim. Ya benim yüzümden başına bir şey gelseydi. O adamlar seni sahilde gördüklerini söylemeselerdi sabaha kadar ne yapardım bilmiyorum' diye geçiriyordu. Min Sae'yi ararken gelen arama ile umutları yeşermişti. Sahile doğru arabayı son gaz sürmüştü. 

Sahile geldiğinde ise karşılaştığı manzara karşısında şaşkınlığını gizleyememişti. 'benim uykucu karım yine iş başında' diyerek Sae'ye yaklaşan Min, adamların 'efendim üzgünüm ama ne yaptıysak uyanmadı, isterseniz bir ambulans çağıralım' dediğinde Min gülmeye başlamıştı. Gerek olmadığını söyleyerek Sae'yi kucağına almış ve arabaya doğru hızlı adımlar ile ilerlemişti. Otel şuanda oldukça kalabalıktı. Sae'nin bu şekilde kimsenin görmesini istemiyordu. Otele dönmek istemeyen Min, küçük bir sayfiye ev bulmuş ve oraya yerleşmişti. Sae'nin üzerinin ıslak olduğunu gören Min, kızacağını bile bile üzerini değiştirerek kuru kıyafetleri giydirmişti. Sae'nin sesi ile düşüncelerinden sıyrılan Min ne yapacağını bilememişti.

"Üzerimi kim değiştirdi?"

"Şey... Özür dilerim ama elbiseleriniz ıslanmıştı başka seçeneğim yoktu." Sae bir süre Min'e bakarken elindeki buz torbasını daha da başına bastırarak gülümsemiş ve, "Ödeştik demek ki," demişti.

"Ödeşmek mi?"

"Evet ben de sizin başınıza vurdum."

"Ama bu aynı şey mi? "

"Neyse siz olduğunuz sürece sorun değil," dediğimde Min, Sae'nin sözlerine şaşırmıştı. Sürekli aklından 'Siz olduğunuz sürece sorun değil' kelimesi geçiyordu. Sae neden böyle söylemişti anlayamamıştı. Karnından gelen ses ile yerinden kalkan Sae mutfağa giderek kahvaltıyı hazırlamış ve Min'e seslenerek onu çağırdı. 

"Hadi birlikte kahvaltı yapalım. Ondan sonra işinize gidersiniz."

"Bu gün bütün işlerimi iptal ettim. "

"Yani bu gün evdesiniz öyle mi?"

"Aslında bu gün biraz gezeriz diye düşünmüştüm." 

"Gezmek mi? İkimiz mi?" genç kız Min'in sözleri ile heyecanını belli etmişti. Ama Min'in sözlerini tamamlaması ile umursamaz bir tavır takınmıştı. "Evet sizinle gezip ortalıkta görünmemiz gerekecek."

"Anlamadım. Ne demek bu?"

"Daha yeni evliyiz ve buraya geldiğimizi bilen bazı gazetecilerin geldiğini duydum. Kaldığımız oteli öğrendikleri için bu eve geldik." Sae adamın sözleri ile hayal kırıklığı yaşamıştı. Yüzü asılsa da genç adama bakarak konuşmuştu. 

"Öyle mi? Yani yine rol yapacaksınız?"

"Sizin için zor olacak ama..."

"Neyse sorun değil. Rol de olsa en azından yalnız kalmaktan iyidir. Tek dolaşmaktan nefret ederim. Eğer tek başıma dışarıya çıkarsam ya uyumak için bir yer ararım ya da sinemaya giderim."

"Sinema mı?"

"Evet... Siz sinemaya gittiniz mi? Ahh unutmuşum siz o kadar yoğunsunuz ki sinemaya vakit bulamamışsınızdır." Sae'nin imalı sözleri ve bakışları Min'in ilgisini çekmişti. Belki fazla sevgilisi olmamıştı ama birçok kadın tanımıştı ve onlar sinirlendiklerinde bağırır çağırır, küser ya da saçma sözler sarf ederlerdi. Sae ise bağırmak yerine gayet sakin cevaplar veriyordu. Üstelik sözlerinde iğneleyici taraf olsa da o kadar kibar bir ses tonu kullanıyordu ki kişiyi kendini dinletmesini sağlıyordu. 

"Tamam, sizinle sinemaya gidelim... Ve evet sinemaya hiç gitmedim çünkü benim evimde sinema salonu var."

"Öyle mi? Bu iyi işte ben sinemaya bayılırım. En azından sinema param cebimde kalır." Sae'nin sözleri ile gülmekten kendini alamayan Min sonradan özür dileyerek Sae'ye bakmıştı. Sae ise ilk kez Min'i gülerken görmüştü. "Demek gülebiliyorsunuz?" dediğinde adamın gülümsemesi yüzünde asılı kalmıştı. 

"Anlamadım? Ayrıca sinema parasını dert etmeniz biraz tuhaf değil mi?"

"Neden tuhaf olsun ki? Her hafta sinemaya gitmek ne kadar tutuyor biliyor musun sen?"

SENİ YÜREĞİM DEĞİL BEN SEÇTİM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin