Kanıt

15 1 4
                                    

   Yaşadığım şu son dönemler öyle karmakarışık geçiyordu ki nereye savrulduğumu şaşırmıştım,nasıl düşüneceğimi bilmiyor acemice o şeyin tam da dibine batıyordum. Trafik kazası geçirmem,Cenk ve Yankı'nın hayatıma musallat olması o da yetmezmiş gibi cinayete tanık olmamız emniyetle uğraşmam Yankı'yı hapse tıktırma çabam ve annesinin de benimle uğraşma çabası. Ah tüm bunları düşünürken bile ölecek gibi oluyorum büyük bir girdabın içine düşmüştük. Yapmam gereken şey Cenk hakkında bir şey bulmaktı bi açığını gizli bir seyini bulmaktı. Acaba Yankı'nın dediği gibi tehlikeli birimiydi? Ya da asıl suçlu o muydu ? Onunla tehlikeye mi yoksa aşka mı gidiyordum?
   Bu oyunu sürdürmeye devam edip Cenk ile ilgili bir kanıya varacaktım. Elindeki derin çizginin mutlaka bir nedeni olmalıydı. Sakladığı bir şey mi vardı? Işte tüm bu soruların cevapları için kesin bir karara varacak ve bu şekilde gizliden gizliye onunda fayasını ortaya çıkartacaktım.

***

Gözlerimi kaçırıp saçlarımı omuzumdan savurduğumda o usulca doğrulmama yardımcı oldu. Ellerini ceplerine yerleştirdiğinde saçları eden rüzgar da alnına yüzüne çarpıyordu. Bakıldığında kendi halinde sakin efendi bir çocuk gibi ama yavaş atın tekmesi sert olur sözü aklıma geldiğinde anında aksini düşünüyor gözümde onu bir felakete benzetiyordum.

"Hava bozdu baya rüzgar çıktı gidelim mi?" diyerek bana döndüğünde rahatsız olduğu her halinden belliydi. Başımı evet anlamında sallayıp ayakkabılarımızı eğilip giydik beraber ilerlemeye başladık ikimiz de sessizdik ama ruhlarımız haykırıyordu ne varsa bunu biliyorum.

***

Arabasının olduğu yere geldiğimiz de sinirle ona döndüm aptal gibi onca yola yürümüştük madem arabayla gelmişti arabayla gidebilirdik bu adam gerçekten bi aptaldı.

"Ne bu şimdi Cenk? şakamı?" dedim tek kaşım kalkarken büyük bir ciddiyetle ona bakıyordum. Yanaklarında ki hafif sakalını kaşıyarak bana döndü.

"Seninle yürümek oldukça keyifliydi hem güzel de oldu yalanmı?"

Oldukça rahattı bu huyu aynı annesi ben burada sinirden deli olurken o oldukça rahattı!

"Ben kötü oldu diye bir şey demedim onca yolu yürüdük madem arabanla geldin yürümek ile uğraşmasaydık" dedim gözlerimi devirerek yan bi gülümsemeyle dudağını yaladığında gülmemek için kendini zor tuttuğu her halinden belliydi hoşuna gidiyordu belli!

"Gül sen gül gidiyorum ben!"

Oradan ayrılmak için yürümeye yeltendiğimde usulca kolumdan yakalayıp gitmeme engel oldu.

"Lütfen gitme" dedi o bebeksi sesiyle

Ona doğru döndüğüm de gözlerini kısılmış hafifçe gülümsüyordu. Gözlerimi devirip çatık kaşlarımla ona bakmayı sürdürdüğümde arabasının kapısını açıp benim gelmemi bekliyordu. Hızla ilerleyip hiçbir şey demeden arabaya geçtim o da yanımda ki yerini almıştı.

"Nerede oturuyorsun?"

O eve gitmem mümkün değildi en son yaşanılan o şeylerden sonra gidemezdim. Üstelik nerede oturduğumu da biliyordu ve bu bir sürü sebep doğurabilirdi kendini ele veriyorsun Cenk bey!

"Eve gitmek istemiyorum"

Direksiyona bi elini koyup bana döndüğünde soru soran gözlerle bana bakıyordu

"Nereye gitmek istersin?"

Dudağımı büzüp düşünür gibi yaparak ona döndüm ve konuştum

Gizli TuttumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin