8. Bölüm:Yalan çıkmazı
*Ona dair bilemediğim tek şey satırlarıydı.*Kendime söylediğim yalanlardan dolayı bana yalan söyleyenleri kaldıramaz hale geldim.
Sırf mantığımı dinleyebilmek için sürekli kalbime yalanlar söyledim. Sürekli kalbimi oyuna getirdim. Ben doğrularım için, kalbime yalanlar söyleyerek aklımı kazandım.
İçimde kendime karşı yaşattığım bu yalan çıkmazı insanlara karşı da yansımaya başladı. Yalan söylemedim hiçbir zaman. Fakat bana yalanlar söylendi.
Bu çıkmaza birde diğer insanlar katılınca onlardan uzaklaşmaya başaldım. Bana yalan söyleyenleri hayatımdan çıkardım.
Geriye kim kaldı?
Angel ve Atlas...
Sadece iki arkadaşım kaldı. Onlarla daima yalansız, net ve dürüst bir şekilde konuştuk, anlaştık. İnsanlardan o kadar soğumuştum ki onlara acıyan gözlerle bakıyordum.
Kişiyi kısa süreliğine yanıltmak oldukça zavallıca bir hareketti...
Kimisine inandım,kandım. Sonrasında çok kırıldım. Kimisinin yalanını daha söylediği an anladım.
Onlara ise gülerek baktım. Çünkü çabalamaları boşunaydı. Çünkü ben her şeyin farkındaydım.Yalanları affetmedim,affedemedim.
Bana bir kez yalan söyleyen kişiye nasıl güvenebilirim ki?
Nasıl güvenebiliriz ki?
Güvenmedim, güvenmeyin. Çok yalnız kaldım, çok kırıldım ama en azından hayatım yalanlar üzerine kurulmamıştı.
Yada ben öyle sanmıştım...
Liderin attığı mesajı göz devirerek okudum. Bunu her zaman yapardı. Her görevde gizlilik kurallarını hatırlatmak için bizi su altından tehdit ederdi. Buna alışmıştım.
Zaten defterime yazma rahatlığımda burdan geliyordu.
Kahvaltı masamı toplayıp, ayaklandım. Bugün Atlas ile buluşup, yemek yiyecektik. O benim sayılı arkadaşlarımdandı. Biz üç arkadaş Angel, Atlas, Lilya olarak bir vücudun organlarıydık.
Atlas bizim kalbimizdi, ben ise bu vücudun beyni. Angel ise damarlarımızdı. Biz karar mercekleriydik o ise uygulama ve ulaştırma merkezi...
Hazırlanıp evden çıktığımda kendimi oldukça dinç hissediyordum. Ayaklarımda oldukça iyi olmuştu.Yaklaşık 2 gündür üzerimde bulunan ölü toprak kalkmıştı.
Attığı konuma gelip arabadan indim. Bugün içimde çok fazla bir enerji vardı. Bu enerjiyi eğlenerek atıcaktım.
Kafeden içeri girip Atlas'ı bulduğumda güler yüzüyle bana doğru yürüyordu. Tokalaşıp sandalyelere otuduğumuzda sitemine başlamıştı. "Yaklaşık üç haftadır burdasın ama ben aramasam senin arayıp sorucağın yok."
Atlas o geleneksel erkekler gibi değildi. Duygularını açıkça ifade ederdi. Yeri geldimi kahkaha atar, yeri geldimi ağlardı. Bunun yanı sıra sevdiklerine zarar geldiğinde bir aslan gücünde oluyor, önüne gelen herkesi yok ediyordu . Öfkesi yenilemeyecek kadar güçlüydü.
Gözlerime sitemle bakan bu koca çocuğa sırıtarak cevap verdim. "Dedi buraya geldiğimi üç haftadır bilen ve beni daha dün arayan çocuk." Yüzüme sinirle ve alayla bakıp"Bir kere de bozma be kızım."
Dedi. Gülerek yanıtladım onu." Tamam, tamam Angel'den haberin var mı? Uzun zamandır arayamadım onu. "
