10.bölüm

974 151 26
                                    

Bölüm10: Ah Romeo, neden Romeo'sun sen?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm10: Ah Romeo, neden Romeo'sun sen?

Bölüm şarkısı: Aydilge/ Aşka gel

İyi okumalar

........

Hayat bazen bize oyunlar oynar. Bu oyunlar bazen bir biber gibi acı olsa da bazen de annenizin yaptığı çikolatalı kekin ardından kapta kalan harcı parmağınızla sıyırınca yaptığınız yaramazlığın farkında olmanızla birlikte aldığınız tadın yüzünüze oluşturduğu gülümseme kadar tatlıdır.

Hayatın tatlı oyunlarıyla sık karşılaştığımı iddia edemem. Hatta bu konuda çoğu zaman bir fikre sahip olmadığım için susmayı ve bir adım geriye çekilmeyi tercih ederim. Çünkü ben, kendi başıma açtığım belalarla uğraşırım hep.

Babamın arabasını direğe çarptığımda ondan arabayı saklamak için köşe bucak kaçtığımla, Melek'in ödevine sakarlığımla kahve döküp o gelmeden aynısını yapmak için uğraşmalarımla, annemin ocağa koyduğu yemeyi tembihleyip evden ayrılması ile o yemeyin ocakta olduğunu unuttuğum aynı saniyelerde evi yakmaktan son anda kurtarmalarımla...

Hal böyleyken dostlarım, bütün bir haftanın bir ömür gibi geçtiği ama sonuna büyük bir hevesle vardığım günün akşamı Yiğit'in 1 hafta önce attığım takibi kabul etmesini, üstüne üstlük bana istek yollamasını beklemiyordum. Görüyorsunuz ya, hayatın yolu benim yanımdan bucağımdan geçiyor olmalı ki bir selam çekmeyi akıl ediyor sonunda, ne bileyim göz kırpıyor, gülümsüyor bana.

Normal bir kız olsam ben de onun isteğini kabul etmek için 1 hafta bekler ve intikamımı alırdım. Ama sonunda Yiğit'i görmek olan bir yolu bütün zorluklara rağmen aşmaya çalışırken yolun ucunda Yiğit'i elinde feneriyle görünce böyle bir lüksüm kalmıyor ve Romeo'nun isteğini kabul etmeyi tercih ediyorum.

Can sıkıntısından ona buna bulaştığım ve insanları kendimden bezdirdiğim, tahmin edemeyeceğiniz kadar fazla tatlı yapıp aileme yedirdiğim ve zamanın daha hızlı geçmesi için bir sürü çizim yapıp sonucunda hiçbirini beğenmeyip çöpe attığım o berbat haftanın bu kadar berbat geçmesinin tek sebebi, hafta sonu Yiğit ile barınağa gitmek için sözleşmiş olmamızdı. Normalde olduğundan 3 katı yavaş geçen ve benim sabrımın son damlalarını da tükettiğim bu 5 günün sonunda ,Yiğit'in isteğini görmek evin içinde çılgınlarca dans etmem için yeterli bir olaydı.

Fakat sonra dans etmenin de yetmeyeceği bir şey gerçekleşti. Yiğit ben ona ulaşmaya çalışmadan kendiliğinden bana mesaj attı. Bu bir 'gel kollarıma, sarayım seni Nehirciğim' mesajı değildir de nedir söyleyin? Romantik ruhumun yine iş başında olduğunu ve Yiğit'in sadece sözünü tutan bir beyefendi olduğunu da söyleyebilirsiniz tabi ama bu pek heyecanlandırıcı olmaz, değil mi?

Beni Sev RomeoWhere stories live. Discover now