5

2.3K 273 57
                                    

Bu bölüm medya sorunundan dolayı tekrar yüklenmiştir :, oylarınızı ve güzel yorumlarınızı yeniden bekliyorum... ❤️

Your heart and my heart are very very old friends.

Tüm güzelliğiyle parıldayan güneş Eflah'a sıkıntı vermeye başlamıştı. Ensesine yapışan buklelerini havalandırıp seslice ofladı. Evden uzaklaşmak için markete gitmek istemişti ancak ev ile market arasındaki mesafeyi unutmuştu.

Somurtarak girdiği markette direkt buzluk bölümüne ilerledi. Soğuk dolapların önünde durduğunda iki eliyle kendini yellemeye başlamıştı. Şimdi kendini daha iyi hissediyordu.

Atıştırmalıklara bakıyorken yolu geri nasıl döneceğini düşünüyordu ve tabi ki yol bittikten sonra evde ne yapacağını.

Annesiyle o olaydan sonra hiç karşılaşmadılar. Eflah evin içinde küçük bir saklambaç oynuyordu. Hem hâlâ varlığına alışamadığı kardeşinden hem de delirttiği annesinden köşe bucak saklanıyordu. Babasına karşı ise yavaş yavaş yavaş gardını düşürmeye başlamıştı. Adamı her gördüğünde ağlayarak özür dilemek istiyor oluşu her şeyi daha zorlaştırıyordu. Sarılmak istediği anlarda ona yaraşır bir evlat olmadığı aklına geldiği için vazgeçiyordu. Henüz küçücükken, safken bile bu mükemmel hayata uyum sağlayamamıştı şimdi geri dönerse kim bilir nasıl zorlanacaktı, babasını nasıl utandıracaktı. Düşündüğü tek şey bundan ve türevlerinden ibaretti.

Eflah anlık kararlarla hayatını mahveden, değişik bir cesarete sahipti. Bu huyundan kurtulabilmesi şu anki çabasıyla imkansızdı. İçinden geldiği gibi davranmaya son veremiyor, sonrasında da pişman oluyordu.

Düşüncelerinden sıyrılmaya çalışıp elini soğuk suya attığında yandan yaşlı kadının bakışlarını hissetti. Kadın elinde tuttuğu krem peyniriyle Eflah'ı baştan aşağı dikkatlice süzdü. Bakışları yargılıyordu. Vücudundaki morlukları ve elbise tercihini nezih semtine hiç yakıştıramadı.

Bir anlığına bir şey söyleyecek gibi oldu ancak Eflah gelecek şeyi anlayıp hemen başını çevirdi, suyu bırakarak marketin önüne ilerledi.

Ön reyona gittiğinde dudaklarını ısırdı, bir süre marketin tavanına baktı. Yargılayan bakışlarla ilk kez karşılaşmamıştı ancak bu kez farklıydı. Sanki bakışlar ona bir an önce buradan gitmesini, ait olmadığını fısıldamıştı.

Kısa şortunu çekiştirip babasının aldıklarını giymemekle hata yaptığını düşündü ancak sonra olduğu kişiyi kıyafetlerle değiştiremeyeceğini düşündü.

Kadın bakmakta haklıydı.

Şimdi tek isteği uyuşmaktı. Uzun zamandır- kendine göre- bir şeyler içmediği için damarları alkol diye bağırıyordu.

Şişelerin olduğu bölüme yavaşça süzülüp yanağının içini kemirdi. İşe çıkmıyordu yani parası yoktu. Babasının eline tutuşturduğu meblanın miktarı ise kaçıp gitmemesi için oldukça azdı.

Kameraları kontrol etti ancak sonrasında bu kıyafetle market hırsızlığı yaparsa yakalanacağına karar verdi. Şişeyi saklayamazdı.

Etrafa daha detaylı bakındı ve reyonları düzenleyen kısa çocuğu gördü. Gözüne harika bir av gibi gözükmüştü. Kuruyan dudaklarını nemlendirip genişçe gülümsedi, cips paketleriyle boğuşan görevlinin tam yanında durdu.

"Selam... Aziz." Eflah çocuğun turuncu yakasındaki karttan ismini zorlukla okumuştu.

Çocuk Eflah'ı fark ettiği gibi elindeki iki paketi de düşürdü. Bu sakarlık onun sahiden de harika bir av olduğunu kanıtlamıştı.

over againWhere stories live. Discover now