0,1

543 26 0
                                    

Jennie'den devam

Sonunda lanet olası iki ders bitmişti ve tenefüse çıka bilmişdik. Rosé koluma girdi ve önden biz sınıftan çıktık. Arkamızdan da Lisa ve Jisoo koşturarak gelip bize seslendiler. Biz durup onları beklediğimizde ikisinin de kaşlarının çatık olduğunu gördüm. Yanımıza geldiler ve söylenmeye başladılar.

Jisoo:Niye beklemiyorsunuz lan amına koyduklarım?!
Lisa:Başımın etini yemeyin!
Jennie:Ay ne çok konuştunuz! Yeter be!
Rosé:Kızlar kantine inelim.
Jisoo:Olur sizin arkanızdan koşuşturunca acıktım.
Lisa:Sayın bayan çiken Jichu! Sen zaten her zaman açsın.

Kızların konuşmasını dinledikçe vaktimizin biteceğini düşündüm ve kollarından sürükleyerek aşağı kantine indim. Herkes farklı farklı masalarda oturmuştu. Biz içeriye girince tüm gözler bize döndü. Onların bu haline göz devirip bir masaya geçtim ve kızları bekledim. Onlar da hemen arkamdan gelip oturdular. Lisa yanıma Jisoo ve Rosé tam karşımıza geçtiler. Biraz sohbet etmeye başladık. Sohbet etmeye o kadar çok dalmışız ki başımızın üstünde yedi tane erkek görmemle gözlerimi büyükçe açtım. Kızlar görmemiş olucakki yanımdaki Lisa'nın karnına yavaşça dirseğimi geçirdim. Tabi o durur mu? Hayır tabiki de. Bağırdığı sırada elimle ağzını tutup erkekleri işaret ettim.

Lisa:LAN JENDEUK NİYE VURUYORSUN ÖKÜ-
Jennie:Sus mal. Yukarıya bak.

Lisa erkeklere bakınca kafasına jeton yeni düşmüş gibi bir hareket yaptı. Ardından kızlar da farkedince onlara baktık. Biz onlara 'ne var lan' bakışı atıyorduk. Ama onlar öküzün tirene baktığı gibi bakıyordu. En sonunda sessizliği bozan taraf ben oldum.

Jennie:Ne vardı acaba?!
Yoongi:Kalkmanızı bekliyoruz.
Jennie:O zaman çok beklersin kedi çocuk.
Yoongi:Kimin kedi olduğunu tartışmayalım bence kedi kız.

Ona göz devirdim ve yeniden kızlara bakmaya başladım.

Namjoon:Diyoruz ki,
Jimin:Kalksanız.
Rosé:Böyle rahat almayayım canım.
Jungkook:Yoongi hyung başka yere gidelim şunlarla uğraşmayalım. Zaten başım ağrıyor.
Taehyung:Sus Jungkook!

İçlerinden kedi çocuğun isminin Yoongi olduğunu,tavşan dişli çocuğun ise Jungkook olduğunu duydum. Diğerlerinin ismini ise sınıfta öğretmenler çağırdıklarında duymuştum. Mavi saçlı çocuk Taehyung, gamzeli olanı Namjoon'du sanırsam. Sonradan hepsinin ismini hatırlamaya başladım. En uzunları Jin, en kısaları Jimin'di. Diğeri ise Hoseok. Bize sataşanlar ise Tzuyu, Seulgi, Sana ve İrene'ydi. Kantinde diğer çocuklar onlara seslendiğinde duyup aklıma kazımıştım.

Jennie:Nedir bu okula yer kavgası?
Taehyung:Ne demek istiyorsun?
Jennie:Boşver.
Jin:Kalksanız diyorum.

O an'ın siniriyle yerimden kalktım ve kaşlarımı çatarak konuşmaya başladım.

Jennie:Burası sizin mekanınız değil!! Her önünüze geleni böyle karşılamak zorunda mısınız?! Eğer böyle devam etmeye devam ederseniz-
Jimin:Edersek..?
Jennie:Olucaklardan biz sorunlu değiliz!!

Lisa'nın kolunan tutup ayağa kaldırdım sonra da diğer kızlara seslendim. Onlar da benim gibi hızla ayağa kalktı. Havalı bir şekilde okulun koridorlerinden geçtik ve sınıfa girdik. Sınıfa geldiğimizden bir süre sonra o yedi kişi ve dört burnu havada olan kız girdi. Gözlerimi devirdim ve tahtaya döndüm. Ardından öğretmen geldi ve ders başladı. Öğretmen yine bişeyler saçmalıyordu. Onu çekemeyeceğim için kafamı sıraya gömdüm. Bir kaç dakika sonra kafamın üzerinde nefes ve sıranın altında beni elleyen bi el hissettim. Hemen gözlerimi açtım. Önce sıranın altına baktım ve Rosé'nin elinin olduğunu gördüğümde derin bir nefes aldım ve nefesin geldiği yöne baktım. Yüzü boya olan öğretmene baktığımda kaşlarını çatmış şekilde bana bakıyordu.

Öğrt.:Jennie Kim!!
Jennie:Dinliyorum?
Öğrt.:Derste niye uyuyorsun?
Jennie:Neden uyumayayım?
Öğrt.:Bu ders çok önemli senin için!!

Gözlerimi devirerek Rosé'ye döndüm ve mimik hareketleri yaparak ondan dersin ne olduğunu sordum. O ise biyoloji olduğunu söyledi ve göz kırptı.

Öğrt.:Seninle konuşuyorum Jennie Kim!! Duvarla değil!!
Jennie:Evet Jennie dediğiniz benim! Ne oldu peki?
Öğrt.:Ne mi oldu?! Bu ne saygısızlık Kim Jennie?
Jennie:İsmimi bastırarak söylemeseniz diyorum.
Öğrt.:Çok saygısızca!!
Jennie:Müdürle sizin garip bakışmanız gibi mi?

Öğretmen sinirden patlayacak şekilde tahtaya doğru geri döndüğünde zafer gülümsememi ortaya sunmuştum. Biz müdüre sınıfımızın nerde olacağını sormak için geldiğimizde bu biyoloji öğretmeni de odadaydı. Onların bakışmalarını sadece ben değil kızlar da farketmişti. Sınıftakiler bana tip tip bakarken gözlerimi devirip yerime oturdum ve yeniden kafamı sıraya gömdüm.

*

Sonunda lanet dersler bitmişti ve eve gidecektik. Kızlarla çantamızı topladığımız zaman o dört kız yine yanımıza geldi.

Jennie:Görüyorum bizden vazgeçemiyorsunuz.
Tzuyu:Ne demezsin!!
Lisa:O zaman yanımızda ne işiniz var küçükler?
Seulgi:Hah,küçükler!!
Rosé:Üzgünüm kızlar sizinle uğraşıcak değiliz.
Jisoo:Kızlar pek fazla yorgun ve aç olduğuma dua edin. Hadi Jennie yürüyün.

Jisoo'nun koluna girdim. Rosé da diğer koluma girdi. Lisa ise Jisoo'nun koluna girdi ve hızlıca okuldan çıktık. Etrafa göz gezdirdiğimde sadece yedili oradaydı. Onlar da yavaş adımlarla okulun bahçesinden çıkıyordu. Biz de kızlarla kol kola okuldan çıktık. Erkeklerin yanından hızlıca geçtiğimizde onlar sadece bize bakmakla yetindi. Lisa'ya dönüp göz kırptım ve yürümeye devam ettik. Bir kaç dakikalık yürüyüşün ardından eve vara bildik sonunda. Eve hızlıca girip üstümüzü değiştik. Jisoo ve Lisa salonda televizyon izliyordu. Rosé ise odasındaydı. Ben de saçlarımı dağınık topuz yapıp mutfağa indim. Buzdolabından çikolatalı süt alıp mutfak kapısından bahçeye çıktım. Sütümü içtiğim sırada karşı evin bahçesinde gördüğüm adamla sütü ağzımdan yere püskürttüm ve gözlerimi kırpıştırıp dikkatlice karşıyı izledim.

Yeni bir bölümün daha sonuna geldik. Yuppiii~ Eğer bir hatam varsa affola bebişler. Hadi o eliniz bi çalışsın da o oy tuşuna basın hadi. Kıymayın bana kurabiyelerim~ Sizi çokca öpüyorum. Chaennie ile kalın~

Playing With LoveWhere stories live. Discover now