2.9

212 37 27
                                    

“Evet, Rika ölmedi.” V, Saeran hariç herkesin şaşkın bakışları eşliğinde konuşmaya devam etti. “İntihar ettiğinde öldüğüne ben de inandım ancak cesedi ben dahil hiçbirimiz görmedik ve cenazeden yirmi gün sonra bilmediğim bir numaradan mesajlar almaya başladım.”

Saeyoung'a döndü ve içini çekti. Nasıl devam edeceğini bilemez gibiydi. “Rika ile aramda olan her ayrıntıyı biliyordu ve Rika olduğunu iddia ediyordu. Buluşmak istedi.” Başını iki yana salladı. “Hayır diyemedim ve gittiğimde gerçekten Rika olduğunu gördüm. Sarıldım, ona tüm bunların nasıl ve neden olduğunu sordum. Gözlerinin altı mosmordu ve teni çok beyazlamıştı.” Saeran'ı tutan Yoosung geri çekilerek V'ye bir adım yaklaştı.

“Bana bir tarikat kurduğunu, yeni ve mükemmel bir düzen için üstün yetenekli insanlar geliştirdiğini anlattı. Ona katılmamı ve onunla birlikte yeni düzeni yönetmemi istedi.” Dişlerini sıktı, “Reddettim. Bundan hemen sonra gözlerime saldırdı. Bu kötü varoluşu ve yozlaşmış dünyayı görmemi istemediğini söyledi ve onu iteklememe rağmen hasar aldım. Daha sonra beni orada bırakıp gitti.”

Saeran tiz bir çığlık kopardı. “Tam tersi oldu. Sen kurtarıcıma saldırdın. Sen ona zarar vermek istedin. O kimseye zarar vermez. Aptal, sen tam bir aptalsın.” Yoosung bir Saeran'a bir V'ye baktı. “Yaşıyordu ve bana söylemedin mi?” Jaehee nefesini tuttu ve kulağındaki ufak sekreter kulaklığına basarak güvenlikleri çağırdı.

Yoosung, V'ye kuvvetli bir yumruk attı. V yere düşerken Saeyoung arkadan Yoosung'ı çekiştiriyordu ancak yumruklar art arda geldi. Jumin, V'yi çekerek yerden kaldırdı. Zen'in Saeyoung ile beraber Yoosung'ı tutarak kendine gelmesi için sarstığı sırada güvenlik geldi.

Ameliyathanenin kapısı da aynı anda açıldı. Ne kavga kalmıştı ne de bağrışma. Güvenlikler Yoosung ve V'yi kollarından sıkı sıkı tutup kıpırdamalarını engellerlerken Jumin eliyle 'durun' işareti yaptı.

“Saeran?” Doktor sesini yükseltti. Duvara hala sırtını yaslamış, olayları keyifle izleyen Saeran duvardan sırtını çekip doktora dik dik baktı. “Benim.”

Tutuklanacağını düşünüyordu. Universe bilinci açılır açılmaz kendisini söylemiş olmalıydı. “Hasta senin adını sayıklıyor ve seni görmek istiyor.” Saeyoung başını hızla salladı ve eliyle hayır anlamında bir işaret yaptı. “Hayır, Saeyoung demiş olmalı. Yanlış duymuşsunuzdur.”

“Hayır, Saeran dedi. Normalde içeri almamız kesinlikle yasak ancak hasta şiddetle Saeran'ı görmek istiyor.” Arkasından gelen hemşireyi gösterdi. “Lütfen hemişe Yuo ile beraber gidip steril kıyafetler giyerek hastanın yanına gidin.”

Saeran da şaşkındı çünkü Universe neden onu çağırsındı ki? Onu yanlışlıkla da olsa vuran kişiyle ne işi olurdu? Hemşireyi odalardan birine doğru izlerken arkadan Jumin'in itirazlarını ve Zen'in Saeyoung'a verdiği tesellileri duyuyordu. O koridordan çıkınca doktor alçak bir sesle kötü haberi verdi. “Korkarız ki hastanın hafızasında sorunlar var.”

Saeyoung o gün belki de üçüncü kez dizlerinin üstüne çöktü ve çocuklar gibi içini çeke çeke ağlamaya başladı.

___
Bu bölümü yürüyüş esnasında yazdığım için eksiklikler, fazlalıklar ve boğucu bir anlatım olmuş olabilir, en kısa sürede bu bölümü 2. kez güncelleyeceğim.

LOLOL: It's Okay [texting] Onde histórias criam vida. Descubra agora